Geçen yıl hem kurumsal hem de bireysel yatırımcı enflasyonun üzerinde getiri elde etti. TL mevduatta kalanlar bile yılın ilk yarısındaki getiriyle yıllık yüzde 15,2’lik ortalama enflasyona rağmen reel getiri sağladı.
TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Yatırım fonlarına yatırım yaptıysanız, enflasyonun iki katından daha iyi getiriler sağladınız demektir. Kanıt mı? 2020’nin ilk sayısında kapak haberinde yer verdiğimiz yatırım fonlarının karnesine bakın lütfen.
Haberde hem yatırım fonlarını, hem de Bireysel Emeklilik Fonları’nı yıllık getirilerine göre sıralamıştık.
Ya 2020? Sizce aynı performansı, aynı getiriyi sağlamak mümkün mü? Piyasalarımız kırılgan. Mali piyasalardan başlayalım. Merkez Bankası, döviz kurlarını dengelemek için sert faiz yükselişi yapmıştı, indirimler de öyle oldu.
Şu anda TL mevduatta tasarruflarını değerlendirenler negatif faizle yetiniyor. Örneğin şu anda bankalar, mevduat sahiplerine yıllık yüzde 9-10 aralığında faiz teklif ediyor. Stopajın yüzde 15 olduğunu anımsatarak kabaca bir hesap yapalım.
Ortalama vadeye yakın olan bir ile üç ay arasında vadeyle mevduat yapıldığını varsayalım. Elde edilecek yıllık bileşik faiz getirisi ancak yüzde 9’a yaklaşabiliyor.
Yıl sonunda enflasyon Merkez Bankası’nın yüzde 8,2’lik tahminine yakın olursa, paranız ancak kendini koruyabilecek. Ya olmazsa? Enflasyon iki hanenin altına düşmek yerine bugünkü seviyelerde kalırsa, 100 lira reel olarak 97-98 liraya düşecek.
Sizce tasarruf sahibi bu hesabı yapmıyor mu?
Yerli yatırımcı, dövize yatırım yapıyor. Her ne kadar azaldığı söylense de, ‘güven’ algısı, bireysel yatırımcıların dövize olan ilgisini azaltmakta başarılı olamıyor maalesef.
Şirketlerin açık pozisyonu var, bu yüzden döviz aldıklarını varsayalım. İyi de, dövizle işi olmayan bireysel yatırımcı neden dolar ve Euro hesaplarından vazgeçmiyor? Faizi de cazip değil ki, insanlar döviz mevduatı tercih etsin.
Temel nedenin ‘güven’ olduğu ortada değil mi? Üç yıl içinde bütçe açığının GSYH’ye oranını, Merkez Bankası’ndan alınan desteklere rağmen, yüzde 1,1’den yüzde 2,9’a kadar getirmişken, bu kadar limitleri zorlamak ne kadar doğru?
İşte durum böyleyken dış dünyayla ilişkiler de her gün yeni bir aşamaya geliyor. Farkında mıyız bilemiyorum ama Suriye’nin kuzeyiyle ilgili yeniden Rusya ile gerilim yaşanacak gibi duruyor.
Ortadoğu’daki tek taraflı ‘Yüzyıl’lık anlaşma hayali, Libya’daki çatışmalar ve Doğu Akdeniz’deki gerilim azalacak mı? Henüz koronavirüse kadar gelemedik bile…
Ekonomide yüzde 5’ler seviyesinde değil de iş dünyasının ortak tahmini yüzde 3-3,5’luk büyüme hedefini tutturabilmenin yolunun bile siyasi ve mali otoritelerin kırılganlıkları yönetme becerisine bağlı olduğu unutulmamalı.
Sonuçta, Talip, Gözde ve Ceren, mali piyasaların oyuncularıyla konuştu ve 2020’de getirinin nerede olacağını araştırdı. İçerik bizden, yatırım kararları ise sizden… Bol kazançlar…
Koronavirüs aşısının bulunduğu bir hafta diliyorum…