Editör köşesinin sürekli okurları için tanıdık bir soru olabilir. Yanıtının ne olduğunu, en azından kişisel görüşümün ne olduğunu da iyi bilirler.
TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Ne de olsa, yıllardan beri bu köşede, eğitimin kalitesinin yükseltilmesi, insan kaynağını zenginleştirmenin gerekliliği üzerinde durdum ve son yıllardaki beyin göçünü önlemek için şirketlerin hissedarlarına çağrılarda bulundum.
İfadelerime en iyi desteği, bu yıl sekizincisini düzenlediğimiz Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde (UEZ2019) aldım. Anlatayım. Cuma günü yapılan "Global Şirket Yaratmak" oturumunun konuşmacılarından, artık küresel şirkete dönüşen TAV'ın CEO'su Sani Şener, Amerika'da yaptığı bir görüşmenin içeriğini anlattı ve "Bilginin pasaportu yok.
Fiziki sermaye, beşeri sermayeyi yenemiyor" dedi. Hakikaten de öyle. İnsan kaynağının eksikliği, fiziki sermaye ile dolmuyor. Paranız, yer altı, yer üstü servetiniz de olsa, insan kaynağınız yoksa, bunu karşılayacak şekilde ithalat yapmak zorunda kalıyorsunuz!
Bakınız, Körfez ülkeleri Müthiş parasal zenginliğe sahipler ama şirketlerinin tepe yöneticilerinin, hukuk danışmanlarının, proje danışmanlarının neredeyse tamamı yabancı…
Biraz önce paylaştığım gibi, Ekonomist Dergisi olarak, kardeş dergiler Capital ve Start Up ile birlikte sekizinci kez düzenledik Uludağ Ekonomi Zirvesi'ni Yabancı konuşmacı, katılımcı ve sponsor sayısı açısından her yıl çıtayı bir üst basamağa taşıdık.
Evet, 'kriz', 'durgunluk' gibi sözcüklerin bazı basın yayın kuruluşlarında kullanılması fiilen 'yasak' olsa da, ekonomideki sıkıntıların rakamsal yansımaları günlük yaşantımızda net olarak görülüyor. Ancak bu sıkıntıları kabul edecek bir yapımızın olmadığı da biliniyor.
Bu yüzden de bin 500'ü aşkın iş insanı, yeni bir çıkış ve negatif havanın dağıtılması için perşembe akşamından itibaren Uludağ'a akın etti. Panellerde, sohbetlerde en çok dile getirilen kavramlar da karşılıklı iletişimin güçlendirilmesi, yurtdışı pazarlara açılımda iş birliği, sahip olduğumuz yeteneklerimizin daha iyi fark edilmesi oldu.
Sibel'in hazırladığı kapak haberinde de okuyacağınız gibi, şirketlerimiz global dünyadaki rekabeti bir üst lige taşımak için ciddi miktarda yatırım yapıyor. Kabuk yırtıldı ve şirketlerimizin yıllık planlarında, stratejilerinde yurtdışı gelirlerinin yüzde 50'yi geçmesi artık olağan hale geldi. Röportajlarına yer verdiğimiz iş insanlarının açıklamalarında bu vurguya dikkat çekiyorum.
Son olarak. Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz 'Stars of Region' yarışmasına dünyanın dört tarafından start up'lar başvurdu. Beş yerli start up'ın yanı sıra Güney Kore, Portekiz, Ortadoğu, Azerbaycan ve Amerika'dan gelen start up'lar iş insanlarını iş fikirlerini ikna etmeye çalıştı.
Türkiye iş dünyası, dijitalleşen dünyanın bir parçası olmak için büyük bir arayış ve çaba içerisinde. İnsan kaynağı en büyük zenginliklerimizden biri. Cem Topçuoğlu'nun dediği gibi, 'henüz' global marka çıkaramadık ama global Türk yöneticisi çıkardık ve çıkarmaya devam ediyoruz.
İnsan kaynağı zenginliğimizi fark ettiğimiz bir hafta diliyorum.