Öte yandan PPK metninde yer alan kimi ifadeler, TMCB’nin hem yıl sonunda bir faiz indirimine hazırlandığı hem de enflasyonda istikrarlı bir düşüş trendi gözlenmeden faiz indirimine yanaşmayacağı yorumlarına neden oldu.
29 Eylül-12 Ekim tarihli sayıdan
Geçtiğimiz günlerde beklendiği üzere ABD Merkez Bankası FED ve Avrupa Merkez Bankası ECB’den gelen faiz indirimleri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye piyasalarında da yankı buldu. Bu süreçte TCMB’nin faizi yine sabit bırakması ve verdiği mesajlarla bir yandan sıkı para politikasının altını çizerken, diğer yandan hizmet enflasyondaki katılığın çözülmeye başladığına dair işaretlere yer vermesi piyasa oyuncuları tarafından olumlu algılandı. Zira, baz etkisi ile yüzde 52 seviyesine kadar gerileyen enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde 45 bandına çekileceği beklentileri, olası bir faiz indirimi konusunda gözleri TCMB yönetimine çevirmişti.
FAİZ İNDİRİMİ NE ZAMAN?
Bu noktada kimi çevreler faiz indiriminin ekim veya kasım ayı itibarıyla başlaması gerektiğini savunurken, kimi çevreler ise indirim için yıl sonunu ve hatta 2025 ilk çeyreğini işaret ediyorlar. Bize göre, faiz indirimlerine başlanması için en doğru zaman enflasyondaki trendin kalıcı etkilerle aşağı doğru inmesine paralel olmalı. Bir başka deyişle, TCMB yönetimi hükümetin ya da iş çevrelerinin ‘faiz indirme zamanı geldi’ taleplerinden çok, başta hizmet enflasyonu olmak üzere, fiyat algısındaki iyileşmenin sağlamlığına odaklanmalı.
DENGELİ MESAJLAR
Bu açıdan eylül ayı PPK metninde önemli değişiklikler göze çarpıyor. Özellikle “Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir” ifadesini not etmek gerekiyor. Zira hizmet enflasyonunda yaşanacak iyileşme, faiz indirimi beklentilerini de güçlendirecektir.
Bununla birlikte piyasa beklentileri açısından dengeli bir dil tutturmak isteyen TCMB, “Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmiştir” ifadesiyle de adeta “Ha deyince faiz indirimi yapılmaz” demiş oldu. Ancak satır aralarından da anlaşılacağı gibi, faiz indirimi bir zaman meselesiyken, faiz artırımı sürecinin ise sonuna gelindiği teyit edilmiş oldu.
Bununla birlikte aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği vurgulanırken, “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” cümlesi ile önümüzdeki dönemde yaşanabilecek dalgalanmalara karşı tetikte olunduğu mesajı da verilmiş oldu.
TCMB’nin 19 Eylül tarihli PPK toplantı özetinde de “Öncü göstergeler eylülde mevsimsel etkilerden arındırılmış tüketici enflasyonunun önceki aya kıyasla yavaşlayacağına işaret ediyor” olarak belirtildi. Şimdi artık gözler en erken kasım ayında, en geç ise ocak ya da şubat aylarında yapılacak faiz indirimlerinde olacak.
TCMB REZERVLERİNDE REKOR
Bu arada TCMB rezervleri, 20 Eylül haftasında bir önceki haftaya göre 2,8 milyar dolar artışla 156,4 milyar dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bir önceki hafta brüt rezervler 153,6 milyar dolar seviyesindeydi. Aynı dönemde net rezervler de 48,8 milyar dolardan 51,8 milyar dolara yükseldi. Swap hariç rezervlerdeki toparlanma da sürdü. 20 Eylül haftası itibariyle swap hariç net rezervler 26,5 milyar dolardan 29,4 milyar dolara yükseldi. Son iki haftada swap hariç net rezervlerdeki artış 12 milyar dolar olarak kaydedildi.
KKO son 1,5 yılın en düşük değerinde
Yüksek enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikası, sanayi çarklarını yavaşlatmaya devam ediyor. İmalat sanayii kapasite kullanım oranı eylülde yüzde 74,9 ile Mart 2023’ten bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bir önceki ay kapasite kullanım oranı yüzde 75,4 olarak gerçekleşmişti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, eylülde mevsimsellikten arındırılmamış reel kesim güven endeksi ise bir önceki aya göre 0,3 puan artarak 98,8 seviyesinde gerçekleşti. Geçen ay endeks 98,5 olarak kaydedilmişti. Eylülde mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre 1,2 puan artarak 99,2 seviyesinde gerçekleşti.
GELECEK ÜÇ AYLIK BEKLENTİLER
Gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkiledi. Gelecek üç aydaki üretim hacmi ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler ise endeksi aşağı çekti. Yapılan açıklamada, mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmeler ile mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre zayıfladığına dikkat çekildi.
Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığına işaret edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “İhracat sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin ise güçlendiği görülmektedir. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin bir önceki aya göre güçlendiği, gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin ise zayıfladığı gözlenmektedir. Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ile son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görülmektedir. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği gözlenmektedir. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha kötümser olduğunu belirtenler lehine olan seyrin güçlendiği görülmektedir.”
Vatandaşın enflasyon beklentisi ne?
Vatandaşın, bir başka deyişle ücretliler ve emeklilerin 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi, piyasa katılımcıları ve reel sektör ile karşılaştırıldığında yüksek değerini koruyor. Bir başka deyişle, iş dünyası oyuncuları enflasyonun yüzde 25-50 bandında seyredeceğini öngörürken, vatandaşların söz konusu dönemdeki enflasyon beklentisi hala yüzde 70’in üzerinde seyrediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Sektörel Enflasyon Beklentileri” başlıklı anket sonuçlarına göre, 2024 yılı Eylül ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri piyasa katılımcıları için 1,2 puan azalarak yüzde 27,5’ye, reel sektör için 2,7 puan azalarak yüzde 51,1’e ve hanehalkı için ise 1,5 puan azalarak yüzde 71,6’ya geriledi. Gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı ise bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak yüzde 29 seviyesinde gerçekleşti. Piyasa Katılımcıları Anketi, İktisadi Yönelim Anketi ve Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğiyle yürütülen Tüketici Eğilim Anketi ile finansal ve reel sektör uzmanlarının, imalat sanayi firmalarının ve hanehalkının 12 ay sonrası yıllık tüketici enflasyonu beklentileri derlenerek Sektörel Enflasyon Beklentileri elde edildi.