Türkiye’nin toplam enerji kurulu gücü Kasım 2024’te 114 bin 800 MW seviyesine ulaşarak yaklaşık 5 bin 300 MW’lık bir artış gösterdi. Bu büyüme, yaklaşık 4 milyar dolarlık yenilenebilir enerji yatırımlarının etkisiyle şekillendi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güçteki payının yüzde 55’i aşması, bu alandaki büyümenin itici gücü oldu.
Ekonomist Dergisi 22 Aralık-4 Ocak tarihli sayıdan
2025 yılı sonuna gelindiğinde Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı kapsamında Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücünün 122 bin 289 MW seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu da enerji sektöründe kaydedilen ivmenin devam edeceğini gösteriyor. Doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlara dayalı kapasitenin sabit kalması beklenirken, 2025’te rüzgar enerjisi kapasitesinin 14 bin 800 MW’a, güneş enerjisi kapasitesinin 22 bin 600 MW’a, HES kapasitesinin ise 32 bin 395 MW’a ulaşması hedefleniyor.

Enerji sektörüne yapılacak yatırımların önemli ölçüde artacağını ortaya koyan Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı kapsamında, 2025 yılında toplam kamu yatırımlarının 118 milyar TL’ye, özel sektör yatırımlarının ise 233 milyar TL’ye ulaşması öngörülüyor. Bu hedeflere ulaşmak amacıyla, yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılması ve enerji üretiminde sürdürülebilirliğin artırılması planlanıyor.

EMREHAN DEMİREL / DELOITTE TÜRKİYE
BÜYÜME YENİLENEBİLİRDEN
Sektörün 2025’teki büyümesinin de büyük ölçüde yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlardan kaynaklanacağını belirten Deloitte Türkiye Enerji, Doğal Kaynaklar ve Endüstri Ürünleri Lideri Emrehan Demirel, özellikle rüzgar ve güneş enerjisindeki kapasite artışının, 2025’te sektöre en büyük katkıyı yapması beklenen alanlar olduğunu söylüyor. Bunun yanı sıra nükleer enerji ve hidrojen teknolojileri gibi stratejik alanların da büyümenin temel dinamikleri olacağını dile getiren Demirel, karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik çalışmaların özellikle hidrojen teknolojileri ve karbon yakalama projelerinin sektör için yeni bir büyüme alanı yaratacağını vurguluyor. Demirel, “Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji ihracatını artırması da önemli bir fırsat. Elektrikli araçlar için şarj altyapısının yaygınlaştırılması ve batarya üretimine yönelik projeler, sektördeki dönüşümün bir diğer önemli ayağı olacak” diye konuşuyor.

HAKAN DEMİRELLİ / KPMG TÜRKİYE
DEPOLAMALI SANTRALLER
KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli ise, Kasım 2024 itibarıyla 32 bin MW kapasiteli depolamalı rüzgâr ve güneş enerji santralleri için ön lisanslar verildiğine işaret ederek, “Henüz gelir modeli netleşmemiş olsa da elektrik arz-talep dengesinde kritik öneme sahip olacak depolamalı santral projelerinin hayata geçirileceğine inanıyoruz” diyor. Demirelli, elektrik üretim yatırımlarının yanı sıra enerji verimliliği alanında da tasarrufu artırmaya yönelik yatırımların artacağını kaydediyor. 2025’te yenilenebilir enerji sektöründe yeni fırsatların öne çıkacağını dile getiren Demirelli, “Gerek yabancı yatırımcı gerekse de daha önce Türkiye’de faaliyet göstermemiş uluslararası finans kuruluşlarının ülkemize olan ilgilerine tanıklık ediyoruz. Yeşil dönüşümün depolamalı santrallerle birlikte 2025 yılı itibarıyla ivme kazanacağına inanıyoruz” diyor. 2025 yılında YEKA yarışmaları da enerji gündeminin en üst sıralarında yer alacak. Rüzgâr enerjisi projelerinde Edirne, Kırklareli ve Sivas’ta toplam 1200 MW kapasite, güneş enerjisi projelerinde ise Antalya, Karaman, Malatya, Van, Kütahya ve Konya’nın Karapınar ilçesi gibi bölgelerde 800 MW kapasitenin 2025 Ocak’ta dağıtılması bekleniyor. Ayrıca, bakanlığın yeni ihale ilanlarına çıkacağı da öngörülüyor. Süper izinler, prosedürler, tarifeler ve kamuya ödenen bedeller gibi konular 2025’te masada olmaya devam edecek.

CEM ÖZKÖK / GÜYAD
DEPOLAMALI SANTRAL YATIRIMLARI
Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, 2025’te enerji sektöründe büyümenin odak noktasının enerji depolama olacağını söylüyor. Almanya, Japonya ve Çin bankalarının sektöre ilgisinin bu alanda ciddi yatırımların habercisi olduğuna dikkat çeken Özkök, şöyle devam ediyor: “Depolama teknolojileri, Türkiye’nin enerji arz-talep dengesi ve ihracat hedefleri için kritik. Batarya üretimi, hücreden modül üretimine, geri dönüşüme kadar güçlü kabiliyetlere sahibiz. Ancak stratejik desteklere ihtiyacımız var. Ayrıca, Çin’e yaptırımlar nedeniyle Avrupa’nın Türkiye’ye yönelmesi büyük bir fırsat. Elektrik tüketimi yüksek abonelerin sübvansiyon dışına çıkarılması ise bireysel depolama yatırımlarını artıracak. Hızlı aksiyon ve desteklerle Türkiye, bu alanda lider ülkelerden biri olabilir.”

CAN TOKCAN / EDEDER
Depolama yönetmeliğinin nihai halini almasına bağlı olarak 2025’in ilk çeyreğinden itibaren yatırım kararlarının ve eş zamanlı olarak yatırımların hızlanacağını öngören Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) Başkanı Can Tokcan da “Halen ülkemizde depolama alanında verilen 35 GW’a yakın önlisansın 10 milyar doları aşkın bir yatırım değeri var ve bu önlisansların ne kadar büyük bir bölümü hayata geçirilebilirse ülkemiz ekonomisi adına o kadar büyük değer yaratılabilir” diyor.

ELVAN TUĞSUZ GÜVEN / HESİAD
NÜKLEER DEVREYE GİRECEK
Diğer yandan Akkuyu Nükleer Güç Santrali, enerji portföyünün çeşitlendirilmesi ve arz güvenliğinin artırılması bakımından sektörün temel taşlarından biri. Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan bu proje, toplam 4 bin 800 MW’lık kurulu gücüyle ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Santralin ilk ünitesinin 2025 yılında devreye alınması planlanıyor. Nükleer enerjinin enerji tedariğimize girmesi ile değişecek olan enerji veriş ve çekiş dengelerinden bahseden Hidroelektrik Santralları Sanayi İş İnsanları Derneği Başkanı (HESİAD) Başkanı Elvan Tuğsuz Güven ise “Nükleerin 7/24 enerji üretmesine karşılık hem hidro kaynaklarımızı daha verimli kullanabilmek hem de enerji çekişi yapabilecek bir kaynak olarak pompaj depolamalı santraller öne çıkıyor” diyor.

ALKIM BAĞ GÜLLÜ / SHURA
ELEKTRİFİKASYON HEDEFLERİ
Türkiye’nin enerji sübvansiyonlarının Hazine üzerindeki yükünü hafifletmek ve enerji tüketiminde adil bir maliyet paylaşımını sağlamak amacıyla 2025 yılında elektrikte kademeli tarife uygulamasına geçmeyi planladığına değinen SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü ise “Bu sistemle, düşük tüketim yapan aboneler daha düşük tarifelerden yararlanırken, yüksek tüketim yapan aboneler gerçek maliyetleri ödeyecekler. Ancak benzer bir uygulamanın doğal gaz için yapılmaması durumunda elektrifikasyon hedeflerine ulaşma konusunda zorluklar yaşanabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.

BORA ŞEKİP GÜRAY / SABANCI ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ULUSLARARASI ENERJİ VE İKLİM MER. DİREKTÖRÜ
“Enerjide talep artışı sürecek”
“Enerjide talep büyümesi, genç nüfus, kentleşme, mobilite taleplerinde artış gibi faktörlerle desteklenmeye devam ediyor. Elektrifikasyonda, özellikle de yenilenebilir enerji arzında artışla birlikte, elektrik enerjisinin enerji değer zincirindeki ve toplam enerji ekonomisindeki ağırlığı, enerji sisteminin karbon yoğunluğunun azaltılmasındaki rolü artıyor. 2025’te yenilenebilir enerji kaynaklarında üretim artışlarının, enerji tüketicisi sektörlerde ise enerji verimliliği farkındalığıyla birlikte verim odaklı iş modellerinin ve çözümlerin daha fazla öne çıkacağını öngörüyorum. Petrol ve doğal gaz sektörlerinde üretim artış hedeflerinin ve altyapı gelişmelerinin de enerji güvenliği ve çeşitlendirme stratejileri bakımından kritik önem taşıdığı bir dönemdeyiz. Türkiye, toplam elektrik kurulu gücünde ve üretiminde, yenilenebilir enerji kapasitesinde, doğal gaz arzında ve altyapılarında, diğer pek çok alt sektörde Avrupa’nın en büyük piyasalarından birisi durumuna ulaştı. Gelinen aşamada, büyümeyi verimli şekilde daha ileriye taşımak için büyük potansiyel var.”