Önceki hafta TCMB'den faiz indirimi geldi. Düşen faizlerin otomotiv, mobilya, konut, beyaz eşya gibi sektörleri olumlu etkilemesi bekleniyor. Ancak faizlerin daha da düşeceği beklentisi olduğu için asıl etkinin eylül ayıyla birlikte görülebileceği öngörülüyor.
CEREN ORAL BALABAN
coral@ekonomist.com.tr
Önceki hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indiriminin ardından geçen hafta da gözler ABD Merkez Bankası'nın (FED) kararındaydı. FED, politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 2-2,25 aralığına çekti.
Böylece 10 yıl aradan sonra ilk defa faiz indirdi. FED Başkanı Powell, bu faiz indiriminin uzun dönemli ve agresif bir faiz indirim döngüsünün başlangıcı olmaktan ziyade bir seviye ayarlaması olduğunu belirtti.
Powell'in konuşmasının faiz indirimlerinin devamı anlamında kesinlik ifade etmemesi nedeniyle, FED'in faiz indiriminin doların güçlenmesine ve hisse piyasalarında satışlara yol açtığı görüldü. Dolar endeksi, Mayıs 2017'den beri gördüğü en yüksek seviyeye ulaştı.
İş Yatırım ekonomistleri, Powell'in açıklamasıyla güçlenen doların, yükselen faizlerin ve gerileyen Wall Street'in gelişmekte olan ülke (GOÜ) varlıkları için iyi haber olmadığını söylüyor. Kurum, "ABD endeksleri yeni zirveler kırarken bile yükselmekte zorlanan GOÜ varlıkları önümüzdeki günlerde satıcılı bir seyir izleyebilir" analizini yapıyor.
BİST'TE DENGELENME NEREDE?
Geçen haftaya 103.373'ten başlayan BİST-100, FED kararının ardından satışlarla karşılaştı ve 100.000'lere geri çekildi. Endekste bir miktar zayıflama eğilimi olduğu ancak iyimser beklentinin korunduğu kaydediliyor. Peki, bundan sonraki süreçte BİST-100 nasıl bir görünüm sergiler?
Genel kanı, eylül sonuna kadar BİST'in 100.000-105.000'de dengeleneceği yönünde. Yatırım Finansman Genel Müdürü Ömer Eryılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediği Başkanlığı seçimi sonrası iç politikanın etkisinin azaldığı bir döneme girildiğini kaydediyor.
BİST'in küresel piyasalara ve jeopolitik gelişmelere duyarlılığının artacağına dikkat çeken Eryılmaz, teknik görünümün 105.000'in üzerinde hareketleri şimdilik desteklemediği kanısında.
Alt tarafta 95.000'in önemli bir destek olacağını düşünen Eryılmaz, bu seviyenin üzerinde hisse bazlı hareketlerin öne çıkacağını belirtiyor. Eryılmaz, özellikle S-400 alımlarıyla ilgili gelişmeleri piyasanın olumlu ya da olumsuz algılayabileceği senaryolarda bu bandın aşağı ya da yukarı yönlü kırılabileceğini düşünüyor.
KÂR SATIŞLARI GELİR Mİ?
Peki, endeks 110.000'leri görür mü? Garanti Yatırım Genel Müdürü Utku Ergüder, global tarafta risk alma iştahının korunması koşuluyla endekste ikinci yarıyıl için 100.000-105.000 bölgesini olası görüyor.
Ancak Ergüder, dış politik ilişkiler adına risklerde yükseliş olmazsa yılın sonuna kadar bu potansiyel bölgenin 110.000'e taşınabileceği beklentisini de taşıyor. Utku Ergüder, son bir ayda GOÜ'lere göre yüzde 5 daha iyi performans sergileyen BİST-100 açısından ilk aşamada 105.000-106.000'de kâr satışlarının etkili olabileceği uyarısında da bulunuyor.
Yılın ikinci yarısında makro göstergelerde kademeli iyileşme beklentisi var. Seçimsiz dört yıllık sürece girilmiş olması da piyasalar tarafından olumlu karşılanıyor. Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, FED ile ECB'nin gevşeme sinyallerinin GOÜ'ler açısından yılın ikinci yarısı için sunduğu fırsat ve BİST'in iskontolu seviyelerde olması gibi unsurları bir arada değerlendiriliyor.
Ayışık, ülke risk priminde sert ve kalıcı artışa yol açabilecek yeni bir olumsuzluk olmadığı takdirde, ikinci yarıyılda piyasalarda görece olumlu bir hava bekliyor. Bu süreç için beklentisi ise 100.000110.000 bandı.
HANGİ SEKTÖRLER?
Bu noktada faiz indiriminin hisse ve sektör bazlı etkisine de değinmek gerekiyor. Türkiye'de iç talep uzun süredir zayıf. Yüksek enflasyon satın alma gücünü azalttı. Global Menkul Değerler Stratejisti Rıdvan Baştürk, TCMB'nin faiz indiriminin kuvvetli bir toparlanma için yeterli olmayacağını söylüyor ancak eylül ayında bu faiz indirimlerinin devamının geleceğini öngörüyor.
Baştürk, "Düşen faizlerin, daralma yaşayan otomotiv, mobilya, konut gibi sektörlere canlılık getirmesi beklenebilir. Bankalar tarafında da pozitif momentum izliyoruz" diyor.
Rıdvan Baştürk, faizlerin daha da düşeceği beklentisinin harcamaların bekletilmesine neden olabileceğine dikkat çekiyor. Sektörel bazda asıl etkinin ise eylül ayıyla birlikte görülebileceğini öngörüyor.
GCM Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, merkez bankalarının faiz indirim kararları bankaların finansman maliyetlerini aşağıya çektiğinden borçlanma araçlarının maliyetinin de gerildiğini ifade ediyor.
Hane halkının veya şirketlerin göreceli daha ucuz maliyetle borçlanmasının ilave talep yaratabileceğini söyleyen Erkan, borsa endekslerinde yukarı yönlü hareketler beklenebileceğini kaydediyor. Ancak Erkan'a göre, "Kredi maliyetleri düştü, hane halkından veya şirketlerden bir anda talep patlaması gelir" bekleyişi anlamlı değil.
Enver Erkan'ın beklentisi, talepte artışın zamana yayılacağı ve bu gerçekleştiğinde otomotiv, beyaz eşya, konut gibi faize duyarlı sektör hisselerinde hareket olacağı yönünde. Ayrıca Erkan, finansman maliyetlerinin düşmesinin borçlu şirketlerin orta-uzun dönemdeki büyüme stratejilerini pozitif yönde etkileyebileceğine de değiniyor.
RİSKLİ VARLIKLARA GEÇİŞ Mİ?
Peki, yatırımcılar bu süreçte nasıl hareket etmeli? Enflasyonun düşmesi ve daha da düşeceği beklentisi tahvil tarafına girişleri destekliyor. Global Menkul'den Rıdvan Baştürk, düşen faizlerle ekonominin üçüncü ve dördüncü çeyreklerde canlanacağı beklentisinin satın alındığını söylüyor.
Baştürk, "Kurlarda ise düşüş var. Türkiye'nin faiz indirim sürecinde olduğunu düşünürsek dövizdeki ağırlığın artırılması gerekebilir" diyor. Rıdvan Baştürk, hisse tarafında da ucuz kalmış ve sektörel bazda konjonktüre uyan hisseleri öneriyor.
Global Menkul'ün bu dönem için portföy dağılımı yüzde 35 hisse, yüzde 10 dolar, yüzde 10 sterlin, yüzde 10 altın, yüzde 15 mevduat, yüzde 10 ÖST, yüzde 10 tahvil şeklinde.
GCM Yatırım'dan Enver Erkan ise faiz indiriminin, alternatif yatırım maliyetini düşürdüğü için, piyasada ana varlık sınıflarına olan ilgiyi artırabileceği kanaatinde. Erkan'a göre, bu dönemde mevduatın cazibesi azalan faizden dolayı düşeceği için mevduattan daha riskli varlıklara geçiş artabilir.
GCM Yatırım portföy dağılımını ise hissede yüzde 35, altında yüzde 25, mevduatta yüzde 15, tahvil-bonoda yüzde 15 ve dövizde yüzde 10 olarak belirliyor.