DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Bu toplantıda Merkez Bankası’nın gecelik borç verme faiz oranı, 25 baz puanlık indirimle, yüzde 10,75’ten yüzde 10,50’ye çekildi. Gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 7,25’te, bir hafta vadeli repo borç verme faiz oranı ise yüzde 7,50’de sabit tutuldu.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Merkez Bankası’nın temel para politikası faizleri bir yıldan beri sabit duruyordu. En son indirim geçen yılın şubat ayında yapılmıştı. O zaman para politikasının üç temel faiz oranı da aşağı çekilmişti.
Esasında o zaman Merkez Bankası’nın indirime daha da devam etme niyeti var gibiydi. Ancak döviz kurlarında yaşanan yükseliş bu indirimin önünü kesmişti. Aradan bir yıl geçip de döviz piyasasında bir sakinleşme ihtimali ortaya çıkar çıkmaz, Merkez Bankası fırsatı değerlendirip faizde yeni bir indirim sürecinin kapısını açtı.
SADELEŞME ADIMI
PPK kararına ilişkin olarak yayınlanan notta, yapılan faiz indiriminin, geçen yıl ağustos ayında açıklanan para politikasında sadeleşme stratejisine ilişkin bir adım olduğu ifade ediliyor. Merkez Bankası, fiyat istikrarı yanında finansal istikrara da ulaşma hedefi gerekçesiyle, 2011 yılından bu yana para politikasında birçok aracı birden kullanıyor.
Bunlardan en önemlilerini yandaki tabloda gördüğünüz gecelik borç verme faizi ile haftalık repo borç verme faizi oluşturuyor. Piyasanın Merkez Bankası’ndan aldığı fonların ortalama maliyeti, fonlamada bu iki kanaldan hangisinin ağırlık taşıdığına bağlı olarak değişiyor.
Merkez Bankası, gerekli gördüğünde, piyasaya gecelik ve haftalık vadede verdiği fonların kompozisyonunu değiştirerek fonlama maliyetini de değiştiriyor. Böylece fonlama maliyeti fiili para politikası faizi haline gelmiş bulunuyor. Para politikasında sadeleşme, işte bu uygulamanın yavaş yavaş terkedilerek yeniden 2011 öncesindeki gibi tek faizle piyasanın fonlanmasına başlanması anlamına geliyor.
Merkez Bankası’nın fonlama maliyeti, geçen yılın ortalarından bu yana genelde yüzde 8,5-9 arasında seyrediyor. Merkez Bankası para politikasında sadeleşmenin sıkılaştırma veya gevşeme anlamına gelmediğini açıkladığı için, piyasada genelde bu işlem tamamlandığında tek para politikası faizinin bu civarda oluşması bekleniyor.
Ancak sadeleşme adımına gecelik borç verme faizinin indirilmesiyle başlanması, bu konuda biraz şüphe yaratıyor. Sadeleşme gerçekten sıkılaştırma veya gevşeme anlamına gelmiyorsa, gecelik borç verme faizi düşürülürken aynı anda haftalık borç verme faizi ise yükseltilebilirdi. Böyle bir strateji kafalardaki şüpheleri silebilirdi.
SİYASETE SELAM MI?
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın görev süresi 19 Nisan’da doluyor. PPK üyelerinin çoğunun da görev süresi birkaç ay içinde dolacak. Bu nedenle geçen haftaki faiz indirimini, göreve yeniden atanmak için, siyasete bir selam olarak görenler de var. İktidarın ve özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, faizlerin yüksek olduğunu düşündüğü ve ekonomiyi canlandırmak için düşürülmesini istediği biliniyor.
Yalnız faizin yüksek olduğunu düşünenlerin enflasyona pek baktıkları yok gibi görünüyor. Şu anda Merkez Bankası’nın fonlama maliyeti gerçekleşen enflasyonla aynı seviyelerde. Enflasyon beklentileri de epey yüksek ve yüzde 8 dolayında bulunuyor. Merkez Bankası’nın kendisinin yıl sonu enflasyon tahmini bile yüzde 7,5 düzeyinde. Bu şartlarda faiz yüksek değil tam tersine düşük gibi görünüyor.
Elbette bunu, yasasında yazdığı gibi, Merkez Bankası’nın temel amacının “fiyat istikrarını sağlamak” olduğunu düşünerek söylüyoruz. Ancak para politikası uygulamalarının uzun süredir bu temel amaçla pek de uyumlu gibi görünmediğini de biliyoruz. Yıl sonu enflasyon hedeflerinin beş yıldır tutturulamaması buna işaret ediyor.