Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, yeni dönemde ihracat menzilinin uzak ülkelere taşınması gerektiğini söylüyor. Ömer Bolat, bu kapsamda 18 uzak ülkeye ihracati 80 milyar dolara çıkarma hedefiyle bir eylem planı yaptıklarını belirtiyor.
24 Aralık 2023 - 06 Ocak 2024 tarihli sayıdan
Orta Vadeli Programa göre 2024 yılında 267 milyar dolarlık bir ihracat öngörülüyor. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, ihracatta son 20 yılda gelinen noktayı artık geleneksel pazarların ötesine geçilmesi olarak özetliyor. İhracat menzilini daha uzağa taşımak üzere uzak ülkeler stratejisini hayata geçirdiklerini aktaran Bolat, ihracat menzilini 4.744 km'ye ve bu strateji kapsamındaki 18 uzak ülkeye yönelik ihracatı ise 80 milyar dolara çıkarmak hedefiyle bir eylem planını uygulamaya başladıklarını kaydediyor.
Uzak Doğu'dan Latin Amerika'ya, belirlenen bu ülkeler ile ticari ve ekonomik iş birliğinin artırılması, fuar katılımı, ticaret heyetleri, ikili anlaşma ve tanıtım faaliyetlerinin daha da yoğunlaştırılması için çalışmaları hızlandırdıklarını belirten Bolat, ticarette yeni dönem hedefleri değerlendirdi.
Küresel ticarette talep daralması, yüksek enflasyon, savaş ve çok kutuplu anlayışa doğru giden yeni global düzende Türkiye ekonomisi açısından en kritik konu nedir? Bu dönemde gördüğünüz riskler nelerdir?
2024 yılında küresel mal ve ticaret hacminin yüzde 3,5 artış ile tarihsel ortalamaların altında seyretmesi, küresel enflasyonun ise 2024'te yüzde 5,8'e düşse de hedeflerin üzerinde seyretmesi öngörülüyor. Yeni global düzende bahsettiğiniz tüm bu riskler, Türkiye'yi etkileyecek son derece önemli konulardır. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin çoğu, artan borç maliyetleri nedeniyle borç sorunları ile yüksek risk altında bulunuyor.
Ülkemiz bu konuda en iyi durumda olan ülkelerden birisidir. Ülkeler özelinde bakılacak olursa, örneğin ABD için yüksek devlet borcu ve bütçe açıkları, faiz oranı artışlarıyla birlikte borç maliyetlerinin artması gibi riskler varken; AB için Yunanistan ve İtalya gibi bazı üye devletlerin yüksek borçları oldukça dikkat çekmektedir. Çin içinse Covid sonrası beklenen toparlanmanın hâlâ sağlanamaması, devam eden emlak sektörü ile ilgili finansal sorunlar, ticaret savaşları ve çevre ile ilgili problemler söz konusudur.
Ülkemiz için en önemli risklerden biri, artan jeoekonomik parçalanmanın piyasalar arasındaki emtia tedarikini sınırlaması ve ilave fiyat dalgalanmasına neden olmasıdır. Enerji ithal eden bir ülke olarak petrol ve doğal gaz fiyatlarının yükselmesi bir risk, gerilemesi ise ödemeler dengesi açısından bir fırsat oluşturuyor. Diğer yandan; iklim değişikliğiyle mücadele, ulusal ve uluslararası düzeyde düşük karbonlu ekonomiye geçiş süreci önümüzdeki dönemde masada duran en kritik konudur.
Bu konuda hangi adımlar atılıyor?
Ülkemizin sürdürülebilir kalkınma ve net sıfır emisyon hedeflerine ulaşabilmesi açısından temiz enerjiye geçiş kilit öneme sahiptir. Güvenilir kaynaklardan rekabetçi fiyatlarla, kesintisiz ve sürdürülebilir enerji tedariki için ulusal strateji belgelerinde de benimsenen "daha çok
yerli, daha çok yenilenebilir ve daha sürdürülebilir" stratejisi kapsamında yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın ülkemizin enerji portföyündeki payını artırmak temel önceliklerimiz arasındadır.
Yeni dönemde ajandanızda olan ve odağa alacağınız adımlardan söz eder misiniz?
Dünyada yaşanan köklü değişim ve dönüşüm sürecinin ülkemize sunabileceği imkânlardan en üst düzeyde faydalanılabilmesi için uzun vadeli bir yol haritası olan 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planını tüm paydaşların katılımıyla oluşturduk.
Planın temel amacı; ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda, Türkiye'nin dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü ve müreffeh bir ülke olmasıdır.
Uzun vadeli amacımıza ulaşmada, yerel kaynakları harekete geçiren, bilgi ve teknoloji yoğun, katma değeri yüksek, ihracata dönük, dünya standartlarında bir üretim yapısı büyük öneme sahiptir. Tarım, sanayi, enerji ve hizmetlerin tüm süreçlerinde yeşil ve dijital teknolojilerle yaşanacak
yapısal dönüşümlerle 2053 yılında ülkemizin üretim ve ticarette, dünyanın ağırlık merkezlerinden biri olması sağlanacaktır.
Türkiye, gıda ve enerjide arz güvenliği ile birlikte doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamış, yüksek katma değerli üretimiyle istikrarlı büyüyerek cari işlemler fazlası veren ve fiyat istikrarını kalıcı şekilde tesis etmiş bir ekonomi olacaktır.
2053 yılına ilişkin vizyonumuzda, üst gelir grubunda bir ülke olarak küresel ölçekte rekabetçiliği ve yenilikçiliği teşvik eden yapısal dönüşümleri gerçekleştirerek ilk 10 ekonomi, satın alma gücü paritesine göre ise ilk beş ekonomi arasında yer almayı, markalaşmayı destekleyerek dünyanın en değerli 100 markası arasında da en az beş markaya sahip olmayı hedefliyoruz.
2024 yılı için ticaret ve sanayide globalde ve Türkiye açısından ekonomik performans öngörünüz nedir?
OVP kapsamında 2024 yılında kişi başına gelirimizin 12 bin 875 dolara yükselmesi hedeflenmiştir. Mal ihracatının 267 milyar dolar, ithalatının ise 372,8 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Ticaret Bakanlığı olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yeni hedefler ile adım atıyoruz. 2028 yılında mal ihracatımızı 375,4 milyar dolara, küresel mal ihracatında ülkemiz payını yüzde 1,3'e, KOBİ'lerin ihracattaki payını yüzde 32'ye, e-İhra-catın toplam ihracattaki payını yüzde 10'a ve yüksek ve orta-yüksek teknolojili ürün ihracatı payını yüzde 50'ye çıkarmayı amaçlıyoruz.
Bu hedeflere ulaşmak doğrultusunda Bakanlık olarak tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bakanlık olarak bu hedeflere ulaşmak için 'yatırım-üretim-ihracat-istihdam' değer zincirinin tüm halkalarına yönelik bütünsel bir bakış açısı takip ediyoruz. Firmalarımıza sağladığımız devlet yardımlarını; AR-GE, inovasyon, tasarım ve markalaşma temelleri üzerinde kurguluyoruz.
2024 yılında ihracatta hedef ülkelerden de söz eder misiniz?
Ülkemiz ekonomisinin ve ihracatının son 20 yılda geldiği noktanın, artık geleneksel pazarlarımızın ötesine geçmemizi gerekli kıldığının bilincinde olarak ihracat menzilimizi daha uzağa taşımak, ufkumuzu daha da ötelere götürmek için geçtiğimiz yıl tanıtımını yaptığımız uzak ülkeler stratejisini hayata geçirdik.
İhracat menzilimizi 4 bin 744 km'ye, strateji kapsamındaki 18 uzak ülkeye yönelik ihracatımızı 80 milyar dolara çıkarmak hedefleriyle oluşturulan ve toplamda 328 adet eylem içeren eylem planını uygulamaya başladık. Uzak Doğu'dan Latin Amerika'ya, belirlenen ülkeler ile ticari ve ekonomik iş birliğinin artırılması, fuar katılımı, ticaret heyetleri, ikili anlaşma ve tanıtım faaliyetlerinin daha da yoğunlaştırılması için çalışmalarımıza hız kazandırıyoruz.
Öte yandan, İslam ülkeleri ile ihracat potansiyelimizi gerçekleştirmek amacıyla 'İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Stratejisi'ni hayata geçirdik. Başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere İslam ülkeleri ile ekonomik ve ticari ilişkilerdeki son dönemdeki önemli gelişmeler, stratejinin başarısı için önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu strateji ile İslam ülkelerinin ihracatımızdaki yüzde 26'lık payının, 2028 yılında yüzde 30'a yükselmesini hedefliyoruz.
“Hedef yüksek teknolojili ürün ihracatını artırmak”
“Önümüzdeki dönemde, yüksek teknolojili ürünlerin, sanayi ürünlerimizin ihracatı içindeki payını mevcut yüzde 3,1 seviyesinden, öncelikle serbest bölgelerimizde yüzde 9 seviyesine, sonrasında da OECD ortalaması olan yüzde 16,8 seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu amaçla Bakanlık olarak İhtisas Serbest Bölgeleri projesini hayata geçirdik.
Yine, ülke olarak teknoloji transferini sağlamak ve yabancı sermaye girişini hızlandırmak amacıyla endüstri bölgelerinin kurulmasını teşvik ediyoruz. Bu çerçevede, ülkemizde son dört senede 30 yeni endüstri bölgesi kuruldu. Yakın zamanda bu girişimlerimizin meyvelerini toplamaya başlayacağımıza ve ülke olarak çok daha büyük başarılara imza atacağımıza olan inancımız tamdır.”
E-ticaret konusunda yaklaşımınız ne olacak?
Çalışmalarını yürüttüğümüz "2028 İhracat Tanıtım ve Pazarlama Vizyonu" kapsamında, sektörel bazlı bir tanıtım ve pazarlama stratejisi düzenleyerek; tanıtım faaliyetlerini hedef ülke-hedef sektör odaklı, düzenli ve devamlılık gösteren bir yaklaşımla ele alarak Türk malı ve hizmeti imajını daha da güçlendirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştireceğiz.
Diğer taraftan, küresel ekonominin bir gereği haline gelen dijitalleşmeyi odak noktasına alarak projelerimize yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Yurt dışındaki ithalatçılar ile ihracatçılarımızı bir araya getirecek ve ihracat süreçlerinin dijitalleştirilmesine katkı sağlayacak olan milli bir B2B platformu olarak 'Türkiye E-İhracat Platformu'nu hayata geçiriyoruz.
Ülkemiz tarafından yürütülen çalışmalarla teknolojiyi üretebilen ve iyi kullanabilen şirketlerimizin Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi (HAMLE) Programı başta olmak üzere stratejik yatırımlar konusunda yetkinliğinin artırıldığı, uluslararası firmalar ve ülkemizdeki tedarikçiler arasında köprü kurabilen yapıların oluşturulduğu ve finansmana erişimin kolaylaştırıldığı bir ekosistem kurulması sonucunda Türkiye'nin dünyada tedarik zincirinde dönüşümde örnek gösterilen ülkeler arasında yerini alacağı düşünülmektedir.
Bu alanda atılan adımlarla ülkemiz son dönemde birçok ileri teknoloji üreticinin üretim örgütlenmelerinin merkezi haline gelmektedir. Bu kapsamda önemli küresel üreticilerce ülkemizin yatırım üsleri arasında önemli bir seçenek olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir.