TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
İçerik oluşturma için kurulan iletişimin yanı sıra, kardeş yayın kuruluşu Capital ile birlikte beş yıldır düzenlediğimiz ve akıncısına hazırlandığımız Uludağ Ekonomi Zirvesi (UAZ), CEO Club toplantıları, Anadolu buluşmaları gibi etkinliklerle iş dünyasındaki dönüşümün tanığıyım.
Yayın tarihimize başladığımız 6 Ocak 1991’den bu yana her yılın haftasında hazırladığımız Almanak sayısında, son beş yıldır CEO Anketi yapıyoruz. Büyük bir emekle hazırladığımız diğer içerikleri gölgelemek istemem ama bu ankette ortaya çıkan ortak akıl için hep dikkat çektim.
Bugün de dikkatinizi çekmek istiyorum. Güncel ekonomik ve siyasi gelişmeleri içeren 10-12 civarında soruyla CEO’lardan ülkenin gündemine ilişkin tahminlerde bulunmalarını istiyoruz. Geçmişte de bu köşede, bu tahminler için “Saklayın ve yıl sonunda kontrol edin lütfen” demiştim.
O sayıyı saklayanlar veya mobil uygulamalardan indirip anketin sonuçlarına bakanlar, CEO anketinde çıkan ortak beklentilerin nasıl gerçek olduğuna tanıklık edecek. Geçen yılın beklentilerini tekrarlayacak yerim yok, merak eden varsa lütfen tahminleri kontrol etsin.
Önerim, anketten çıkan 12 mesaj, yol haritanızın ana parametreleri olsun. Hükümetin de iş dünyasının reel durumunu yansıttığından anket sonuçlarını dikkatli analiz etmesini öneririm.
Bu yıl büyük badireler atlattık, halen de yaşadığımız acı sıkıntılar var. Ekonominin 2012’den beri yerinde saydığı ben değil, devletin en üst makamı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından defalarca dile getirildi.
Erdoğan, büyümeyi hızlandırmanın yolu olarak da faiz düşüşünü gösterdi. TÜİK, sadece bizleri değil herkesi yanılttı ve ekonominin tahminlerin ötesinde hızlı büyüdüğünü ilan etti.
Ekonomistleri, analistleri, kitleleri ne kadar inandırdı bilemem ama 2012’den bu yana işsizlik oranının yüzde 8,4’ten yüzde 10,5’in üzerine yükselmesinin neden kaynaklandığının da izaha muhtaç olduğu ortada.
İşsizlik oranımız yüksek ve bir miktar daha yükselebilir. Ekonomi 27 çeyrek sonra ‘küçülme’ ile tanıştı. Suriye’de askerlerimizden sürekli şehit haberleri geliyor. Diyarbakır, Ankara, İstanbul derken terör eylemleri, patlamalar canımızı yakıyor.
Ülkemiz, tarihinin büyük felaketlerinden biri olan 15 Temmuz’u atlattı. Ülkemiz adeta narkozsuz ameliyata alınmış bir hasta görüntüsü sergiliyor.
Bütün bunlara rağmen, geleceğe yönelik pozitif beklentilerimde bir değişiklik yok. “Enseyi karartmayalım” söylemi sizleri ne kadar keser bilemiyorum ama İstanbul’da cuma günkü puslu, yağmurlu, kasvetli hava için “Türkiye’nin durumunu yansıtıyor” dediğim bir dostumun yanıtını iletmek isterim: “İyi ya, yağmur beklerken romatizma ağrıları artan kişiler gibiyiz. Yağmur yağdı ve romatizma ağrıları bitti. Türkiye’nin ağrıları da bitecek.”
Yeni yıla güzel başlangıç yapacağımız bir hafta olsun.