Merkez umudunu "baz etkisi"ne bağladı

07 Mayıs 2019





Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) enflasyonu nisan ayında yüzde 1,69 olarak gerçekleşti. Bu oran hem yüzde 2-2,5 arasındaki beklentilerin hem de 2018'in aynı ayındaki yüzde 1,87'lik enflasyonun altında çıktı.





DR. ORHAN KARACA 
okaraca@ekonomist.com.tr





Nisan ayı enflasyonunun beklentilerin altında kalması yıllık enflasyonun yeniden yüzde 20'yi aşmasını engelledi. Ancak yıllık enflasyonda belirgin bir düşüş de yaşanmadı. Mart ayında yüzde 19,71 olan yıllık tüketici enflasyonu nisan ayında ancak yüzde 19,5'e inebildi. Enflasyon son üç aydır bu civarda seyrediyor.





Esasında nisan ayında yıllık tüketici enflasyonunun daha fazla düşüş göstermesi olasılığı vardı. Bu olasılık "baz etkisi"ne dayanıyordu. Geçen yılın nisan ayındaki enflasyon oranı "mevsim normallerinin (son 10 yılın ortalaması) neredeyse iki katına yakındı.





Bu yıl nisan ayındaki enflasyon oranı mevsim normallerine (yüzde 1 dolayı) yakın çıksaydı, yıllık enflasyon yüzde 19'un altına inecekti. Nisan ayı enflasyonu geçen yılın aynı ayındaki kadar olmasa da yine mevsim normallerinin üzerinde çıkınca bu olasılık gerçekleşmemiş oldu.





MERKEZ'İN UMUDU
Bu durum Merkez Bankası'nın umutlarını da biraz gölgeledi. Çünkü Merkez Bankası nisan ayından itibaren enflasyonda baz etkisine dayalı bir düşüşün başlamasını bekliyordu.





Bu beklenti gerçekleşmedi. Geçen hafta nisan ayının enflasyon oranının açıklanmasından üç gün önce Merkez Bankası 2019'un ikinci Enflasyon Raporu'nu yayınladı. Bu raporda enflasyon tahminlerinde değişiklik yapılmadı.





2019 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 14,6'da, 2020 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8,2'de ve 2021 yıl sonu enflasyon tahmini de yüzde 5,4'te sabit tutuldu.









Oysa önceki Enflasyon Rapo-ru'nun yayınlandığı ocak ayı sonundan bu yana yaşanan gelişmeler nedeniyle bu raporda Merkez Bankası'nın

enflasyon tahminlerinde bir miktar yükseliş yapabileceği beklentisi vardı. Bu beklentinin hayata geçmemesi ekonomik kamuoyunu biraz şaşırttı.





Bizim anladığımız kadarıyla, Merkez Bankası'nın enflasyon tahminlerini sabit tutmasının arkasında önümüzdeki aylarda baz etkisi sayesinde düşüş yaşanmasını beklemesi yatıyor. Gerçekten de önümüzdeki aylarda enflasyon için güçlü olumlu baz etkileri var.





Özellikle haziran ve eylül aylarında bu etki çok güçlü olacak. Çünkü geçen yıl döviz kurlarındaki sıçrama yüzünden özellikle haziran ayı ile eylül ayında enflasyon oranları mevsim normallerini çok aşmış ve bu da yıllık enflasyonda sıçrama getirmişti.





Bu yıl aynı aylarda geçen yılın yüksek enflasyon oranları hesaptan çıktığında yerine mevsim normallerine yakın enflasyon oranlarının girmesi halinde yıllık enflasyonda büyük düşüş olabilir.





Böyle bir durumda haziran ayında yıllık enflasyonun yüzde 15 dolayına ve eylül ayında ise yüzde 10'un altına inmesi ihtimali bile var. Anlaşılan Merkez Bankası da bizimkine benzer bir hesap yapıp önümüzdeki aylarda enflasyonda ciddi bir düşüş bekliyor.





Zaten son Enflasyon Raporu'nun 39 ve 40'ıncı sayfalarında yer alan "Baz Etkilerinin Tüketici Enflasyonuna Yansımaları" başlıklı Kutu 3.2 de Merkez Bankası'nın bu hesabının ayrıntılarını gözler önüne seyriyor.









GARANTİSİ YOK
Ancak önümüzdeki aylarda aylık enflasyon oranlarının hep mevsim normalleri dolayında çıkacağının garantisi yok. Bunun olabilmesi için döviz kurlarında yeni bir artış yaşanmaması, dünya petrol fiyatlarında yükseliş olmaması ve tarımda kuraklık yaşanmaması gibi bir dizi şartın yerine gelmesi gerekiyor.





Nitekim yılın ilk üç ayında mevsim normallerine yakın çıkan enflasyon oranı kurlarda yaşanan yükselişle nisan ayında mevsim normallerini epeyce aştı. Siyasette ve dış politikadaki gelişmeler kurlarda sıçrama olasılığını hep gündemde tuttuğu için enflasyonun geleceği konusunda Merkez Bankası'nın iyimserliğini paylaşamıyoruz.