İş dünyasının gündemi sürdürülebilir rekabet

Önce AB’nin Yeşil Mutabakat, şimdilerde ise Meclis’in gündemindeki İklim Yasası çalışmalarını yakından izleyen iş dünyası temsilcileri, ihracat tarafında rekabetçiliği korumak üzere sürdürülebilir yatırımlara odaklandı.

12 Kasım 2023

Önce AB'nin Yeşil Mutabakat, şimdilerde ise Meclis'in gündemindeki İklim Yasası çalışmalarını yakından izleyen iş dünyası temsilcileri, ihracat tarafında rekabetçiliği korumak üzere sürdürülebilir yatırımlara odaklandı. Dev gruplar özellikle enerji ve atık yönetimi gibi konularda önemli adımlar atıyor.

12-25 Kasım tarihli sayıdan

Küresel ısınma karbon emisyonlarıyla artmaya devam ederken, bir süredir gözü kulağı Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nda (SKDM) olan Türkiye iş dünyası da sürdürülebilir ve çevreci yatırımlarına hız verdi. 

Bilindiği gibi SKDM'nin demir-çelik, alüminyum, gübre, elektrik, çimento ve hidrojen sektörlerini kapsayan ilk aşaması, 1 Ekim 2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdi. Bu yeni mekanizma AB ülkelerinin ithalat yaptığı şirketlere, üretimin olduğu ülkede ödenen karbon fiyatı ile AB'deki karbon fiyatı arasındaki farkı ödemek için SKDM sertifikaları satın alma zorunluluğu getiriyor. 

Yeni mekanizmaya adapte olmak Türkiye'den AB ülkelerine yoğun ihracat gerçekleştiren sektörlerin hem rekabetçilik hem de sürdürülebilir üretimleri için önemli. Bu noktada da Meclis'in gündemine gelmesi beklenen İklim Yasa-sı'na ilişkin gelişmeler hem vergi hem de teşvikleri kapsaması bakımından merakla takip ediliyor.

İklim Değişikliği Başkanlığı'nın yayımladığı rapora göre, 1 ton karbondioksit eşdeğeri için 75 Euro olarak varsayılan SKDM sertifikası ücretleri 2027'de Türkiye için yıllık 138 milyon Euro maliyet yaratacak. Bu nedenle rekabetçiliği korumak ve Avrupa kıtasındaki ihracatı artırmak adına SKDM'nin getirdiği düzenlemelere bir an evvel adapte olmak gerekiyor.

 Büyük gruplar pandemi sürecinden bu yana şirket yapılanmalarını, yatırım ve büyüme stratejilerini bu alana odaklamış durumdalar. Hatta birçok holding artık kamuoyuna açıkladıkları hedeflerini yıllık raporlamalarla da duyurmaya başladı. 

Atık toplama, izleme ve mekanik ayırma üniteleri, oksijensiz çürütücüler, hibrit enerji üretimi, atıkların ileri dönüşümü, yeşil hidrojen, düşük karbonlu mobilite çözümleri, enerji verimliliği gibi alanlarda pek çok proje bu yıl da dev grupların gündeminde baş sırada yer alıyor.

GELECEK BEŞ YILI PLANLADI

Demir-çelik sektörü sınırda karbon düzenlemesinde ilk ele alınan sektörlerden biri. Bu alanda Türkiye'nin önde gelen gruplarından biri olan ve yurtdışında da yatırımları olan Tosyalı Holding ise uzun bir süredir bu düzenlemeye hazırlanarak üretim yapıyor.

Sürdürülebilirliğin uzun süredir ana gündem maddesi olduğunu ve önümüzdeki beş yılda da böyle olacağını aktaran Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, "Sürdürülebilir Yaşam için Tosyalı diyerek yola çıktığımız sürdürülebilirlik stratejimizin merkezine karbonsuz bir ekonomiye katkı verme vizyonumuzu koyuyoruz. Ekiplerimiz sınırda karbon düzenleme mekanizması çerçevesinde çalışmalara çok önceden başladılar. 

Kurumsal karbon ayak izimizi tespit ettik ve ERW ve Spiral tesislerimizde yeşil çelik üretiminde çok önemli olan, karbon ayak izini gösteren EPD denilen, Çevresel Ürün Beyanı belgelerimizi de aldık" diye konuşuyor. 

Bugüne kadar yaptıkları yatırımlarla çelik fabrikasının karbon salımını yüzde 30 azalttıklarını aktaran Tosyalı, yaptıkları çalışmaları ölçümleyerek sürdürülebilirlik raporu halinde paylaştıklarını da dile getiriyor.

Fosil yakıtlara alternatif olarak güneş enerjisi ve karbon salımı sıfır olan hidrojenin kullanımına yönelik çalışmalara da ağırlık verdiklerini kaydeden Tosyalı, bir süre önce elektriğin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini Yeşil Enerji Sertifikası alarak da belgelediklerini söylüyor. 

Tüm tesislerde GES tarafında 235 MW kurulu güce ulaşarak dünyanın en büyük çatı üstü GES'ine sahip şirketi olduklarını belirten Tosyalı, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu sayede yaklaşık 171 milyon kg karbon salımını engelleyerek dünyanın en temiz en yeşil çelik üretimini yapan tesislerden biri olduk. Bununla birlikte hem Cezayir hem de Türkiye'de hidrojenle çalışmaya uyumlu tesisler kuruyoruz.

Güneş santrallerinden elde ettiğimiz enerjiyi hidrojen üretiminde kullanılabilir hale getirecek teknolojilere yatırım yapıyoruz. Tosyalı olarak bu teknolojilere ilk aşamada yaklaşık 300 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyoruz."


 

YENİ ALANLA YATIRIMA DEVAM

Gıda sanayi başta olmak üzere enerji, boya gibi alanlarda faaliyet gösteren Yaşar Holding sürece hazırlanırken, enerji sektörünü de bünyesine katmış durumda. Yatırım stratejisinin odağında inovas-yon, dijitalleşme, sürdürülebilirlik, kültür ve insanın yer aldıklarını aktaran Yaşar Holding İcra Başkanı Mehmet Aktaş, sürdürülebilirlik yatırımları, karbon azaltımı ve döngüsel ekonomi alanlarında önemli adımlar attıklarını söylüyor. 

Pınar Süt, Pınar Et ve Pınar Su ve İçecek şirketlerinin 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedeflerini açıkladığını söyleyen Aktaş, "Mesela Pınar Süt şirketinde, atık su arıtma tesisimizi yenilemek üzere yeni yatırım devreye alındı. Bu yatırımla Pınar Süt'te yıllık karbon ayak izi yüzde 17 oranında azaltılması hedefleniyor. Desa Enerji şirketiyle de güneş enerjisi yatırımı devreye alındı. Kullanılan elektrik enerjisinin yüzde 10'u

FUAT TOSYALI TOSYALI HOLDİNG BAŞKANI
"KARBONSUZ ÇELİK ÜRETİMİ ODAĞIMIZDA"
"Sürdürülebilirlik konularımızı Karbonsuz Çelik, Sorumlu Ekosistem Yönetimi ve İşin Geleceği olmak üzere üç farklı etki alanı altında yönetiyoruz. 

Bu farkındalıkla, üretim süreçlerinin sürdürülebilirlik odaklı olarak dönüştürülmesinden üretimde temiz enerji kaynaklarının kullanımına kadar birçok çalışmamızı, karbonsuz çelik üretimi odağıyla gerçekleştiriyoruz. AB Yeşil Mutabakatı ile ilgili uygulamalara hazırız."


HAKAN GÖRAL TEKFEN HOLDİNG GRUP ŞİRKETLER BAŞKANI
"YOL HARİTAMIZ DOĞRULTUSUNDA İLERLİYORUZ"
"Tekfen olarak, karbon net sıfır yol haritası çalışmalarımızı hem grubumuzun hem de dünyamızın geleceği adına kaçınılmaz bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bu yöndeki çabalarımız sayesinde, 2022 yılında, CDP'nin İklim Değişikliği Programı'nda, ülkemizde "B" bandında değerlendirilen 53 şirketten biri olduk. 

Su Güvenliği Programı'nda ise "A" derecelendirme notumuzla dünya çapında 2 bin 437 şirket içinde, 103'üncü sırada yer aldık. Yeşil Mutabakat'a uyum noktasında net sıfır yol haritası çalışmalarımız doğrultusunda, Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımızda net zero hedefimize 2030 yılında, Kapsam 3 ile ilgili net zero hedefimize 2045 yılında ulaşmayı amaçlıyoruz."