Son 5 yılda Türkiye genelinde ilk, orta ve lisede okuyan 150 binden fazla öğrenciye girişimcilik ve finansal okuryazarlık eğitimi veren Genç Başarı Eğitim Vakfı (GBEV) Başkanı Çelik Ören, "Gençler yanlış rol modelleri benimsediklerinde hedefleri yüksek bir yatırım ile işe başlamak, işi büyütmek ve satmak olarak şekilleniyor.
KOBİ Girişim Mart 2022 tarihli sayıdan
Bu bakış açısını girişimcilik ekosistemi kadar ülkemiz açısından da büyük bir tehdit olarak görüyorum" diyor.
1999 yılında kurulan kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olan Genç Başarı Eğitim Vakfı (GBEV), tasarladığı ve uyguladığı programlar ile 5-35 yaş arası geniş yaş grubuna yönelik girişimcilik, finansal okuryazarlık ve 21 yüzyıl yetkinliklerini geliştirme odaklı program ve projelerini ulusal ve uluslararası düzeyde; kamu, özel sektör ve sivil toplum iş birliğinde gerçekleştiriyor.
Türkiye'nin mevcut küresel teknolojik gelişmelerde ve özellikle e-ticaret ile başlayan yeni ekonomik sistemlerde öne çıkması açısından, vakfın faaliyetleri büyük önem taşıyor. GBEV Başkanı Çelik Ören ile vakfın faaliyetlerini ve yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Öncelikle bize GBEV’in mevcut programlarından bahseder misiniz?
Vakfın 3 ana programı mevcut. İlki olan JuniorBizz Programı, 5-13 yaş grubundaki çocuklara yönelik girişimcilik ve finansal okuryazarlık eğitim uygulamalarının yer aldığı “aktif öğrenme yaklaşımına” dayalı bir Genç Başarı Eğitim Vakfı programıdır.
Genç-Bizz Lise Girişimcilik Programı ise vakfın 22 yıldır ülkemizde uyguladığı, 14-18 yaş grubu lise öğrencilerinin rehber öğretmenleri ve iş dünyası gönüllü mentorları eşliğinde bir eğitim yılı boyunca girişimcilik becerilerini yaşayarak öğrendiği bir ekonomik eğitim programıdır.
Avrupa'da 21 ülkede, 13 yıldır uygulanan JA StartUp Türkiye Programı ise; üniversite öğrencilerine sağlanan eğitim ve mentorluk destekleriyle girişimlerini tasarlamalarını, geliştirmelerini ve şirketleşmelerini desteklemektedir. 2021 yılında, vakfımız tarafından Türkiye'de ilk kez uyguladığımız program sonunda çevre, sağlık, gıda, medya alanlarında özellikle sosyal etki odaklı girişimler kurulmuştur.
Bugüne kadar kaç çocuk ve gence ulaştınız?
Vakfımızın ülke genelinde uyguladığı programlara son 5 yılda 150 binden fazla öğrenci katılım sağlamıştır. Özellikle GençBizz Programı kapsamında liselerde 3000'in üzerinde girişim kurulmuştur. Vakıf olarak, AB, Kalkınma Ajansları, kurumsal destekler ile kısa ve uzun vadeli birçok proje geliştirme ve yönetme deneyimine sahibiz.
Çalışmalarımızı, ulusal ve uluslararası alanda güçlü partner ağımız ile sürdürmekteyiz. Bununla birlikte JuniorBizz programlarımıza katılan çocuklarımızın (5-13) ;%94'ü Genç Başarı programlarının onları geleceğe hazırladığını düşünüyor, %97'si meslekleri tanımaya başladıklarını, %93'ü paralarını nasıl yönetmeleri gerektiğini öğrendiklerini, %83'ü ise girişimcilik kavramını net olarak anladıklarını belirtmiştir. %82'si de finansal okur yazarlık, tasarruf, girişimcilik kavramlarının gerçek hayatta önemli olduğunu kavramıştır.
Lise düzeyinde nasıl bir girişimcilik eğitimi veriliyor?
Lise düzeyindeki girişimcilik eğitimimiz GençBizz Lise Girişimcilik Programı. Bu program, 14 - 18 yaş grubu lise öğrencilerinin, iş dünyası gönüllüleri mentorluğunda ve öğretmenlerinin rehberliğinde; kendi startuplarını kurdukları, güncel sorunlara çözüm üretecek iş fikirlerini geliştirdikleri, gerçek ürün / hizmet üreterek satış yaptıkları, ulusal ve uluslararası fuarlara katıldıkları, program sonunda şirketlerinin tasfiye ettikleri yaparak öğrenmeye dayalı bir ekonomik eğitim programıdır.
GençBizz Lise Girişimcilik Programı ile, yakın gelecekte sosyal-ekonomik hayata yön verecek olan gençler ile iş dünyası buluşturularak, gençlerin kişisel gelişimleri, yetkinlikleri ve istihdam edilebilirliklerinin artırılması hedeflenmektedir.
Öğrenciler girişimcilik dışında, iş hayatına ilişkin neler öğreniyor?
Çocuklar ilkokul sıralarında finansal okuryazarlığı, tasarrufu, meslekleri, kendi beceri ve ilgi alanlarını, takım olmayı, iş fikri geliştirmeyi oyunlaştırılmış programlarla öğrenmekteler. Yaşları büyüdükçe sorumlulukları artan ve gerçek iş deneyimi kazandıkları programlara doğru evrilen eğitim programlarımızla gençleri sadece teorik eğitim aldıkları değil deneyimleyerek öğrendikleri yöntemlerle donatılan çalışmaların içine almaktayız.
Bu noktada en önemli faktörlerden birisi de çocukların ve gençlerin iş dünyasındaki insanlarla temasıdır. Gençler, iş dünyasından rol modellerle bir arada çalışıyor, iş insanlarını sadece uzaktan dinlemiyor, onlarla birlikte işlerini yönetiyor, onlardan mentorluk alıyorlar.
İş dünyası ile bu etkileşim sadece gençleri geliştirip iş yaşamına hazırlamamakta, aynı zamanda iş dünyasındaki aktörleri de yeni nesil ile tanıştırmakta ve onlarla iş hayatında aynı iş ortamını paylaşmaya hazırlamaktadır.
Çalışmalarımız ile erken yaşta bireyleri bu programların içinde alarak hem onların gelişimi ve iş dünyasına hazırlanması hem de profesyonellerin de programlara dahil olması ile iş dünyasının da gençlere hazırlanması sağlanıyor.
Teknolojik anlamda pandemi süreci, çocuk ve gençlerin girişimciliğe bakışında bir değişim yarattı mı?
Girişimciliğin ülkemizde popülerlik kazandığı ve özellikle gençler arasında bir kariyer seçeneği olarak görüldüğü kesinlikle doğru.
Üniversite çağında gençlere yönelik özel sektör, üniversite ve sivil toplum örgütlerinin yürüttüğü birçok girişimcilik programı düzenlenmekte ve gençlere girişimci olmaları yönünde yoğun bir çağrı ve yönlendirme yapılmaktadır. Girişimcilik yaşı da bu sebeple erken yaşlara inmiş gibi görünmektedir.
Ancak gençlerin girişimcilik algısını ve girişimcilerin beklentilerini çok sağlıklı görmemekteyiz. Gençler yanlış rol modelleri benimsediklerinde hedefleri yüksek bir yatırım ile işe başlamak, işi büyütmek ve satmak olarak şekilleniyor.
Bu bakış açısını girişimcilik ekosistemi kadar ülkemiz açısından da büyük bir tehdit olarak görüyorum. Çünkü ülkemizde kurulan işleri nesiller boyunca geliştirerek büyütecek, yaygınlaştıracak vizyona ihtiyaç var.
Bu sebeple ülkemizde sadece genç girişimci ya da girişimci sayısının artışına odaklanmamalı, girişimcilerin vizyon ve rol model eksikliğinin önüne geçilmesi için doğru örnekleri daha fazla ekosistemde göz önüne çıkarmalıyız. Yoksa alkışlanan başarılar, ülkemiz içinden doğan ve elde tutamadığımız büyük kayıplar olarak kalacak.
"TÜRKİYE İNOVASYONDA İLK 50'DE"
“Son on yıl içerisinde küresel çapta büyük bir değişim gözlenen inovasyon rekabetinde İsviçre, İsveç, Hollanda, Danimarka gibi ülkeler öncüler haline geldi.
Türkiye dünya inovasyon sıralamasında ilk 50 içerisinde tutunma gayretinde. Bu dönüşüm sürecinde Almanya, Çin ve Japonya gibi devler de hız kaybediyor. İnovatif girişimlerin yarattığı piyasa değerleri geleneksel endüstrilerle farkı giderek açıyor.
Türkiye’nin global ekonomide ön plana çıkmasını sağlayacak işletmelerimizin en büyük güç kaynağı çalışanları ve gelecekte birlikte yol alacakları gençlerimiz.
Bu sebeple işletmeler gençlerle iç süreçlerde daha çok birlikte yol almaya ve bugün de yarın da daha büyük etki yaratacak değerlere imza atmak için gençlere yatırım yapmalı.”