TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Boydak, Naksan Holding gibi, Anadolu devleri TMSF bünyesine alındı. Çok sayıda şirkete kayyım atandı. Rating notumuz, yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürüldü. Amerika’da faiz artırma sinyalleri güçlendi, AB’de tahvil geri alım programının azaltılmasının konuşulduğu söylentisi yayıldı.
Türkiye’nin desteklediği muhalif güçlerle Fırat Kalkanı operasyonu başlatıldı. İkinci cephe olarak Irak’ın Musul kentinin IŞİD’den geri alınması için Dicle Kalkanı konuşulmaya başlandı. Derken, başkanlık tartışmaları yeniden başladı.
Perşembe gecesi Suriye’deki YPG güçlerine karşı yapılan hava saldırıları, ABD ve Rusya’nın tepkisine neden oldu. Ne kadar yorucu bir gündem değil mi? Buna rağmen ekonomide işler yolunda diyebiliyor muyuz? Sizce biraz geriye dönüp, hesapları, ajandayı kontrol etme zamanı gelmedi mi?
Yukarıda saydığım gelişmelere ekleyecek yeni açıklamalar, veriler gündemde. Örneğin, moralitenin ekonomi için ne kadar önemli olduğunu iki sayı önce bu köşede sizlerle paylaşmıştım. Ekonomi için en temel göstergelerden birisi ‘güven endeksi’ olurken, somut göstergelerin başında şirket kuruluşları geliyor.
Bazen bu köşede sizlerle paylaşıyorum. Son açıklanan veri eylül ayına ilişkin. Yazı işleri müdürümüz Orhan’ın hazırladığı Gösterge sayfasında okuyacağınız gibi yeni kurulan şirket sayısı, geçen yılın eylül ayına göre yüzde 29 geriledi. Yıl genelindeki düşüş yüzde 4 ile sınırlı kalsa da nisan ayından bu yana değişim oranının eksi olması, açıkçası benim hiç hoşuma gitmiyor.
Yılda 50 bin yeni şirket, Türkiye gibi dinamik ekonomilerde bence yetersiz. Büyüme sorunu yaşayan Fransa gibi bir ülkede 20 bini yabancı olamak üzere yılda 500 bin şirketin kurulduğunu anımsatmak istiyorum.
Önemsemiyor gibi görünüyoruz ama bir diğer ‘yatırım yapılabilir’ notumuz da risk altında. Fitch, yaptığı açıklamayla aslında Türkiye’ye süre verdi. Ancak yıl sonuna kadar bu süreyi bizim ne kadar olumlu kullanacağımızdan emin değilim.
Bu kuruluşların dilinden en iyi anlayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in oyun alanı daraltıldı. Bütün gelişmelere rağmen, Bakan Şimşek, Batılı yatırım kuruluşları ve rating şirketleriyle iyi bir iletişim yürütmeye çalışıyor. İletişim tabii ki önemli ama çelişkili mesajlar maalesef bu çabalara olumlu katkı yapmıyor.
Para piyasalarındaki gelişmeler adeta doların yükselip düşüşüne odaklı. Hesaplar değişti mi? Hafta başındaki hızlı, sıcak gelişmeler, bize kapak haberini para piyasalarına ayırmayı zorunlu kıldı. Sadece yatırımcı için değil, döviz borcu olan, açık pozisyon taşıyan şirketlerin geleceği için de çok önemli... Karar sizin...
Hesapların yeniden kontrol edildiği bir hafta diliyorum...