Küçük ölçekli kadın çiftçinin ürününü, büyük metropollerdeki tüketiciyle aracısız olarak buluşturmak amacıyla kurulan Temiz Hasat Kooperatifi, altı bölgede üretim desteği sağlıyor.
BURCU TUVAY
btuvay@ekonomist.com.tr
40'a yakın kadın çiftçiye ulaştıklarını söyleyen kooperatifin yönetim kurulu üyesi Yasemin Eski Erdoğan, "Temiz tarım yapan aile ve küçük ölçekli kadın çiftçileri, topluluk destekli tarım modeliyle tohumdan tabağa devam eden zorlu süreçte yalnız bırakmamayı hedefliyoruz" diye konuşuyor.
Temiz Hasat Tüketim Kooperatifi; 27 gönüllü tarafından, Anadolu'nun atalık tohumu ile kadim toprağında temiz tarım yapan küçük ölçekli kadın çiftçinin ürününü, büyük metropollerdeki tüketiciyle aracısız olarak buluşturmak, böylelikle ekonomik ve sosyal değişim yaratmak amacıyla kuruldu.
İşlenmiş gıda üretimlerinde gerekli eğitim desteğini üreticilere ulaştıran kooperatif, üretim dönemi başlangıcında pre-finansman desteği de sağlıyor.
Balıkesir Edremit Körfezi, Samsun Bafra Kızılırmak Deltası, Manisa Gördes, Bilecik Osmaneli, Denizli Baklan, Antalya İbradı olmak üzere altı bölgemizde, 40'a yakın çiftçi ile çalışılıyor.
Ürünler online satış kanalının yanı sıra İstanbul'un Şişli ilçesindeki mağazada da satışa sunuluyor.
Sarıyer ve Beykoz'da da birer mağaza daha açmayı planladıklarını söyleyen Temiz Hasat Tüketim Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Eski Erdoğan, “Küçük çiftçinin tarımdan vazgeçmemesini teşvik etmeyi, temiz tarım yapan aile ve küçük ölçekli kadın çiftçileri, topluluk destekli tarım modeliyle tohumdan tabağa devam eden zorlu süreçte yalnız bırakmamayı hedefliyoruz” diyor. Erdoğan sorularımızı şöyle yanıtladı:
Temiz Hasat Tüketim Kooperatifimi nasıl kurdunuz? Kooperatif hakkında bilgi verir misiniz?
Temiz Hasat Tüketim Kooperatifi, 2017 yılında sivil toplum projelerinde bir araya gelmiş topluma katkı sağlamaya gönüllü 27 kurucu tarafından, kendi toprağında temiz tarım yapan küçük kadın çiftçinin ürününü tüketiciyle aracısız olarak buluşturmak fikriyle kuruldu.
Tamamen toplum yararına ve gönüllü olarak çalıştığımızdan, kooperatif ortakları olarak ana sözleşmemizde kar payı dağıtmayacağımızı belirttik. Oluşan karın tamamı her kuruşuyla seçtiğimiz üretim bölgelerinde tarım ve hayvancılığı geliştirecek projelere ve kurulacak kooperatiflere ayrılıyor.
Kooperatifle neler hedefliyorsunuz?
Küçük çiftçinin tarımdan vazgeçmemesini teşvik etmeyi, temiz tarım yapan aile ve küçük ölçekli kadın çiftçileri, topluluk destekli tarım modeliyle tohumdan tabağa devam eden zorlu süreçte yalnız bırakmamayı hedefliyoruz.
Adil ticaret koşullarına uyarak çiftçilerin ekonomik bağımsızlıklarını sürdürülür kılıp, gelecek kuşaklarıyla birlikte sahip oldukları toprakta refah içinde yaşayarak, göç etmek zorunda kalmamalarını sağlamak da hedeflerimiz arasında.
Kadın çiftçilere nasıl bir satış kanalı oluşturdunuz?
Tüketiciler olarak bir yıl boyunca hangi ürünlere ihtiyaç duyacaksak, çalıştığımız üreticilere bunu ekim dönemi bildiriyoruz. Ekim planlarını birlikte yapıyoruz.
Üretimini tüketiciyle birlikte planlayabilen üretici, satışını da garanti altına aldığında eline ne zaman ne kadar para geçeceğini bildiğinden finansal planlamasını da buna göre yapabiliyor. Bu modelin adı da, topluluk destekli tarım. Tüketiciler olarak bizler, öncelikli olarak dayanışma paketi adı verdiğimiz, her üyemize üç ayda bir, senede dört defa ulaştırdığımız, içinde temel gıda ihtiyaçlarının karşılandığı paketler yolluyoruz.
Üye sayımız belli olduğundan, o yıl hangi üründen ne kadar miktarda üretilmesi gerektiğini hesaplayabiliyoruz. Dayanışma paketini taksitle satın alan üyelerimiz sayesinde, üreticinin en çok ihtiyacı olan önden satış garantisini ve üretim planlamasını belirleyebiliyoruz.
Temiz tarım denilince nasıl bir anlayışla hareket ediyorsunuz?
Üreticilerimizden ticari sertifikasyonlar talep etmiyoruz. Toprağa, suya ve canlılara zarar veren kimyasallardan uzak, doğaya üretim atığı bırakmayan tarımı temiz tarım olarak nitelendiriyoruz. Denetimleri kendimiz yürütüyoruz.
Ürünlerimizin analizlerini anlaşmalı laboratuvarımızda yaptırarak kontrol mekanizmasını sağlıyoruz. Toprak analizleriyle başlayan, toprak ıslah yöntemleriyle devam eden, suyundan gübresinden, ilaç kullanımı gerekliyse, doğru ilaçları, doğru miktarda ve doğru zamanda kullandıran tarım uzmanlarımız her daim üreticilerimizle temiz tarıma yönlendiriyor.
Bilimsel denetimler haricinde caydırıcılık da önemli bir unsur. Testlerden olumlu sonuç alamadığımız üreticiler ile ticaret yapmama prensibimiz, üreticiler açısından da temiz tarım yolunda etkili bir yönlendirici.
Çiftçiye ne gibi destekler veriyorsunuz?
Üreticilerimizle üretimin her aşamasında bağlantı halindeyiz. Ziraat mühendisi, gıda mühendisi ve birçok meslek gruplarından gönüllülerle teknik destek veriyoruz. Toprak ıslahı ile başlayan, hayvancılıkta doğru yem tercihleriyle devam eden, üretim planlaması ve tohum önerilerini içeren geniş bir bilgi aktarımından bahsedebiliriz.
Üretim dönemi başlangıcında ihtiyaç duyan üreticilere finansman desteği sağlıyoruz. Ambalajlama, güvenli gıda eğitimleri, üretim alanlarının hijyeni ve tabii ki tedarik zinciri çözümleri de bütünsel yaklaşımımıza dahil destekler.
Şu an kaç köyle ve kaç çiftçiyle çalışıyorsunuz?
Bu yıl için belirlediğimiz Balıkesir Edremit Körfezi, Samsun Bafra Kızılırmak Deltası, Manisa Gördes, Bilecik Osmaneli, Denizli Baklan, Antalya İbradı olmak üzere altı bölgemizde, 40'a yakın çiftçi ile çalışıyoruz. Bu bölgeler dışında da ürün denemeleri yaptığımız, paketimizi çeşitlendirdiğimiz ve gelecek için ilk görüşmeler yaptığımız çiftçiler var.
Üretimde hangi ürünler ön plana çıkıyor?
Dayanışma paketlerimiz zeytin, zeytinyağı, peynir, baklagiller, konserveler, kabuklular, tahıllar gibi dayanıklı gıda ürünlerini içeriyor. Anneannelerin yemeklerini hatırlatan atalık tohumdan fasulyeler, mercimekler ve tabii tarhanalar da beğeniliyor.
Şişli’de bir mağazanız bulunuyor. Başka mağaza açma planlarınız var mı?
İlk hedef Beykoz ve Sarıyer'de iki mağaza daha açmak. Beşiktaş gönüllülerimizden de talep var. Kar amacı gütmediğimizden ve temiz üretim, adil ticaret ana ilkelerimiz olduğundan hızlıca büyüme hedefinde değiliz.
Yine de satış hacmimizi ne kadar artırırsak o kadar sayıda kadın üretici ve ailesine katkımız olacağını, istihdam yaratacağımızı, ülkemizdeki yerel üretimlere ve ekonomilere destek verebileceğimizi biliyoruz. Unutulmamalı ki önce satış sonra üretim.
2020’de kaç kadın çiftçiyi daha kooperatifinize katmayı planlıyorsunuz?
Dayanışma paketlerimizin sayısı arttıkça, dükkanlarımızın ve e-ticaret satışlarımızın hacmi artıkça, üreticilerimizin de sayısını artırabiliriz. Bu sayede daha fazla kadın çiftçiyle üretim yaptırma, ortak planlama yapma, dayanışma içine girme şansımız oluyor.
Şu an için dayanışma paketimizin tüketicileri olan 200 üye ile 40 kadın çiftçi ve ailesini destekleyebilecek durumda. Seneye 400 üye hedefliyoruz. Ne kadar üyemiz olursa, üretici sayımız da o oranda artacak.