Güneş panelinde anti damping gölgesi

21 Temmuz 2016
Türkiye’nin ihtiyacının giderek arttığı güneş panelinde ciddi bir tartışma yaşanıyor. Yurtdışından temin edilen paneller için önce ‘gözetim uygulaması’ getirilmişti. Daha sonra bir tebliğ ile ithal güneş panelleri yatırım teşviki kapsamından çıkarıldı. Geçen hafta ise anti damping soruşturması başlatıldı. Buna karşın yüksek katma değerli üretim için hazırlık yapan şirketler de var.

ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr

625
Türkiye’de güneş enerjisine yönelik yatırımlar giderek artıyor. Buna bağlı olarak güneş panellerine olan talep de yükseliyor. Türkiye’de yeterli üretim olmadığı için de bu paneller daha çok yurtdışından ithal ediliyor. Ancak hükümet bu ithalatı kısıtlamak istiyor.

Ekonomi Bakanlığı yakın tarihte yabancı güneş panelleri için ‘gözetim uygulaması’ adı verilen bir uygulama getirdi.

Son olarak yayınlanan tebliğ ile de yurtdışından temin edilen güneş panelleri yatırım teşviki kapsamından çıkarıldı. Ayrıca Çin malı güneş panellerine de anti damping soruşturması başlatıldı.

Yatırım teşvikinin kalkmasıyla ilgili tebliğ öncesinde sektörle bir taslak metin dahi paylaşılmadığından yakınan sektör temsilcileri, bu yüzden halihazırda planlanmış güneş enerjisi projelerinde yatırımcılar ve tedarikçilerin zor durumda kaldığını öne sürüyor. Bugün TEDAŞ’tan onayı alınmış, hayata geçirilmeyi bekleyen yaklaşık 3 bin 450 MW kapasiteye ulaşan güneş enerjisi projesi var.

Bu yatırımların yavaşlaması ya da durmasının ülke ekonomisine doğrudan yansıyacağı üzerinde duruluyor. Yapılan hesaplara göre, son gelişmelerle birlikte, devam eden projelerin maliyetlerinde yüzde 50-65 arasında artış oluşmuş durumda. Yüksek maliyetler nedeniyle yatırımların ve projelerin durmasından çekiniliyor.

“YERLİLER TERCİH EDİLMİYOR”
Anti damping süreci altı ay kadar önce 15 küçük ölçekli yerli güneş paneli firmasının başvurusuyla başladı. Ancak Ekonomi Bakanlığı soruşturmayı geçen hafta ilan etti. Sektörün ileri gelenleri, güneş enerjisi yatırımlarının bu karardan olumsuz etkileneceğinde hemfikir. Çünkü Türkiye’de katma değerli güneş paneli üretiminin söz konusu olmadığı, mevcut şirketlerin ithal malzemelerle güneş paneli ürettiği öne sürülüyor.

Solarbaba Platformu’nun kurucusu Ateş Uğurel, konuyla ilgili şunları anlatıyor: “Asıl yatırım gerektiren alan hücre üretimi. Montaj hattı kurmak çok az maliyetli. Üstelik kalite sorunu da var. Yerli şirketler küçük ölçekli olduğu için uluslararası kalite belgesi de alamıyor. Yatırımcılar mutlaka kalite belgesi arıyor. Bunun için de yerli üreticileri tercih etmiyor.

Konuştuğumuz yatırımcıların yüzde 85’i yerli panel tercih etmediklerini söylüyor. Öte yandan yatırımcılar projeleri için Citibank, IFC gibi uluslararası kurumlardan finans sağlıyor. Bu kurumlar da kalite belgesi olmayan ürünleri istemiyor. Dolayısıyla anti damping yerli üretimin önünü açmaz. Aksine yatırımcıları küstürür.”

23 GÜNLÜK SÜRE KALDI
Anti damping soruşturmasının sonuçlanması için Çinli şirketlerin 23 günlük süresi kaldı. Çinli firmalar bir süredir konuyla ilgili detaylı bilgi paylaşmak için Ekonomi Bakanlığı’nın kapısında.

Bakanlıktan anti damping kararı çıkması durumunda Çin hükümetinin eylül ayı gibi aksiyon alması bekleniyor. Çinli firmaların yerli üretime karşı olmadığını vurgulayan sektör temsilcileri, şu değerlendirmede bulunuyor: “Çinliler, Türk şirketleri buna yetersizdir de demiyor.

Çıkarılan bu tebliğin bir yıl sonra hayata geçirilmesini öneriyoruz. Çünkü bu tebliği ile geçici boşluğu fırsat bilerek üretime girenler olacak. Yeterli kaynağı olmayan yerli üretim yatırımları, büyük oyuncuların piyasaya girmesiyle zor durumda kalacak.”

POTANSİYEL YÜKSEK
Türkiye’nin toplam enerji kurulu gücü 80 bin MWa yaklaşıyor. Bundan dört yıl öncesine kadar güneş enerjisine dayalı kurulu güç hiç yoktu. Bugün ise güneş enerjisi santrallerinin toplam kurulu gücü 443 MW civarında. Toplam kurulu gücün yüzde 0,5-0,6’lık kısmı güneş enerjisinden geliyor.

Güneş enerjisindeki gelişme, li-sanssız elektrik üretimi pazarında hissediliyor. Yani 1 MW altı çatı üstü veya zemine monte güneş enerjisi santralleri hem konutlar hem de üretim tesisleri tarafından tercih ediliyor. Nisan 2016 verilerine göre, lisanssız elektrik üretimi yapılan 6 bin 645 MW başvurunun 6 bin 285 MW’ı güneş enerjisi olarak gerçekleşti. Bu rakamlara bakıldığında Türkiye’de güneş enerjisine olan ilgiyi ve pazarın büyüklüğünü anlamak mümkün.

YERLİ ÜRETİM HAZIRLIĞI
Güneş enerjisi sistemlerini oluşturan parçaların ve panellerin Türkiye’de üretilmesi ise gündemdeki konuların başında geliyor. Bu alana girmeyi planlayan şirketler var. Bunların başında da Zorlu Enerji geliyor. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, son dönemdeki konuşmalarında sık sık güneş enerjisi yatırımlarını hızlandıracaklarını, kısa ve orta vadede çatılara güneş paneli kurma ve yerli güneş paneli fabrikası kurma hedefleri olduğunu söylüyor.

EkoRE, güneş paneli üretimine soyunan şirketlerden biri. Süzer Holding’den ayrılarak kendi şirketini kuran Serhan Süzer’in sahibi olduğu EkoRE, Niğde Bor Karma OSB’de, 32 bin metrekare alan üzerine kurulu tesisinde önümüzdeki yıl üretime geçmeye hazırlanıyor. İlk defa güneş panelinin kalbi sayılan ‘wafer’, ‘modül’ ve ‘hücre’ üretimini Türkiye’de gerçekleştirmeyi planlayan şirket, üretim kapasitesini başlangıçta 100 MWp olarak belirlemiş durumda. Uzun vadede de minimum 600 MWp kapasiteye çıkmayı planlıyor.

YARISINI İHRAÇ EDECEK
EkoRE CEO’su Serhan Süzer, know-how transferini Almanya’dan yaptıklarını, bunun dışında kendi kurdukları AR-GE biriminin de sürekli ürün geliştireceğini ifade ediyor. İlk yıl Türkiye’nin ihtiyacı için üretim yapacaklarını, sonrasında ise ihracata yöneleceklerini belirten Süzer, “Zamanla iç satış ve ihracatta yüzde 50, yüzde 50 dengesini tutturmayı hedefliyoruz. İhracat için Mersin limanını kullanmayı planlıyoruz. Hedef pazarlarımız öncelikle Ortadoğu, Orta Asya, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika olacak” diyor.

Geçtiğimiz günlerde Eski Başbakan Tansu Çiller’in oğulları Berk ve Mert Çiller de kurdukları ‘Marsolar’ şirketi çatısı altında güneş enerjisi paneli üretimine girdi. Gebze İMES OSB’deki toplam 8 bin metrekarelik üretim tesisinde başlangıçta yıllık 200 MW’lık üretim kapasitesine sahip olacak olan Marsolar, 2017’de ise 270 MW’lık üretim yapacak. Bu alana yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırım yapan Çiller kardeşler; mono, poly, bi-facial ve çift camlı güneş enerjisi panelleri üretecek. Ağustos ayında üretime geçmesi planlanan şirket, üretiminin yüzde 70’ini ihraç edecek.