YILIN SİVİL TOPLUM ÖNDERİ EROL BİLECİK
TÜSİAD'da başkanlığı devrettikten sonra Fenerbahçe yönetimindeki mesaisini hızlandıran Erol Bilecik, bu süreçte ilk röportajını Ekonomist'e verdi. 'Yılın Sivil Toplum Önderi' ödülünü alan Bilecik, “TÜSİAD'da kırmızı çizgilerimizden asla ödün vermedik" diyor.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nde (TÜSİAD) başkanlık yaptığı iki yılın ardından görevi iki ay önce Simone Kaslowski'ye devreden Erol Bilecik, bu süreçteki performansıyla iş dünyası tarafından 'Yılın Sivil Toplum Önderi' ödülüne layık görüldü.
Görev teslimin ardından ilk röportajını Ekonomist'e veren Bilecik, TÜSİAD'daki başkanlık sürecinden Fenerbahçe'ye uzanan sohbetimizde önemli mesajlar verdi. Başkanı olduğu Index Grubu'nun Kağıthane'deki yeni merkezinde bizi ağırlayan Bilecik, başkanlık yaptığı sürece TÜSİAD'ın kırmızı çizgilerinden asla taviz vermediklerini söylüyor.
Karakter olarak uçta yer almaktansa pozitif dili ve uzlaşma kültürünü benimsediğini aktaran Bilecik ile TÜSİAD'daki mesaisinden Fenerbahçe yönetimine uzanan yolculuğunu konuştuk.
TÜSİAD'da iki ay önce başkanlık koltuğunu Simone Bey'e teslim ettiniz. Öncelikle başkanlık yaptığınız iki yıllık süreci değerlendirir misiniz?
Yaklaşık iki ay önce devrettiğim TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden sonra bu ilk röportajım oluyor. "Dünyayı dert edinenin dünya kadar derdi olur" derler. Geride kalan görev dönemimde, dünya ve Türkiye kolay günler geçirmedi.
Kişilerin üstlendiği sorumluluk ne olursa olsun, esas olan ülkeye değer yaratmak ve insanların hayatına bir fayda sağlayabilmek olmalı. Biz de bu çaba içindeydik. TÜSİAD bugün toplumumuzda hemen herkes için ortak birçok değeri ifade ediyor.
TÜSİAD gücünü sadece üyeleri itibariyle temsil ettiği şirket sayısı ve ekonomiye olan katkısından almaz. Aynı zamanda insanımızın gündelik hayatında yarattığı etki, farkındalık ve katılımcılık ile toplumun tüm kesimlerine dokunur.
Sizin döneminizde öne çıkan başlıklar nelerdi?
TÜSİAD, çok değerli çalışanların olduğu büyük bir aile. 2017-2018 dönemini kapsayan başkanlık dönemimde hayata geçirdiğimiz her şey tam bir ekip ruhuyla çalışmamız sayesinde oldu.
Bu yaklaşımla odaklandığımız konu başlıkları, Türkiye'nin dış dünyadaki algısı, dış ilişkilerimizin ekonomiye etkileri, yatırım ortamının iyileştirilmesi, demokrasi ve hukuk devleti, AB ve Gümrük Birliği süreci, dijital dönüşüm, sanayi 4.0, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal birlik beraberlik, eğitim ve gençler oldu.
Daha aydınlık, daha güçlü ve daha mutlu bir Türkiye için bu konuların hiçbirini diğerinden ayrı düşünemeyiz. Önceliklerimizin arasında elbette yapısal ekonomik reformlar öne çıktı.
BAŞARI İÇİN SABIR LAZIM
Fenerbahçe'de yeni yönetim bir rüzgarla geldi Fakat süreci çok iyi yönetemedi mi? Talihsizliği nasıl açıklamak gerekir?
Biraz sabır lazım. Aziz Bey'in 20 yılda müthiş emekleri var. İlk yıllarında o da büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı Bugün yaşanan da doğal bir süreç. Yeni bir anlayışla geliyorsunuz. Kim gelse daha iyi yapma özlemi olur. Bu biraz sabır isteyen bir iş. Çok önemli bir borçluluğu yönetiyoruz. Taraftarın uzun vadede çok gurur duyacağı başarılara imza atacağımız bir spor anlayışı olacak.
Bu noktada nasıl bir yaklaşımınız oldu?
Ekonomik temellerimizin daha da sağlam olması için, makro istikrarı sağlayacak koşulların oluşturulmasını ve yatırım ortamının iyileştirilmesini amaçlayan her türlü çalışmaya katkı sağladık. Bir ülkenin gelişmesi, siyasi ve ekonomik istikrar ile demokratik bir hukuk devleti olmaksızın sağlanamaz.
Türkiye'nin, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacak, yargıda etkinliği ve kaliteyi artıracak kapsamlı bir reforma ihtiyacı olduğunu her fırsatta dile getirdik. Hukuk devleti ve hukuk güvenliği ilkelerinin hayata geçirilmesinin ve yargının hızlı, adil ve istikrarlı bir yapıya kavuşturulmasının önemini sürekli olarak gündeme taşıdık. Aynı zamanda AB'ye tam üyelik yolunda atılması gereken önemli adımları daima vurguladık.
Ekonomist Dergisi yılın iş insanları anketinde sivil toplum lideri oylamasında birinci oldunuz. Sizce iş dünyası hangi çalışmalarınızla sizi öne çıkardı? Neyi farklı yaptınız?
Öncelikle bu tercihleri için çok teşekkür ederim. Aslında keşke bu sorunun cevabını onlardan alabilme imkanımız olsaydı, ben de değerli görüşlerini dinlemek isterdim. Ben başkanlık dönemim boyunca görevimi yukarıda saydığım TÜSİAD ilkelerine bağlı kalarak yapmaya çalıştım.
Göreve geldiğimiz dönemde başarılı olduysak bunda öncelikle yönetimdeki üyelerimizle birlikte verimli, sonuç odaklı ve çok çalışmamızın etkili olduğunu söylemek isterim. Emin olun şampiyonluğu getiren takım ruhudur. Herkesin bir yoğurt yeme biçimi oluyor. Yapım gereği, konulara pozitif bakan, uzlaşma kültürünü öne çıkaran bir yapı oldu.
Eleştiri dilinin yapıcı olması, pozitif ifadeyle yaklaşım toplum nezdinde takdir görmüş olabilir. Sözünü ettiğim konularda yoğun bir mesai harcadık. Bunları yaparken medyanın haber alma, bilgi edinme hakkını da gözetmeye gayret gösterdik. Kişisel bir fark olarak da belki sosyal medya araçlarını etkili kullanmamın da insanların beni kendilerine yakın hissetmelerine etkisi olduğunu söyleyebiliriz.
Bu dönemde siyasi iradeye karşı TÜSİAD'ın mesajlarının fazla yumuşadığı eleştirisi aldınız mı?
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki, benim yaptığım bir rol değildi. Uçta yer almayı değil, pozitif dili ve uzlaşma kültürünü benimsiyorum. Benim yapım böyle. Görev sürem boyunca ülke gündemi içinde oldukça gergin zamanlar geçirdiğimiz dönemler oldu.
Siyasi ve ekonomik iklime bağlı olarak toplumun gerildiği, bazı konularda ayrıştığı dönemler yaşadık. Ben uzlaşmaya imkan vermeyen bu tür uçlarda olma durumlarını yaşamımda hiç benimsemedim.
Haliyle başkanlık görev sürem boyunca bu yaklaşımımın toplum tarafından pozitif karşılandığını gözlemledim diyebilirim. Tabii tüm bunların yanında çalışmalarımızı yürütürken bazı kırmızı çizgilerimizden asla taviz vermedik. Söylemlerimde içimde bir şey kalmadı.
Ödün verilmeyen kırmızı çizgilerden söz eder misiniz?
Sözünü ettiğim çalışmaların yanı sıra bu dönemde Atamız Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmamız, gösterdiği yolda ilerleme gayretimiz, hukukun üstünlüğü ve demokrasi konularına vurgu