ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
Ancak masaya konan seçenekler taşıma maliyetlerini yüzde 30 artıracak. Olumsuz senaryoda ise maliyet artışları 3-4 katı buluyor. Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumunun üzerinden 10 günü aşkın süre geçmesine rağmen, Türkiye’nin bölgeye uygulayacağı ekonomik yaptırımlar henüz netleşmedi.
Son günlerde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye, Irak ve İran ile kurulan ortak girişimle Kürt bölgesine açılan kara ve hava sınırlarının kapatılacağını ilan etmesi, gözleri yaklaşık 9 milyar dolarlık ticaretin tek geçiş noktası olan Habur Sınır Kapısı’na çevirdi.
Başta Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin kentlerinden olmak üzere IKBY’ye iş yapan nakliyeci ve ihracatçılar sınırın kapatılmasına soğuk bakıyor. Zira sınırın kapanması, IKBY’ye yapılan yıllık yaklaşık 2,5 milyar dolarlık ihracatın da sona ermesi anlamına geliyor.
Ayrıca Habur’un kapatılması halinde ortaya çıkacak yeni rotaların mevcut maliyetleri en az yüzde 30 artıracağı tahmin ediliyor. Erbil ile uzun yıllardır iş yapan Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki yüzlerce şirketin bu durumdan olumsuz etkilenecek olması ise bölge ekonomisi açısından önemli bir tehlike olarak öne çıkıyor.
İHRACAT YÜZDE 20 DÜŞTÜ
Türkiye 2016 yılında Irak’a 7,6 milyar dolarlık ihracat yaparken, 2017’nin ilk sekiz ayındaki ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37,5 artarak 6,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Irak ile ticarette kullanılan tek yol ise Habur Sınır Kapısı.
Şu anda Habur Sınır Kapısı açık ve TIR giriş çıkışları devam ediyor. Ancak referandum öncesi Habur’dan günde bin 930 olan TIR geçişi yüzde 38 azalırken, Irak’a yapılan ihracat da 28 Eylül-5 Ekim tarihleri arasında yüzde 20 düşmüş durumda. Özellikle Irak’ın güneyinden Türkiye’ye gelen mal siparişlerinin azalması ve Türkiye’deki ihracatçıların tahsilat sıkıntısı yaşayabilecekleri endişesiyle bölgeye mal taşımaktan çekinmesi, sınırdaki trafiği azaltan en önemli iki etken.
Haburdan çıkan Türkiye menşeili TIR’ların yüzde 15’i IKBY’ye, yüzde 85'i ise Irak'ın diğer bölgelerine mal taşıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (LJND) hesaplamalarına göre, Türk mallarının Habur’dan değil de başka bir rota üzerinden Irak’a sokulması mevcut durumda yaklaşık 800 dolar olan lojistik maliyetleri en az yüzde 30 artıracak. Hatta olumsuz bir senaryoya göre İran üzerinden yapılacak taşımalarda maliyetlerin 3 bin doların üzerine çıkması ihtimali de var. Bu nedenle İran ile bu konuda yürütülecek müzakerelerin önemi ve kurulacak ortak mekanizmaların çalışır kılınabilmesi önemli.
FARKLI SEÇENEKLER MASADA
Olası bir sınır kapatma kararı sonrasında ihracatçılar için birkaç farklı rota gündemde. Bunlardan ilki Ha-bur’un 150 kilometre batısındaki Mardin Ovacık’ta sınır kapısı kurulması ile Bağdat’a ve Irak’ın güneyine yeni bir ticaret koridoru açmak.
Bir diğer seçenek, Gürbulak Sınır Kapısı üzerinden Türk mallarını İran’a sokmak ve İran’dan Irak’ın Kürt bölgesi dışında kalan kentlerine sevkiyat yapmak. Bu konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği zirvede gündeme geldi ve taraflar Irak’a ticaretin İran üzerinden yapılması hususunu ciddiyetle gündeme alma kararı aldıklarını açıkladı. Ancak İran ile Türkiye arasında ticaret ve gümrük tarifeleri konusunda uzun zamandır yaşanan sıkıntılar, İran üzerinden Irak’a ihracatın hiç de kolay olmayacağını gösteriyor.
Habur’un kapatılması halinde Irak’a ihracatta gündeme gelen son seçenek ise Mersin ve İskenderun’dan Basra’ya uzanan bir Ro-Ro hattı kurmak. Kurulacak hatla birlikte Basra Körfezi’ne taşınan konteynırlar, Irak’ın güneyindeki UmKasr Limanı’ndan ülkeye dağıtılabilecek. Ancak bu son seçenekte Türk konteynırları-nın güvenliği konusunda endişeler var. Zira, Türk bayraklı TIR ve kon-teynırların Irak’ın içlerinde saldırıya uğrama ihtimali çok yüksek.
“PAZARI İRAN’A KAPTIRABİLİRİZ”
İş dünyası ise Habur’un kapatılmasına taraftar değil. TİM Lojistik Konseyi Başkanı Bülent Aymen, "Hangi rota seçilirse seçilsin, hiçbir alternatif yol maliyet ve hız yönünden Habur’un sağladığı avantajları sağlamıyor” diyor. İran’ın geçişler ve gümrük vergisi konusunda pürüz çıkarabileceğini dile getiren Aymen, “Bununla birlikte Kuzey Irak pazarımızı İran’a kaptırma tehlikesi de var. İran bir yandan ambargo deyip diğer yandan Türk şirketlerin bölgeden çekilmesini fırsata çevirmek isteyebilir” diye konuşuyor.
Türkiye Irak Sanayici ve İşadamları Derneği (TISİAD) Genel Başkanı Nevaf Kılıç da Türkiye’nin Irak pazarını İran başta olmak üzere komşu ülkelere kaptırmaması gerektiğini vurguluyor. IKBY’nin Türkiye’nin dış ticaretinde önde gelen partnerlerinden biri olduğunu belirten Kılıç, “Komşu ülkeler arasında sorunlar olabilir, bunun müzakere ile çözülmesini istiyoruz. Krizin ve gerilimlerin kesinlikle ekonomiye yansımasını istemiyoruz. Komşu ülkeler arasında en iyi anlaştığımız ülke de hem Irak hem de oradaki bölgesel Kürt yönetimidir” şeklinde konuşuyor.
“KAPATMAK DOĞRU OLMAZ”
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yıllık 1 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını ve toplam bölge ihracatının da yüzde 40’ının Kuzey Irak’a yapıldığını dile getiren Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Cemal Şengel ise şunları söylüyor: “Bizim açımızdan oradaki kardeşlerimizle sınır bağlantımızı kapatmak doğru olmaz.
Yüzlerce şirketimiz var orada. Oranın kalkınması demek, Doğu Anadolu bölgemizin kalkınması demek. Biz şu anda her zamanki gibi ticaretimizi yapmaya devam ediyoruz. Oradakiler bizim akrabamız, kardeşimiz. Etle tırnak gibiyiz. Siyasi sıkıntıların ekonomiyi etkilememesi gerekiyor.”
“SINIR KAPISI KAPATILMAMALI”
IKYB’de önemli yatırımları bulunan isimlerden biri de Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu. Kadooğlu Holding’in Kadoil firması ile Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Zaho’da beş akaryakıt istasyonu mevcut.
Bunun yanında bölgenin en büyük gıda tedarikçilerinden biri olan Kadooğlu, Irak merkezi hükümetinin de bir numaralı yağ tedarikçisi konumunda.
Aynı zamanda Türk Girişim ve iş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı olan Tarkan Kadooğlu, Habur’un kapatılmasına ilişkin şöyle konuşuyor: “Kürt bölgesi ile 27 yılda en zor şartlarda kurduğumuz çok önemli bir ilişkimiz var. 9 milyar dolarlık bir ticaretimiz bulunuyor.
Siyasi sorunların ekonomik tedbirlerle çözülmemesi gerekiyor. Diplomasi ve siyaset kanalları açık olmalı. En kısa zamanda dostluğun yeniden tesis edilmesini istiyoruz.”