Faiz indirim süreci başladı

Türkiye ekonomisi, 2025’e Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 22 ay sonra yaptığı ve beklentileri aşan faiz indirimi ile girdi.

05 Ocak 2025

2,5 puanlık faiz indirimi ile sekiz aydır yüzde 50 seviyesinde tutulan politika faizini yüzde 47,5’e indiren Merkez Bankası, böylelikle asgari ücret konusunda hükümetten istediğini alan iş dünyasından gelen ‘faiz indirin’ taleplerini de yerine getirmiş oldu.

2025 yılı boyunca aralıklarla da olsa faiz indirimlerinin devam etmesi bekleniyor. Bir iktisat deyimi ile ifade edersek, ‘tüm koşullar aynı kalırsa’ 2025 sonuna kadar enflasyon ve politika faizi yüzde 30 seviyelerine kadar düşürülebilir. Ancak enflasyonla mücadelenin başarıya ulaşması için AKP hükümeti tarafından uygulamaya konması gereken kamu tasarrufu, maliye politikaları ve yapısal reformların devreye alınıp alınmayacağı bu hedeflerin gerçekleşmesi açısından kritik önemde olacak.

FAİZ KORİDORU DA DARALTILDI

Yılın son faiz kararının açıklandığı 26 Aralık’taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizinde sürpriz bir kararla 250 baz puan indirime gidilmesiyle birlikte, faiz koridorunda da değişikliğe gidildi. Gecelik borç alma faizi yüzde 46, borç verme faizi yüzde 49 olarak yeniden belirlendi. Karar öncesi faiz koridoru +/-300 baz puan olmak üzere yüzde 47-yüzde 53 düzeyindeydi.

TCMB ayrıca, 2025 yılında 12 yerine sekiz faiz toplantısı yapma kararı aldı. Öte yandan, 2025 yılı para politikası metninde Kur Korumalı Mevduatın (KKM) sonlandırılacağını açıklayan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) KKM ile ilgili yeni bir düzenleme yaptı. Buna göre, döviz yükümlüsü firmaların döviz ve TL hesaplarına sağlanan kur korumalı destek, Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğle kaldırıldı.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Bu arada yılın son haftasında Merkez Bankası rezervlerinde gerileme oldu. TCMB rezervleri 20 Aralık itibarıyla 7 milyar 288 milyon dolar düşüş gösterirken, toplam rezervler 163 milyar 482 milyon dolardan, 156 milyar 194 milyon dolara geriledi. Net uluslararası rezervler ise söz konusu haftada 3 milyar 675 milyon dolar azalarak 61 milyar 811 milyon dolara indi.

2025’e sayılı günler kala gelen faiz indirimi, gözleri gelecek yıl enflasyonla mücadelede atılacak diğer adımlara çevirmiş durumda. Zira 22 ay sonra gelen bu faiz indirimi, aslen enflasyonla mücadelede elde edilen başarıdan değil, biraz finans piyasalarının biraz da özel sektörün taleplerinin etkisi ile gerçekleşti. Özellikle asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk zam sonrasında, iş dünyasının kredi koşullarını rahatlatacak bir adım gelmesi yeni yılın ilk çeyreğinde ekonomide yaşanması muhtemel soğumanın biraz da olsa hafifletilmesine yarayabilir.

PROF. DR. EVREN BOLGÜN / BEYKOZ ÜNİVERSİTESİ
“Bu yıl faiz 17 puan daha indirilebilir”
“Türkiye’de aylık enflasyon dinamikleri hala beklendiği kadar yavaşlayabilmiş değil. Eğer 2025’te küresel ölçekte ciddi sarsıntılar olmazsa, TCMB faiz indirimlerine kademeli olarak devam eder. Ancak yıl sonunda enflasyon hükümetin öngördüğü gibi yüzde 21 olmaz. Yüzde 30’un belki çok az altında bir enflasyon ve enflasyonun biraz üstünde bir faiz görmemiz güçlü ihtimal. Yani Merkez Bankası yıl sonuna kadar 17 puan daha faiz indirmeyi deneyecektir.”

Türkiye’de asgari ücretli kaç kişi var?

Asgari ücret, ne yazık ki son yıllarda tıpkı dolar kuru gibi ekonominin en belirleyici unsurlarından biri haline geldi. Bir işi yapmak için verilmesi gereken en düşük ücret olan asgari ücret, artık bir ‘norm ücret’e, bir başka deyişle standart, genel bir ücrete dönüştü. 2025 yılı asgari ücret zammı ilk kez çalışan, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından değil; sadece hükümet ve işveren temsilcilerinin bir gece yaptıkları özel oturum ile belirlendi. Yapılan yüzde 30 zam ile asgari ücret 2025 yılı için 22 bin 104 TL oldu. Bu sırada açıklanmış olan güncel yıllık enflasyon ise yüzde 47,09 düzeyindeydi. Hükümetin 2025 sonu enflasyon beklentisi yüzde 21 olsa da tüm veriler ve gidişat yıl sonunda enflasyonun olsa olsa yüzde 30 seviyesine inebileceğini gösteriyor. Dolayısıyla nereden bakarsak bakalım, 2025 için belirlenen asgari ücret zammı, geniş halk kesimlerinin bir yıl boyunca daha gelir kaybı yaşamaya devam edeceğinin bir göstergesi oldu.

ASGARİ ÜCRET ÜLKESİ OLDUK

Merkez Bankası’nın en son geçen yıl 2021 yılı verilerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, tarım dışı sektörlerde çalışan ücretlilerin yaklaşık yüzde 43,1’i asgari ücretli ve altı çalışanlardan oluşuyor. Bu da yaklaşık 10 milyon çalışana tekabül ediyor. Bu oran sanayi sektöründe yüzde 50, inşaatta yüzde 71,4, hizmetlerde yüzde 37,9, konaklama ve yiyecek hizmetleri sektöründe yüzde 73, giyim sektöründe de yüzde 70,5 seviyesinde hesaplanıyor. TCMB’nin bu araştırmasında asgari ücretin yüzde 10 altı ve üstü seviyesinde çalışanlar asgari ücretli, asgari ücretten yüzde 10 daha az ücretle çalışanlar ise “asgari ücret altı ücretli” kabul ediliyor. Ancak belirtmeliyiz ki ankete katılanların beyan ettiği kazanç tutarlarına göre yapılan hesaplar ‘tahmini’ olarak kayda geçiyor.

Öte yandan asgari ücretli çalışan sayısını hesap etmeye çalışırken, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) her ay bildirilen prime esas kazançlara da bakmak aydınlatıcı olabilir. SGK’nın verilerine göre, 2023 yılında 4/a’lı (SSK) kişilerin yüzde 42,03’ü asgari ücretle çalıştı. 2023 yılında sigortalı çalışan toplam 4/a’lı sayısı 16,4 milyon olurken, bunlardan 6,9 milyonu asgari ücretli işçilerden oluştu. Aynı oranı 2024 yılına uyarladığımızda 7,1 milyon kişiye ulaşıyoruz. Ne yazık ki 2025 yılında da asgari ücret Türkiye çalışma hayatında emeğin değerini aşındıran bir unsur olmaya devam edecek.

Reel kesim güveni geriledi

Türkiye’de mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi Aralık 2024’te bir önceki aya göre 1,3 puan azalarak 99,1 seviyesinde gerçekleşti. TCMB’nin açıkladığı verilere göre, mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi ise bir önceki aya göre 0,7 puan azalarak 102,7’ye indi. Kapasite Kullanım Oranı aralıkta mevsim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre değişmeyerek yüzde 75,6 olurken, arındırılmamış Kapasite Kullanım Oranı 0,3 puan azalışla yüzde 75,8’e indi. Bu arada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aralık ayına ilişkin hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerini açıkladı. Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi aralıkta aylık bazda hizmet sektöründe yüzde 2,4 artışla 113,6, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,2 artarak 113, inşaat sektöründe yüzde 1,9 yükselişle 89,4 değerini aldı. Hizmet sektöründe aralıkta bir önceki aya oranla son üç aylık dönemde iş durumu yüzde 1,5, son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep yüzde 1,1, gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi yüzde 4,5 yükseldi. Perakende ticaret sektöründe son üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar yüzde 6,7 artarken, gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi yüzde 0,9, mevcut mal stok seviyesi yüzde 3,1 azalış kaydetti.