tyilmaz@ekonomist.com.tr
Zorlu geçen aralık ayının ardından dövize endeksli TL mevduat hamlesinin etkisiyle ocak ayı piyasalar açısından biraz daha sakin geçti. Ocak ayında, performans açısından TL varlıklar ve özellikle bankacılık hisseleri etkisiyle borsa öne çıktı.
TL, yabancı para cinslerine karşı yatay bir performans izledi. Bundan sonraki süreçte, FED’den ve TCMB’den gelecek açıklamalar başta olmak üzere faiz politikaları yakından izlenmeye devam edecek.
FED Mart ayında varlık alımı azaltımını tamamlayıp uzun süreden bu yana ilk faiz artırımına hazırlanıyor. FED’den bu yıl üç faiz artırım hamlesi bekleniyor. Yurt içinde ise en önemli gelişme enflasyonun gidişatı ve TCMB’nin adımları olacak. TCMB’nin de ilk çeyrekte faiz indirimine gitmesi beklenmiyor.
Tabii bir de savaş tamtamları var. Rusya-Ukrayna gerginliği yakından izleniyor. Enerjide en büyük tedarikçimizin Rusya olduğu düşünüldüğünde, bizim için önemi bir kat daha artıyor. Önceki hafta üç gün OSB’lerde enerji kesintisine gidilmesinin etkilerini unutmamak gerekiyor.
Peki böyle bir ortamda hisse senedi yatırımcısı ne yapacak?
Görünün o ki en önemli beklenti yıl sonu bilançoları, açıklanacak kârlar ve temettü haberleri. Yatırımcıların yakından takip edeceği bu süreçte, 2021 yılsonu bilanço beklentilerini analiz ettik. Burada temettü beklentilerine de baktık.
Çünkü değerleme olarak gelişmekte olan ülkeler endeksine göre yüzde 60 civarında yüksek iskontoya sahip borsa doğru hisse tercihleriyle yatırımcısına iyi kazançlar sunabilir. Ceren Oral Balaban arkadaşımın hazırladığı bu kapak çalışmasını dikkatlice okumanızı öneriyorum.
Bu sayıda dikkat çekeceğim bir diğer haber ise ihracatçı birliklerindeki seçim yarışı. Bazı birlikler tek liste ile seçime gidecek. Ancak bazı birliklerde seçim yarışına şimdiden start verilmiş durumda. İKMİB, İMİB, İHKİB, İHBİR, İDDMİB… Liste uzayıp gidiyor. Bazı başkan adayları var olan yönetim kurullarında görev alan isimler.
Hangi isim kazanırsa kazansın, öncelikleri Türkiye’yi katma değerli ihracat konusunda daha ileriye taşımak olmalı. Kg başına ihracatı artırmanın yanında, yeni pazarlar, var olan pazarlarda iş hacminin daha da artırılması gibi başlıklarda daha sıkı çalışmaları gerekiyor.
Tabii burada bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Artan navlun fiyatları ile birlikte Türkiye, önemli bir avantaj yakaladı. Ancak bu avantajı değerlendirmek için şirketlerin özsermayelerini güçlendirmeleri, kamunun 60 milyar TL’lik yeni KGF kredisi paketini artırması gerekiyor. Eximbank’a çok büyük sorumluluk düşüyor. Umarım bu fırsatı iyi değerlendiririz.
Sağlıkla kalın…