Resmi verilere göre yüzde 64,8 ile dünyadaki en yüksek enflasyona sahip ülkelerden biri olan Türkiye'de, hükümetin enflasyonla mücadele amacıyla haziran ayında başlattığı faiz artırımı sürecinde 'ara' döneme girildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2024 yılının ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, 25 Ocak tarihinde politika faizini beklentilere paralel olarak, 250 baz puan artırarak yüzde 45'e çıkardı. Faiz kararı sonrasında açıklanan metinde enflasyonla mücadele için gerekli 'parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığı ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceği' mesajı verildi.
Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zaferle çıktığı 28 Mayıs genel seçimlerinin ardından geçen son sekiz ayda, toplamda 36,5 puanlık faiz artışı gerçekleştirmiş oldu. Böylelikle Erdoğan'ın seçim öncesinde uyguladığı 'faiz düşerse enflasyon da düşer' söylemi ile yüzde 8,5'e kadar düşen TCMB'nin uyguladığı politika faizi yüzde 45'e yükseltilmiş oldu.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Bu açıdan baktığımızda, bir yıl sonraki enflasyon beklentisini aşan bir politika faizine ulaşılmış olsa da, enflasyondaki artışın sürüyor olması bu faiz oranının da yeterli olmayabileceği endişeleri artırıyor. Bu endişeler nedeniyle vatandaşın TL'ye geçişi de yara alıyor. Zira ekonomi hala kısa vade için güven vermiyor; insanlar birikimlerini dövize, altına çevirmeye devam ediyor.
Bir yandan TL mevduat faizleri düşmeye devam ederken, TCMB'nin zorunlu karşılıkları artırma hamlesi bile şimdilik beklenen faiz artışını getirmedi. Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'ndan likidite fazlasını çekebilmek için yeni makro ihtiyati tedbirler almasını beklemek yanlış olmaz.
5 Şubat Pazartesi günü açıklanacak yılın ilk enflasyon verisinde, asgari ücret zamlarının da etkisi ile çift haneye varacak bir aylık enflasyon çıkma ihtimali var. Bu durum, yıllık enflasyonu beklentilerden önce yüzde 70'in üzerine taşıyabilir.
FAİZ İNDİRİMİ NE ZAMAN?
Öte yandan faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı da, özellikle iş dünyası açısından en merak edilen konuların başında geliyor. Yaygın kanı, yılın son çeyreğinde faiz indirimlerinin başlayabileceği yönünde. Zira, enflasyonda kayda değer bir düşüş patikasına girilmeden yapılacak bir faiz indirimi ters tepebilir ve elde edilen kazanımların da heba edilmesine neden olur.
Örneğin ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs, TCMB'nin para politikasında gevşemeye üçüncü çeyrekte başlamasını beklediğini ve 2024 sonuna kadar politika faizinin yüzde 25'e indireceğini öngördüklerini açıkladı.
Mevcut politika duruşunun korunduğu ve para arzı artış hızının mevcut ardışık hızda devam ettiği varsayımıyla, 2024 yılında yıl sonu enflasyonunun yüzde 42,6 olan konsensüsün oldukça altında, yüzde 30 seviyesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini belirten Goldman Sachs, "Enflasyonun piyasaların fiyatladığından daha hızlı düşmesiyle birlikte, mevcut piyasa fiyatlamasının aksine, gevşeme döngüsüne yıl ortasında başlamanın prematüre olmayacağını düşünüyoruz" değerlendirmesini yaptı.
PROF. DR. SİNAN ALÇIN / KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ
“Yeni kredi sınırlamaları getirilebilir”
"Merkez Bankası faiz artırmaya resmen ara verdi ve bundan sonraki süreçte, en azından 31 Mart seçimlerine kadar enflasyondaki gelişmeleri takip edecek. Şu andan itibaren enflasyonla mücadelede bekle-gör dönemine girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu süreç haziran veya temmuz ayına kadar devam edebilir. Ama bu dönem içerisinde, faiz artırımı olmasa da enflasyonla mücadele için kredi kartı taksitlerinde ve kredi çekimlerinde yeni sınırlamalar olabilir.”