Toplam 872 bin bağımsız bölümden oluşan 311 bin bina ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Organize sanayi bölgelerinde, şehir merkezlerinde esnafın yoğun olduğu bölgelerde ciddi üretim ve ticaret kayıpları yaşadık. OSB’lerde hala yüzde 30-40’lara varan üretim ve istihdam kayıpları var.
Deprem ülkesi olmamıza rağmen, bu doğa olayının felaket boyutuna gelmesini engelleyemiyoruz. 6 Şubat bir milat olsun, dedik. 1999 Marmara depreminden etkilenmiş biri olarak, gerçekten bu defa milat olmasını umuyorum.
Felaket boyutundaki depremin bir yılını geride bıraktık. Aradan geçen sürede ne yaptık, ne yapamadık? Bundan sonra nelerin yapılması gerekir? Bu sayımızda yazı işleri olarak bu sorulara yanıt aramak üzere bir araştırma ortaya koyduk. Öncelikle şunu belirteyim, bu kadar büyük bir felaket sonrası ne yaparsan yap, bir yıllık süreçte bu yaraları sarmak mümkün değil.
Hükümet, sivil toplum örgütleri, şirketler, bireyler daha örgütlü ve organize hareket ederek, önceliklendirmeler yaparak bölgenin sorunlarını çözme adına çalışma yürütmek zorundayız.
Konuştuğumuz bölgenin önde gelen isimleri, öncelikle konut konusuna değiniyor. Barınma olmadan, çadır ve konteyner de kısa vadeli çözüm oluyor. Daha ileri gidilemiyor. Ayşegül arkadaşımın ‘istihdam’ başlığındaki haberinde göreceksiniz. Depremin en ağır tahribat bıraktığı dört ilde istihdam kaybı yüzde 35’leri buluyor. Sonuçta yıkılan yerlerin imarı için TOKİ’nin çalışmaları devam ediyor. Ancak çok yetersiz. Bunun hızlanarak devam etmesi gerekiyor. Yine yerinde imar çalışmalarına vurgu yapılıyor.
OSB’lerde de yaralar sarılmaya çalışılıyor. Yıkılan fabrikalar yerine yenilerinin kurulması için çalışmalar devam ediyor. Tabii burada en temel sorun uzun vadeli ve uygun faizli krediye ulaşım. Bölgenin imarı için verilen uygun vadeli kredi miktarları çok yetersiz. Yeni kaynaklar için iş dünyasının beklentisi var.
Şirketlerin, STK’ların bölgede göçü önleme ve bölge insanına iş, aş kazandırma adına çalışmaları var. Burcu’nun haberinde bunun detaylarını göreceksiniz. Bu çalışmaların da artarak devam etmesini diliyorum.
Allah bir daha böyle bir felaketle bizi karşı karşıya bırakmasın.
Sağlıkla kalın…