Lojistik sektöründe fırsat dönemi

06 Mart 2022
Ayşegül Sakarya Pehlivan asakarya@ekonomist.com.tr

Pandemi nedeniyle tüm dünyada tedarik zincirinin kırıldığı lojistik sektöründe kartlar yeniden dağıtılıyor. Son iki yıldır tedarik zincirinde Uzakdoğu yerine Türkiye'nin tercih edilmesi lojistik sektörü oyuncuları için önemli bir fırsat yarattı.

Lojistik maliyetlerinin artışı Türkiye'nin sektörde üs olma konumunu güçlendirirken, yabancı yatırımcılar için Türkiye cazip bir üretim merkezi haline dönüşüyor.

Pandemi her alanda olduğu gibi lojistik sektöründe de köklü değişimlere yol açtı. Bu dönemde özellikle havayolu, karayolu ve deniz yolunda operasyonel sıkıntılar yaşandı. Havayolunda kargo uçaklarına olan talep arttı.

Deniz yolunda konteynerlerin belirli bölgelerde birikmesi gibi sebeplerle navlunlar yükseldi. Karayolunda yük sayısı ve iş hacimlerinde artışların olurken demiryolu ise pandeminin kurtarıcı taşıma modu olarak öne çıktı.

Tedarikçi zincirindeki kırılmalar eksen kaymasına neden oldu. Avrupa ülkelerinin Uzakdoğu yerine Türkiye'yi tercih etmesiyle lojistik sektörü hareketlendi. Bazı küresel şirketler satın alma operasyonlarını Türkiye'ye yönlendirdi.

Bu değişime hızla tepki veren lojistik şirketleri süreçleri aksatmadan yönetmeyi başardı. Bu da sektöre yurtdışı yatırımcının ilgisini arttırdı. Türkiye'den şirket satın alarak piyasaya girmeye hazırlanan yabancı oyuncuların yanı sıra kendi organizasyonunu oluşturmaya hazırlanan şirketler de var.

TÜRKİYE'NİN KONUMU GÜÇLENİYOR


Ticari gayrimenkul danışmanlık pazarının küresel liderlerinden Cushman & Wakefield'ın 'Türkiye Pazar Analizleri 2021 Yıl Sonu' raporu da bu süreci destekler nitelikte veriler ortaya koyuyor. Rapora göre lojistik maliyetlerinin artışı Türkiye'nin sektörde üs olma konumunu güçlendirirken, yabancı yatırımcılar için cazip bir üretim merkezi haline dönüştürüyor.

Depo alanı kiralama faaliyetleri yılın son çeyreğinde bir önceki yıla göre yüzde 12 oranında artarak yaklaşık 54 bin 156 metrekare olarak gerçekleşti. Salgının etkisi ile beraber tedarik zincirinde oluşan baskı neticesinde nitelikli depolara artan taleple beraber arzın kısıtlı olması birincil kiralarda bir önceki yıla oranla yüzde 16'lık, bir önceki yarıya göre ise yüzde 10 oranında önemli bir artış kaydedildi ve bu eğilimin artarak devam etmesi bekleniyor.

Nitelikli hazır depolara olan talep artarken, şirketler gelecek planları dahilinde depolama alanlarını arttırma potansiyellerini düşünerek, kiralayacakları lojistik tesis içerisindeki potansiyel müsait alanları fazla olan depolara daha çok ilgi gösteriyor.

Lojistik maliyetlerinin artması ile çözüm arayışı içerisinde olan uluslararası yatırımcılar, Türkiye'nin coğrafi konumunu ve maliyet yapısını bir fırsat olarak değerlendiriyor.

2021 yılının ilk çeyreğinde dünya devi otomotiv şirketi Ford ve Volkswagen, piyasaya çıkaracakları yeni ticari araçları için Kocaeli'de üretim yapacaklarını açıklamaları bu gelişmeleri destekleyen örnekler olarak duruyor.

Uzmanlara göre, küresel ticaretteki bu hedef değişimi kalıcı olacak. Türkiye'ye pazarına yönelik talep 2021 sonrasında da artarak devam edecek. Bu gelişmeler pazara büyüme olarak yansıdı. 2021 yılında lojistik sektörünün 720 milyar TL'lik büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor. 2022 yılında da sektörün yüzde 7 büyümesi bekleniyor.

İHRACAT ETKİSİ


Türkiye'nin yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen 2021 yılını ihracatta rekor kırarak kapatması da lojistik sektörünü etkileyen önemli başlıklardan biri oldu. 2022 yılında pazar payını artırmak isteyen ihracatçıların önünü açacak bir dizi uygulamanın gündemde olması bekleniyor.

Bu kapsamda Yeni Ekonomi Programı'nın yanı sıra TC. Ticaret Bakanlığı'nın uzak ülkelere yönelik ortaya koyduğu stratejiler de lojistik sektörünü doğrudan etkiliyor.

Ticaret Bakanlığı'nın da bir süredir üzerinde çalıştığı Türkiye'nin ihracat menzilinin 2 bin kilometreden, 8 bin 500 kilometreye çıkarılması hedefi söz konusu.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy, "Bakanlığın uzun süredir üzerinde çalıştığı Uzak Ülkeler Stratejısı'nin tanıtımının, kısa süre içinde yapılması planlanıyor” diyor. Strateji kapsamında şu ana kadar 18 hedef ülke belirlendi.

Bu ülkeler ABD, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Japonya, Kanada, Malezya, Meksika, Nijerya, Pakistan, Şili, Tayland ve Vietnam olarak sıralandı. Stratejiyle öncelikli olarak ABD, Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkelerine ihracatın artırılması öngörülüyor.

Ulusoy, "Pandemi süreci gösterdi ki tek bir pazara bağlı kalmak yıpratıcı oluyor” diyor ve ekliyor: "Dolayısıyla yeni pazarlar bulmak ekonomiyi canlı tutmak adına çok önemli. Ülkemizin jeopolitik konumuyla denizyolu ve havayolunda belirlenen ülkelere ulaşmada avantajlı bir durumdayız.

Bu ülkelere yapılacak ihracatlarda ihracatçıların en büyük partneri lojistik sektörüdür. Bu doğrultuda lojistik sektörü de yeni rotalar için teşvik edilmeli ve desteklenmelidir”

DİJİTAL DÖNÜŞÜM


Salgın yeni iş yapış modellerini beraberinde getirdi. Dijital dönüşüm sektörlerin her birimine sızdı. Lojistik de bu değişimin en çok hissedildiği sektörlerden oldu. Bu süreçte fiziksel temaslar en aza indirilmiş ve dijitalleşme ile otomasyonun önemi arttı.

Limanların otonom hale getirilmesi, gümrük süreçlerinin iyileştirilmesi ve altyapının modernizasyonu, demiryolu taşımacılığının payının artırılması, hizmet sözleşmeleri ve gümrük beyanlarının dijital ortamlardan yapılması gibi hususlarda ilerleme kaydedilmesinin sektörün krizlere dayanıklılığının artırılması açısından önemli adımlar oldu.

Dünya lojistik sektöründe teknoloji yatırımları olmazsa olmazlardan olarak görülüyor, Türkiye'de ise lojistik sektörünün teknoloji kullanımı artmaya devam ediyor.

UTİKAD Başkanı Ayşem Ulusoy, "Ancak sektörün genel görünümüne bakıldığında büyük ölçekli firmaların bu tür yatırımlara daha fazla ağırlık verdikleri görülüyor. Küçük ölçekli firmalarda ise teknolojik yatırımlar sınırlı düzeyde yapılıyor” diyor.

AYŞEM ULUSOY UTİKAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI "DİJİTAL UYGULAMALAR GÜNDEMDE"


"UTİKAD olarak sıkça söz ettiğimiz e-ticaret, dijital uygulamalar, evrakta otomasyon konuları gündemimizde tutmaya devam ediyoruz. İlgili paydaşların yer alacağı 2020 yılında başlanan UTİKAD Ulusal Dijital Lojistik Platformu model çalışmaları tamamlanarak 'Türkiye Dijital Lojistik Platformu Kavram Raporu' ilgili bakanlıklara sunulmak üzere hazırlandı.

Türkiye'deki lojistik sektörünün dijitalleşmesine yönelik yol haritasını ortaya koyan çalışma, önümüzdeki yıllarda sektörün odak noktası olacak. Önümüzdeki dönemde lojistik ve taşımacılık süreçlerinde dijitalleşme ve otomasyon uygulamalarını geliştiren kurumların rekabet ortamında daha da güçlenmesi beklenebilir.

Lojistik sektöründe önümüzdeki dönemde dijitalleşmenin öneminin, e-ticarete olan talebin daha da artmasını bekliyoruz."