İş dünyası İklim Yasası’nda teşvik bekliyor

Meclis’in gündemine gelmesi beklenen İklim Yasası’nın hem vergi hem de teşvikleri kapsaması bekleniyor.

15 Ekim 2023

Meclis'in gündemine gelmesi beklenen İklim Yasası'nın hem vergi hem de teşvikleri kapsaması bekleniyor. İklim Yasası çalışmalarını yakından izleyen iş dünyası temsilcileri, ihracatçı üreticilerin enerji ve atik yönetimi gibi konularda teşvik ve kredilerle desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor.

15-28 Ekim tarihli sayıdan

Karbon emisyonlarıyla hızlanan ve dünyanın ortak sorunu küresel ısınma, düşünülenden daha hızlı ilerliyor. Bir yanda mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, diğer tarafta ise sellerle mücadele edilirken devletlerin alacağı önlemler ise hayati önemde. Türkiye'de iklim krizinden nasibini alacak elbette. Yüzde 40 ile 80 arasında bir oranla kuraklık Türkiye'yi bekleyen bir tehdit olarak ifade ediliyor.

Sınırda vergilerin devreye girecek olması nedeniyle de karbon meselesini gündeminde birinci sıraya alan büyük şirketlerin ardından, hükümet de bu yönde önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. TBMM Çevre Komisyonu başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla İklim Yasası konusunda çalışmalar yürütüyor. Önümüzdeki süreçte meclise gelmesi beklenen İklim Kanunu konusunda ise iş dünyasının önemli beklentileri var.

KANUN İLE YOL HARİTASI ÇİZİLECEK

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Murat Kurum, önümüzdeki 100 yılı şekillendirecek bir çerçeveye sahip olacak İklim Kanunu'nu komisyonda görüştükten hemen sonra Meclis'in onayına sunacaklarını kamuoyuna açıkladı. İş dünyası ise kanunla ilgili çalışmaları yakın takibe aldı. 

TÜSİAD Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Başkanı Fatih Özkadı, iklim krizinin etkileri derinleşirken, kanunun yol haritasını çizmek bakımından kritik önemde olduğunu söylüyor. Bu noktada vergi, teşvik, emisyon ticaret sisteminin devreye alınması gerektiğini ifade eden Özkadı, diğer önemli unsurun ise kanunun net-sıfır hedefi açısından kritik bir rolü olan yutak alanların korunmasına ve artırılmasına yönelik düzenlemelere zemin hazırlamasının beklendiğini anlatıyor.
 

"TÜM PAYDAŞLAR BİRLİKTE HAREKET ETMELİ"

AB'ye en fazla ihracat yapan sektörlerden biri olan ve 2026'da sınırda karbon vergisiyle karşı karşıya kalacak olan tekstil sektörünün gündeminde ise bu konu ihracattaki zorlu süreç nedeniyle geriye düştü. Bu konuya en hazırlıklı sektörün tekstil ve hazır giyim olduğunu aktaran Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, "Tekstil buna hazırlıklı sektör. 

Fakat son bir yıldır nakit akışı sorunları ve finansman bulamazken bu konuda yatırımlar da göz ardı edildi. Bu tek başına üretici veya satıcının katlanabileceği bir şey değil" diyor. Stratejik olarak alım yapan, satan ve üretenlerin birlikte hareket etmesi gerektiğine işaret eden Kaya, "Kamudan da teşvik beklentilerimiz var. Şu an ilk adımda enerji, atık yönetimi konularında yatırımlar gerekiyor. Kamu özellikle ihracat yapan üreticileri çevreci yatırımlar konusunda desteklemeli" diye konuşuyor.

İklim değişikliği ve teknolojileri alanında önemli çalışmalara imza atan Kaliforniya Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan da 2050'de beklenen 1,5 santigratlık ısınmanın çok değil 2030 yılında gerçekleşmesini öngördüğünü ifade ediyor. Bu noktada karbondioksitin dünyayı bir battaniye gibi sardığını ve karbonunun havadan yakalanması alanına odaklanılmasının önemli bir olduğunu anlatıyor.

KARBONU HAVADAN YAKALAMAK MÜMKÜN

Karbon emisyonunu azaltmak için bir çözüm niteliği taşıyan karbondioksitin doğrudan havadan yakalanması (DAC) teknolojisini anlatan Mihri Özkan, "DAC, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemli. Ulaşım ve orman yangınları gibi dağıtılmış kaynakların yanı sıra doğal gaz işleme, çimento üretimi, demir ve çelik üretimi, amonyak ve üretimi, biyoyakıt kullanımı gibi endüstriyel süreçler, kaçınılması zor olan karbon emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunur" diyor.

Yılda yaklaşık 1,9 milyar ton endüstriyel karbondioksit emisyonuna tekabül eden bu emisyonları dengelemek için DAC teknolojisinden yararlanılabileceğini belirten Özkan, Ulusal Enerji Ajansı'na göre bugüne kadar dünya çapında 27'si devreye alınmış ve 18'i tamamlanmış 130 DAC tesisinin geliştirilme aşamasında olduğu bilgisini veriyor.

EN ÇOK KARBON ÇİN VE ABD'DEN

1800'lü yıllarda endüstrileşmeyle karbon meselesinin katlanarak artan bir sorun haline geldiğine işaret eden Mihri Özkan, bugün ise dünyada en çok karbon emisyonu üreten ülkenin Çin, ardından ABD, Hindistan ve Avrupa olduğunu kaydediyor. 

Her yıl 38 gigaton karbondioksitin atmosfere salındığını ve bu hızlı gidişi durdurmanın zor olacağını kaydeden Özkan, Türkiye'de ise çimento, demir-çelik, hidrojen, tekstil ve tarım gibi alanlarda karbondioksit üretimi ve su kullanımı açısından dikkatle izlenmesi gereken sektörler olduğunu belirtiyor. 

Bu gidişatla Türkiye'nin yüzde 40-80 arasında bir ortalamayla kuraklık yaşayabileceğini anlatan Mihri Özkan, bu alanlarda bilinçlendirme çalışmalarının hızlanması gerektiğini söylüyor.

Talep gelmesi durumunda yasa yapıcılarla ortak çalışma yürütebileceklerini ve izlenebilecek yollar konusunda fikirlerini paylaşabileceklerini anlatan Mihri Özkan, bu noktada Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlarının önemli olduğunu söylüyor. Özkan, şöyle konuşuyor: "Çalışmalarımız sonucunda; özellikle jeotermal enerjinin en ekonomik yol olduğunu ortaya koyduk. 

Yüzde 42 daha ucuz ve havada karbon yakalama teknolojisi için enerji kaynağı olarak kullanılabilir. Bu teknolojiler var ve fakat şirketlere pahalı geliyor. Devletin vergi gibi yaptırımların yanı sıra teşvik ve kredilerle de üreticiye yardım etmesi gerek. Yapılması gerekenler belli, eğer bir talep olursa önerilerimizi paylaşabiliriz."

Kalifornia Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Sinan Özkan ise bu konuda inovatif ve teknoloji alanında lityum iyon piller üzerine yaptığı çalışmalarla yeni bir bakış açısı sunmaya gayret ettiklerini iletiyor. 

Özkan, "Ülkeler için elektrikli arabanın üretiminin benzin ve dizel arabaların masrafına denk gelmesi veya daha az olması büyük önem taşıyor. Elektrikli arabalar gittikçe ucuzluyor. 2028 yılında ne olursa olsun elektrikli araç daha hesaplı hale gelecek" diye konuşuyor.

2050'ye kadar yaklaşık 1-2 milyar adet elektrikli arabanın yollarda olacağını fakat günümüzde hala pil üretimi ve şarj istasyonu sorunu yaşandığını dile getiren Özkan, şu görüşleri dile getiriyor: "Son çalışmamızda, polietilen tereftalat (PET) plastik atığı şarj edilebilir lityum iyon piller için süper gözenekli bir aktif karbon malzemesine dönüştürdük. Plastik atıkları alıp önce erittikten sonra kumaşa çevirdik. 

Bu kumaştan da pil yaptık. Kumaşı kesip pil malzemesi olarak kullanabiliyoruz. Ayrıca, daha önce mantardan da batarya üretmiştik. Bu malzemelerle yapılan piller hem çevreye zarar vermiyor hem de yüksek performans sağlıyor" diye konuşuyor.

FATİH ÖZKADI TÜSİAD ÇEVRE VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI

"SORUMLULUKLAR KANUNLA NETLEŞMELİ"

"İKLİM KRİZİNİN ETKİLERİ GİDEREK DERİNLEŞİYOR.
İklim Kanunu ülkemizin 2053 Net-Sıfır Emisyon hedefine yönelik azaltım ve uyum perspektifinde yol haritamızın temelini oluşturacak olması nedeniyle kritik önem arz ediyor. Bu çerçevede, kanun somut ve bütüncül politika araçlarını içermeli; ilgili kurumların görev ve sorumlulukları Kanun kapsamında netleştirilmelidir."

İŞ DÜNYASI NE İSTİYOR?
• Türkiye'nin Ulusal Katkı Beyanı'nın gerçekleştirilmesini güçlendirecek ve başta AB Yeşil Mutabakatı olmak üzere uluslararası nitelikteki düzenlemelere uyumu sağlayacak temelleri yürürlüğe koymalı.
• AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması takvimi ve metodolojisi ile uyumlu bir Emisyon Ticaret Sistemi'nin devreye alınmasını sağlayacak çerçeve çizilmeli.
• Azaltım ve uyum yönündeki tedbirleri bütüncül şekilde destekleyecek ve ivmelendirecek vergi, teşvik ve finansman politikaları kurgulanmalı.
• Karbon fiyatlandırma araçlarından elde edilecek gelirlerin tamamının iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik azaltım ve uyum çalışmaları kapsamında değerlendirilmesine yönelik çerçeve düzenlenmeli.