Küresel ekonomiye her yıl 1,5 trilyon doların üzerinde bir ekonomik değer üreten mavi ekonomi, Türkiye’de de iş dünyasının gündemini meşgul etmeye başladı. Turizmden yenilenebilir enerjiye limancılıktan balıkçılık uygulamalarına pek çok farklı sektörü kapsayan mavi ekonomi alanında yatırımlar artıyor.
PwC Türkiye, “Sürdürülebilirliğe Mavi Ekonomi ile Açılan Yelken: Türkiye’nin Potansiyelini Açığa Çıkarmak” başlıklı rapora göre Türkiye, yaklaşık 8 bin 600 km’lik kıyı şeridi, bu kıyı şeridinde bulunan 28 şehir ve bu şehirlerde yaşayan 47 milyon nüfus ile belirgin bir mavi ekonomi potansiyeli taşıyor.
1-14 Eylül 2024 tarihli sayıdan
Mavi ekonominin, deniz ve okyanus ile bağlantılı sektörlerde iktisadi faaliyetleri geliştirmeyi, bu kapsamda istihdam yaratmayı ve sonuç olarak ekonomik kalkınmayı desteklemeyi hedefleyen bir kavram olduğunu söyleyen PwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Direktörü Başar Yıldırım, “Deniz ekosistemi ilgili sektörlerin ekonomik faaliyetlerini ‘mavi’ olarak sınıflandırabilmek için çevresel etkileri konusunda sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde yürütüldüklerinden emin olmamız gerekiyor” diyor.
POTANSİYEL BÜYÜK
Türkiye’nin kıyı şeridi oldukça geniş bir sektörel çeşitliliğe sahip olup, mavi ekonomi sektörlerine dair potansiyelin büyüklüğü bölgeden bölgeye göre farklılık gösterebiliyor. Türkiye’nin turizm cazibesi ve mavi bayraklı deniz sayısında Akdeniz’de, İspanya ve Yunanistan’ın ardından üçüncü sırada yer alması turizm açısından önemli bir potansiyel ortaya koyuyor. Yine Türkiye’nin coğrafi konumu gereği ticaret koridorunda yer alması deniz taşımacılığı ve limanlar açısından da mavi ekonomiye dair belirgin fırsatlar barındırıyor. Yine balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği alanındaki operasyonları ve gemi inşası ve onarımı alanında dünyadan aldığı pay da ilgili sektörlerin potansiyel anlamında öne çıktığına işaret ediyor.
‘2053 Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Eylem Planı’ ve ‘Sıfır Atık Yönetim Sistemi Uygulama Rehberi’nin Türkiye’nin mavi ekonomiyi geliştirme yolculuğundaki ciddiyetini ortaya koyduğunu söyleyen PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk UIu, devreye alınacak politikalar ve projeler ile Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma yolunda sahip olduğu yüksek potansiyele ulaşabileceğini belirtiyor.
TOLUNAY YILDIZ / YEO TEKNOLOJİ
ÖNCÜ YATIRIMLAR VAR
Yenilenebilir enerji projeleri mavi ekonominin gelişmesindeki önemli ayaklardan birini oluşturuyor. Temiz enerji üretirken suyu koruyan yüzer güneş enerjisi santralleri (GES) yatırımlarının önünü açacak yasal altyapı konusunda önemli adımlar atıldı. Türkiye’de içme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile kıyı kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç deniz, baraj ve göletlerde santral kurulabilecek yaklaşık 80 gigavatlık yüzer GES potansiyeli olduğu hesaplanıyor. Dünyada kapasitesinin 3,4 GW’ı aştığı hesaplanan yüzer GES projeleri konusunda Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız, “Yüzer GES’ler doğaya dost enerji üretirken baraj gölleri ve sulama kanallarında suyun korunmasını sağlıyor. Yüzer GES’ler Türkiye’de özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde sulama kanallarının tamamında ve diğer bölgelerdeki baraj göllerinde kullanılabilecek bir teknoloji. Biz de Marinenergy markamızla yaptığımız AR-GE çalışmalarını sürdürüyoruz” diyor. Türkiye’de mavi ekonominin büyümesine destek olacak öncü projelerden birine de Enerjisa imza attı. Enerjisa Enerji, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi’nin ardından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) ortaklığı ile hayata geçen SENTRUM yani Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi projesi turizm noktalarını yeşil destinasyona dönüştürmeyi hedefliyor. İlk olarak Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Küçükköy’de başlayan projenin ikinci durağı İzmir’in tarihi Birgi köyü oldu. Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, “Burada da sürdürülebilir enerji çözümleriyle turizmi destekleyerek, bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz” diyor. SENTRUM projesi için Küçükköy’de 18 ayda 550 bin dolar yatırım yapıldı.
HAMDİ ERÇELİK / BORUSAN
KİNETİK ENERJİ PROJESİ BAŞLATIYOR
Borusan Limanı, Türkiye’de bir ilke imza atarak ilk yeşil liman belgesini alan limanlardan biri oldu. Sıfır Atık Mavi Belge’si ile atık yönetimi konusunda önemli adımlar atan şirket, limandaki kapalı depo alanlarındaki çatı GES projeleri sayesinde, enerji ihtiyacının önemli bir kısmını yenilenebilir kaynaklardan karşılamaya başladı. Yılın ilk yarısında buradan elde edilen yenilebilir enerji miktarının toplam ihtiyacın yüzde 28’ine denk geldiğini söyleyen Borusan Limanı Genel Müdürü Hamdi Erçelik, “Farklı bir depomuzun üzerinde de devreye alacağımız bir çatı GES projemiz daha var. İkinci projemiz ile bu oranı yükseltmeyi hedefliyoruz” diyor. Şirket, yakın zamanda hayata geçireceği kinetik enerji projesiyle, liman idari binası girişindeki insan adımlarından elektrik üretecek. Hamdi Erçelik, diğer yandan Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ile iş birliği içinde yürütülen TÜBİTAK’ta onay aşamasındaki başka bir proje de kıyıdan gemiye elektrik verme uygulamasının sürdürülebilirliğe etkilerini incelediklerini söylüyor. Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı kapsamında başlatılan Umut Pina proje ise Marmara Denizi’ndeki pina popülasyonlarının korunması ve deniz ekosisteminin iyileştirilmesi için önemli bir adım. Proje kapsamında yapılan çalışmalar sayesinde, pina hakkında daha fazla bilgi edinerek deniz ekosistemi için büyük bir öneme sahip olan bu değerli deniz canlısının geleceği güvence altına alınmaya çalışılıyor.
İHRACAT FIRSATI VAR
Su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa’da birinci sırada dünyada ise 17’inci sırada yer alan Türkiye’de su ürünleri üretimi 2023 yılında yaklaşık 1 milyon tona ulaşırken bunun yaklaşık yüzde 60’a yakını yetiştiricilikten elde edildi. Türkiye’de 2023 yılında 1 milyar 700 milyon dolar ihracat yapan sektör, balıkçılık ve su ürünleri sektöründe mavi dönüşüm (blue transformation) ve iklim değişikliğine uyum alanlarında önemli adımlar atıyor. Mavi dönüşüm ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlanması sürecinde üretimden son tüketime, sürdürülebilir ve dirençli bir su ürünleri gıda sistemi ortaya koyulması hedefleniyor.
BAŞAR YILDIRIM / PWC TÜRKİYE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ DİREKTÖRÜ
“Sürdürülebilir turizm politikalarının tasarlanması gerekli”
“Türkiye’de mavi ekonomi potansiyelini açığa çıkarmak için atılacak adımlar var. Kirliliğin önlenmesine ve kıyı temizliğinin sağlanmasına yönelik düzenleyici uygulamaların ve politikaların güçlendirilmesi, sürdürülebilir turizm politikalarının tasarlanması, kıyı ekosistemleri için farkındalığın artırılması ve etkin izleme değerlendirme mekanizmalarının kurulması gibi aktiviteler çevresel konuları gözetiyor. Eğitim ve becerilerin geliştirilmesi, uluslararası ve kamu-özel iş birliklerinin güçlendirilmesi, bu alanda çalışan KOBİ’lerin desteklenmesi, AR-GE teşviklerinin yapılması ve denizcilik altyapısının geliştirilmesi mavi ekonomik faaliyetlerin finansal olarak desteklenmesinde etkin rol oynayabilir.”
POTANSİYELİ OLAN SEKTÖRLER
- Mevcut mavi sektörler; balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği, deniz madenciliği, deniz üstü yenilenebilir enerji (açık deniz rüzgar türbinleri, yüzen güneş panelleri), çevre dostu liman ve deniz taşımacılığı faaliyetleri, gemi inşa ve onarımı ile kıyı turizmi.
- Gelişmekte olan sektörler; deniz üstü enerjisini bir üst seviyeye taşıyan dalga ve gelgit enerjisi, mavi biyoteknoloji, desalinasyon, sürdürülebilir kıyı altyapıları.
- Türkiye’de; balıkçılık, deniz taşımacılığı, kıyı turizmi, su ürünleri yetiştiriciliği, deniz üstü enerjisi (offshore), deniz biyoteknolojisi gibi sektörler mavi ekonomi açısından öne çıkıyor.