TCMB; politika faizini beklentilerin üzerinde 250 baz puan indirerek yüzde 47,5 seviyesine çekti. Politika faizindeki indirime ek olarak; faiz koridoru yani TCMB gecelik borç alma/verme faizleri) marjı da 300 baz puandan 150 baz puana revize edildi. Karar metninde faiz indirimine rağmen sıkı duruşun sürdürüleceği de belirgin şekilde vurgulandı. Peki hem faiz indirimi hem de diğer ek kararlar nasıl yorumlanmalı? PPK metninde geleceğe yönelik nasıl mesajlar var? Karar, piyasa fiyatlamalarına ne ölçüde yansıdı, önümüzdeki süreç için analizler neler? Ekonomistlerin ve piyasa uzmanlarının güncel değerlendirmelerini aldık.
Ceren Oral Balaban / coral@ekonomist.com.tr
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılının merakla beklenen son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan bir haftalık repo faiz oranını yüzde 50 seviyesinden 250 baz puanlık bir indirimle yüzde 47,5 seviyesine çekti. TCMB, mart ayında gerçekleştirdiği 500 baz puanlık faiz artırımı ve faiz koridoru değişikliği sonrasındaki 8 toplantıda da politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tutmuştu.
Geçen hafta toplanan anketlerdeki konsensüs beklenti, TCMB’nin yılın son toplantısında 150 baz puan indirim yapacağı yönündeydi. Ancak son günlerde hem asgari ücretin beklenti altında artması hem de TCMB’nin 2025 yılı Para Politikası Metni’ni PPK’dan önceki gece rutin olmayan bir saatte açıklaması ve 2025 yılı PPK toplantı sayısını 12’den 8’e indirmesi sonrasında 250 baz puan indirim beklentisi de güçlenmişti.
Politika faizindeki (1 hafta vadeli repo ihale faizi) indirime ek olarak; faiz koridoru (TCMB gecelik borç alma/verme faizleri) marjı da 300 baz puandan 150 baz puana revize edildi. Böylece, faiz koridoru yüzde 46-49 aralığına gerilemiş oldu. Faiz koridoru üst bandının 300 baz puan üzerinde belirlenen Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faizine yönelik ilâve bir açıklama ise yapılmadı. GLP borç alma yüzde 0, GLP borç verme yüzde 52 seviyesinde bulunuyor.
METİNDE DİKKAT ÇEKEN NOKTALAR
Metinde, aralık enflasyonuna yönelik iyimser beklentiler öne çıktı. Kasım ayında yataya yakın seyreden enflasyon ana eğilimine yönelik öncü göstergelerin aralık ayında bir miktar yavaşlamaya işaret ettiği belirtildi. Bu kapsamda, temel mal enflasyonunun düşük seyrini koruduğuna, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin belirginleştiğine ve işlenmemiş gıda enflasyonunun 2024 Ekim-Kasım’daki yüksek seyrinin ardından 2024 Aralık’ta ılımlı göründüğü ifade edildi. 2024’ün son çeyreğinde yurt içi talebin yavaşlamayı sürdürdüğü ve enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğu mesajı yinelendi.
Diğer taraftan, iyileşme eğiliminde olmasına rağmen, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının, dezenflasyon sürecine yönelik risk teşkil etmeye devam ettiği ifadesi de korundu. Para politikasındaki kararlı duruş ve maliye politikasının artan eşgüdümünün dezenflasyon sürecini güçlendirdiği mesajı da metinde korunan ifadelerden oldu. Maliye Bakanı Şimşek’in yakın dönemde katıldığı bazı etkinliklerde, enflasyon sepetinde ağırlığı yüksek olan yönetilen/yönlendirilen fiyatlara yönelik çalışmalar (örneğin akaryakıt ÖTV’de yapılacak artışın enflasyonu görünümünü destekleyecek şekilde belirlenmesi gibi) yapıldığını belirttiği de not ediliyor.
UZMAN İSİMDEN ÖNEMLİ ANALİZLER
Peki hem faiz indirimi hem de diğer ek kararlar nasıl yorumlanmalı? PPK metninde geleceğe yönelik nasıl mesajlar var? Karar, piyasa fiyatlamalarına ne ölçüde yansıdı, önümüzdeki süreç için analizler neler? Ekonomistlerin ve piyasa uzmanlarının öne çıkan güncel değerlendirmeleri şöyle:
“BAŞLAYAN İNDİRİM DÖNGÜSÜNÜN RİSK İŞTAHINI DESTEKLEMESİ MUHTEMEL”
Erol Gürcan/Yatırım Finansman Başekonomisti
“‘GÖRECE ŞAHİN’ BİR SÖYLEM OLARAK OKUNABİLİR” İndirimin gerekçesi; politika faizi seviyesinin, gerçekleşen ve beklenen enflasyona olan marjını, öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı korumak yönünde yapılan bir ayarlama olarak değerlendirilebilir. Faiz koridorunun daraltılmasındaki amacın ise mevduat faizlerinde, politika faizindeki indirime kıyasla daha sınırlı bir değişim olması, böylece TL varlıkların cazibesinin korunması olduğunu düşünüyoruz. Sözlü yönlendirme tarafında, kararların toplantıdan toplantıya, enflasyon odaklı ve ihtiyatlı olarak alınacağının belirtilmesi ‘görece şahin’ bir söylem olarak okunabilir.
SÖZLÜ YÖNLENDİRMEDE ÖNE ÇIKANLAR Sözlü yönlendirme tarafında; politika faizi seviyesinin, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceği ve kararların, enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alınacağı en dikkat çekici mesajlar oldu. Sıkı duruşun; aylık enflasyonun ana eğilimin belirgin ve kalıcı düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdürüleceği; enflasyonda belirgin/kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda politika araçlarının etkili şekilde kullanılacağı ifadeleri de metinde korundu. Ayrıca gerekmesi durumunda ilâve makro ihtiyati tedbirler alınabileceği ve sterilizasyon araçlarının etkin kullanımının süreceği mesajları da yinelendi.
İNDİRİMLER SÜRECEK Mİ? TCMB, faiz indirim döngüsünü Aralık 2024 itibarıyla başlatmış oldu. İlk indirimin beklentilerle kısmen uyumlu olduğu söylenebilir. Bu durum ve karar metninde seri bir indirim patikasından ziyade her toplantı özelinde karar alınacağının ifade edilmesi kısa vadede borsada bir miktar kâr satışı/düzeltme hareketine yol açmış gibi görünse de başlayan indirim döngüsünün risk iştahını desteklemesi muhtemel. Bundan sonraki süreçte açıklanacak enflasyon verilerine yönelik piyasa hassasiyeti daha yüksek olacaktır. 3 Ocak 2025’te açıklanacak aralık ayı verileri ile yıllık TÜFE’nin yüzde 45 civarlarına gerileyebileceğini; 2025 ilk çeyrek dönemde yüzde 40’ın bir miktar aşağısına sarkabileceğini ve yıl ortasına doğru yüzde 30’a doğru yaklaşabileceğini değerlendiriyoruz. Gerçekleşmelerin bu patikayla uyumlu olması durumunda TCMB’nin yakın dönemde indirimleri sürdürmesi beklenebilir.
“POLİTİKA FAİZİ 2025 HAZİRAN/TEMMUZ İTİBARIYLA YÜZDE 37-38’LERE İNDİRİLEBİLİR “
Serkan Gönençler/Gedik Yatırım Başekonomisti
“TEMKİNLİ BİR YAKLAŞIMA İŞARET EDİYOR” 250 baz puanlık bu faiz indiriminin fazla bir sürprize işaret etmediğini ve açıklama metninin genel tonunu dikkate alarak para politikasında güvercin bir duruş anlamına gelmediğini düşünüyoruz. Öncelikle, TCMB faiz koridorunu 300 baz puandan 150 baz puana daraltma kararı aldığını (gene sürpriz sayılmayacak bir şekilde) belirtmek gerekiyor. Bu durum, gecelik borçlanma faizinde yalnızca 100 baz puanlık bir indirim anlamına geliyor (yüzde 47’den yüzde 46,’ya düşürülmüş oldu). Sistemdeki TL likidite fazlası nedeniyle bankalararası borçlanma faizlerinin zaman zaman koridorun alt bandına doğru yakınsadığı dikkate alındığında, gecelik borçlanma faizinin yalnızca 100 baz puan düşürülmesinin temkinli bir yaklaşıma işaret ettiğini söyleyebiliriz.
“SERİ FAİZ İNDİRİMLERİ OLMAYABİLİR” Bugünkü açıklamanın en önemli mesajı olarak, TCMB’nin kararlarını enflasyon görünümüne odaklanarak ‘toplantı bazında’ ihtiyatlı bir şekilde alacağını belirtmesi öne çıkıyor. Bu ifade, önümüzdeki politika faizi kararlarının veri odaklı olacağını ve seri faiz indirimleri olmayabileceği ya da faiz indirimlerinin aynı hızda devam etmeyebileceği anlamına geliyor, ki bunun da ihtiyatlı bir duruşa işaret ettiğini düşünüyoruz. TCMB’nin ihtiyatlı duruşu ilk piyasa tepkisi olarak Borsa İstanbul’da satışlara yol açsa da makroekonomik açıdan olumlu bir tablo çizdiğini düşünüyoruz. Diğer bir deyişle, piyasanın ilk tepkisi olumsuz olsa da TCMB’nin ihtiyatlı bir duruş sergilenmesinin uzun vadede piyasa açısından daha olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz.
“KURDAKİ STABİLİTENİN KORUNMASI ÖNEMLİ OLACAK” TCMB, politika metninde ‘politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir’ şeklindeki ifadesini koruyor. Buna göre, TCMB’nin faiz indirim sürecinin ilk aşamalarında politika faizini mevcut enflasyonun 300-400 baz puan üzerinde tutarak para politikası sıkılığını koruyabileceğini düşünüyoruz. TÜFE enflasyonunun ilk yarıyıl sonunda yüzde 33-35 seviyelerine kadar gerileyebileceği beklentimizi baz aldığımızda da politika faizinin 2025 Haziran/Temmuz itibarıyla yüzde 37-38 seviyelerine kadar indirilebileceği düşüncemizi koruyoruz. Bu dönemde, dezenflasyon sürecinin devamı için kurdaki stabilitenin korunması önemli olacak.
“FAİZ İNDİRİM DÖNGÜSÜNÜN KISA-ORTA VADELİ TL TAHVİLLER VE HİSSE SENEDİ İÇİN POZİTİF FİYATLANMASINI BEKLİYORUZ”
Serhat Gürleyen/İş Yatırım Araştırma Direktörü
Dağlar Özkan/İş Yatırım Ekonomisti
“ARALIK TÜFE BEKLENTİMİZ: YÜZDE 1,5-1,8” TCMB, aralık ayına dair öncü göstergelerin enflasyon genel eğiliminde düşüş ve işlenmemiş gıda enflasyonunda normalleşmeye işaret ettiğini söylüyor. Bu değerlendirmeye katılıyor ve aralık ayında aylık enflasyon rakamının yüzde 1,5-1,8 aralığında gerçekleşmesini bekliyoruz. TCMB’nin elindeki veri seti bizden daha zengin olduğu için kısa vadeli öngörüsünde yukarı yönlü sapma ihtimalinin düşük olduğuna inanıyoruz.
“TL İÇİN ‘TEMKİNLİ İYİMSERİZ’” Açıklama sonrası piyasalarda önemli bir tepki görülmedi. Asgari ücret kararı sonrası Borsa İstanbul’da özellikle banka hisselerinde sert bir yükseliş yaşanmıştı, kısa vadeli tahvil faizleri gerilemişti. Önümüzdeki dönemde faiz indirim döngüsünün kısa-orta vadeli TL tahviller ve hisse senedi için pozitif fiyatlanmasını bekliyoruz. TL için ‘temkinli iyimser’ görüşümüzü koruyoruz.
“10.200 ÜZERİNDE HAFTALIK KAPANIŞ OLMASI HALİNDE HİSSE SENEDİ TARAFINDA POZİSYON AĞIRLIĞI ARTIRILABİLİR”
Seda Yalçınkaya Özer/İntegral Yatırım Araştırma Müdürü
“PİYASA BEKLENTİLERİ, AYLIK ENFLASYON GELİŞİMİNE BAĞLI OLUŞACAK” TCMB, 250 baz puan faiz indirmesinin ardından piyasaya önemli bir mesaj verdi. Piyasa bundan sonraki her toplantıda beklentiye gebe hareket edecek gibi görünüyor. Piyasa, aylık enflasyon gelişimiyle beklentilerini oluşturacak. Ancak piyasanın her toplantıda 250 baz puan faiz indirebileceğine yönelik kesin bir önyargıyı edineceği bir enflasyon ortamı henüz bulunmuyor. Her toplantıda 250 baz puan faiz indirimi olsa 2025 yılının sonunda yüzde 27,5 seviyesinde politika faizi oluşur. TCMB’nin orta nokta olan 2025 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 21 seviyesinde. Dolayısıyla bu, örtüşen bir denklem olur. Ancak bunun olabilmesi için aylık enflasyonun yüzde 2’nin altında gelmeye devam etmesi gerekir.
“BANKACILIK ENDEKSİNDEKİ GÜÇLÜ GÖRÜNÜM KORUNUYOR” Karar metni sonrası bankacılık endeksinde gün içinde kazandığı güçlü eğilimin azaldığını görüyoruz. Bu tarafta bir kâr realizasyonu var. Gerçekleşmenin olması ve beklentinin bitmesiyle bunu normal karşılıyoruz. Ana resme baktığımızda bankacılık endeksindeki güçlü görünüm korunuyor. BİST-100 Endeksi’nde haftalık grafikte teknik göstergelerde güçlenmenin henüz 10.200 seviyesini aşacak güçte olmadığını izliyoruz. 10.200 seviyesi üzerinde haftalık kapanış olması halinde hisse senedi tarafında pozisyon ağırlığı artırılabilir.
“FAİZ İNDİRİMLERİNİN OTOMOTİV, İNŞAAT VE SINAİ GİBİ SEKTÖRLERE POZİTİF YANSIMASI ZAMAN ALABİLİR”
Yusuf Kavak/Alnus Yatırım Araştırma Müdürü
“BANKALAR, DAHA AVANTAJLI FAİZ İLE BORÇLANACAKLAR” TCMB, bu hafta açıklanan asgari ücret zammı sonrasında piyasada belirginleşen faiz indirim oranı kadar bir faiz indirimi yaptı. Bu anlamda, ‘beklentiler gerçekleşti’ diyebiliriz. Faiz koridoru ayarlaması sonrasında; bankalar daha avantajlı faiz ile borçlanacaklar ve borç verirken de yine faiz indiriminin etkilerini daha az hissedecekler. Bu anlamda, kararların BİST-Bankacılık Endeksi (XBANK) açısından pozitif olduğunu söyleyebiliriz. Bu kararlar sonrasında, mevduat faizlerinde beklediğimiz düşüş de bankaları destekleyebilir. Diğer yandan, kredi kısıtlarının devam ettiğini ve bankaların kredi oranlarını düşürme konusunda ihtiyatlı olacaklarını düşündüğümüzde; otomotiv, inşaat ve sınai gibi faiz indirimlerine bel bağlayan sektörlere pozitif yansımanın zaman alacağını, belki KOBİ’ler için yapılabilecek ayarlamayla bu şirketlerin avantajlı çıkabileceğini öngörüyoruz.
“FAİZ İNDİRİMLERİNİN BOYUTU SINIRLANABİLİR” Metinde yumuşatılan ifadeler faiz indirimlerinin devamına işaret ediyor. Ancak ocak ayı enflasyonunun ücret zamları, ÖTV ayarlamaları ve yeniden değerleme oranının etkileri ile yüzde 4-4,50 bandında, şubat ayı enflasyonunun da bu etkilerin devamı ile yüzde 2,50-3 bandında gelebileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla, önümüzdeki 8 toplantının çoğunda faiz indirimleri devam etse bile; faiz indirimlerinin boyutu sınırlanabilir diye düşünüyoruz. 2025 yılı için toplam faiz indirim beklentimiz 1750 baz puan yani 17,50 puan şeklinde.