DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranı ekim ayında yüzde 11,7 olarak gerçekleşti. Bu oran önceki ay yüzde 11,3 düzeyindeydi. Buna göre ekim ayında işsizlik oranında 0,4 puanlık artış yaşandı. Bu ise ciddi sayılabilecek bir yükselişe işaret ediyor.
TÜİK’in verilerine göre ekim ayında işgücünde 94 bin kişilik artış oldu. Buna karşılık istihdam edilenlerin sayısı ise 23 bin kişi azaldı. Esasında ekim ayında sanayide 22 bin ve hizmetler sektöründe 66 bin kişilik istihdam artışı yaşandı. Ancak inşaatta 42 bin ve tarımda 69 bin kişilik istihdam azalışı olunca toplam istihdam da düştü. Böylece işsiz sayısı da 117 bin kişi artarak 3 milyon 494 binden 3 milyon 611 bine çıktı.
RESESYONU ANDIRIYOR
İşsizlikte geçen yılın mayıs ayından bu yana yükseliş var. Bu yükseliş eylül ayında durur gibi olmuştu ama ekim ayında yeniden geri döndü. Daha nisan ayında işsizlik oranı yüzde 9,9 düzeyindeydi. Altı aylık sürede yaşanan artış 1,8 puanı buluyor.
İşsizlikte yaşanan bu hızlı yükseliş insana ister istemez 2008-2009 resesyonundaki tırmanışı hatırlatıyor. O dönemdeki yükseliş de mayıs ayında başlamış ve işsizlik oranı 12 ayda 4,8 puan artarak yüzde 13,9’da zirve yapmıştı. Üstelik o dönemin ilk altı ayındaki yükseliş şimdikinden daha az ve 1,5 puan olmuştu.
İşsizlik oranında henüz 2008-2009 resesyonundaki zirve noktasından uzaktayız ama işsiz sayısında o noktayı çoktan geçmiş durumdayız. 2008-2009 resesyonunun zirve noktasında işsiz sayısı 3,3 milyona yaklaşmıştı. Bu son yükselişte ise söz konusu noktayı haziran ayında geçtik. Yani haziran ayından bu yana işsiz sayısında üst üste rekorlar kırıyoruz.
İşsiz sayısının şu anda 2008-2009 resesyonundaki zirve noktasının üzerinde olmasına rağmen işsizlik oranının o dönemin gerisinde kalmasının nedeni ise aradan geçen sürede işgücünde 7 milyon kişilik artış yaşanması. İşsizlik oranı işsiz sayısının işgücüne bölünmesi yoluyla hesaplanıyor. Aynı işsiz sayısının daha yüksek bir işgücüne bölünmesi de haliyle daha düşük bir işsizlik oranı veriyor.
BUNDAN SONRA NE OLUR?
İşsizlikte son dönemde yaşanan yükseliş 2008-2009 resesyonunun başlarındaki yükselişe çok benziyor ama bundan sonrası o dönemdeki gibi olmayabilir. O dönemde işsizlikte yaşanan yükseliş Eylül 2008’de Lehman Brothers’ın iflas etmesi üzerine küresel krizin şiddetlenmesiyle alevlenmişti. Resesyonun ilk altı ayında 1,5 puan olan işsizlikteki yükseliş ikinci altı ayında 3,4 puanı bulmuştu. Esasında küresel ekonomide işler yine çok iyi değil ama bu kez o dönemdeki gibi şiddetli bir kriz yok. Aynı şekilde Türkiye ekonomisinde de işler yine çok iyi olmamasına karşın o dönemdeki kadar şiddetli bir kriz varmış gibi görünmüyor.
Ancak 2008-2009 resesyonunun ikinci yarısındaki kadar şiddetli olmasa da bundan sonra da işsizlikte yükseliş görmeye devam edebiliriz. Çünkü ekonomiden gelen sinyaller pek iyi değil. İşsizlikte yaşanan son yükseliş ekonominin geçen yılın üçüncü çeyreğinde 2008-2009 resesyonundan bu yana ilk kez küçülmesinden kaynaklanmıştı. Üçüncü çeyrekte ekonomi yıllık bazda yüzde 1,9 küçülmüştü. Yıllardır ekonomik büyümeyi takip etmekte kullandığımız öncü göstergeler geçen ay TÜİK’in milli gelirde yeni hesap yöntemine geçmesiyle büyük ölçüde ıskartaya çıktığı için kesin konuşamıyoruz ama ekonomideki bu küçülmenin dördüncü çeyrekte durmuş olabileceğine ilişkin sinyaller var. Fakat dördüncü çeyrekte ekonomide işsizlikte yükselişi engelleyecek ölçüde bir büyüme yaşanmış olması da zor görünüyor. Öte yandan ekonomi 2017 yılına da kötü girmişe benziyor. Bu durum da işsizlikte geçen mayıs ayında başlayan yükselişin hala devam ettiğini düşündürüyor.