DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Haziran ayında yüzde 12,62 olan yıllık tüketici enflasyonu temmuz ayında yüzde 11,76'ya indi. TÜFE'nin ayrıntılarına bakıldığında, temmuz ayında enflasyonda yaşanan düşüşe özellikle ulaştırma ve konut gruplarının önemli katkıda bulunduğu görülüyor.
TÜFE'de önemli ağırlığa sahip olan bu iki grupta temmuz ayında yaşanan fiyat artışları geçen yılki seviyesinin çok altında kaldı. Aslında ulaştırma grubundaki fiyat artışları önceki iki ayda olduğu gibi temmuz ayında da "mevsim normalleri"nin (son 10 yılın ortalaması) üzerinde gerçekleşti.
Ancak bu grupta geçen yılın temmuz ayında yaşanan fiyat artışları mevsim normallerinin çok daha üzerindeydi. Yani bu gruptaki fiyat artışları "baz etkisi" sayesinde enflasyonu aşağı çekti.
BAZ ETKİSİNİN ROLÜ
Bu durum sadece ulaştırma grubu için değil genel tüketici enflasyonu için de geçerli. Hatırlarsanız 2019 yılında yerel seçimler vardı. 31 Mart 2019'da yapılan bu yerel seçimler öncesinde hükümet bazı kamu ürünlerinin fiyatlarındaki zamları durdurmuştu.
Normalde bu zamların nisan ayında devreye girmesi bekleniyordu ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilip 23 Haziran 2019'da tekrarlanmasına karar verilince kamu zamları durdurulmaya devam etmişti.
Bu tekrar seçimden sonra yapılan zamlar ise temmuz ayında tüketici enflasyonunun yüzde 0,30 dolayındaki mevsim normallerinden 4,5 kat daha yüksek gerçekleşmesine neden olmuştu.
Aslında bu yılın temmuz ayındaki tüketici enflasyonu da mevsim normallerinin yaklaşık 2 kat üzerinde gerçekleşti. Ancak bu seferki artış geçen yılki kadar yüksek olmayınca temmuz ayında yıllık enflasyonda ciddi bir düşüş yaşandı.
Temmuz ayında yaşanan baz etkisi kaynaklı bu düşüş beklentiler dahilindeydi. Yılbaşında aylık enflasyon oranlarına ilişkin mevsim normallerine dayanarak yaptığımız ve daha önce bu sayfalarda sizlerle paylaştığımız hesaplar temmuz ayında böyle bir düşüş yaşanabileceğini gösteriyordu.
Aynı hesaplar yılın kalan döneminde ise yıllık tüketici enflasyonunun yatay seyretme ihtimalinin güçlü olduğuna işaret ediyor. Çünkü bu dönemde yıllık enflasyonu yukarı itecek veya aşağı çekecek güçte bir baz etkisi yok. Bu durumda işler böyle giderse yıl sonunda yıllık tüketici enflasyonu yüzde 11,5 dolayında çıkacak gibi görünüyor.
MERKEZ'İN YENİ TAHMİNLERİ
Fakat Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) aynı görüşte değil. TCMB, 29 Temmuz'da 2019 yılının üçüncü Enflasyon Raporu'nu yayınladı. Bu raporda enflasyon tahminlerini biraz yükseltti ama yine de tek hanede tuttu. Merkez Bankası, 2020'ye yıl sonu için yüzde 8,2'lik enflasyon tahminiyle girmişti.
Koronavirüs salgınının ilk etkileri petrol fiyatlarını ve dolayısıyla enflasyonu aşağı çekici yönde olunca nisan ayında 2020 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 7,4'e indirmişti.
Ancak koronavirüs salgınının etkileri çok geçmeden enflasyonu yukarı çekmeye başlayınca temmuz ayında bu sefer 2020 yıl sonu enflasyon tahminini 1,5 puan arttırmak zorunda kaldı. Bu arada 2021 yıl sonu enflasyon tahminini de yüzde 5,4'ten yüzde 6,2'ye çıkardı.
Açıkçası, Merkez Bankası'nın bu tahminlerinin tutması imkansıza yakın gibi. Bunun olabilmesi için ekonomide fiyatları aşağı çekecek olumlu bir şok yaşanması gerekiyor. Oysa şu anda böyle bir ortam yok. Tam tersine, ağustos ayının ilk haftasında finansal piyasalarda yaşananların da gösterdiği gibi, olumsuz bir şok yaşanması ihtimali daha güçlü görünüyor.