Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) enflasyonu kasım ayında yüzde 1,49 oldu. Geçen yılın aynı ayındaki tüketici enflasyonu bunun neredeyse üçte biri kadar ve yüzde 0,52’ydi. Bu yılki kasım ayı enflasyonu çok daha yüksek olunca yıllık enflasyon da sıçrama gösterdi.
DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Ekim ayında yüzde 11,90 düzeyinde bulunan yıllık tüketici enflasyonu kasım ayında yüzde 12,98’e yükseldi. Virgülden sonra iki basamaklı gösterim yerine tek basamaklı gösterimi seçersek, kasım ayında yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 13’ü bulduğunu da söyleyebiliriz.
DÖVİZ KURU ETKİSİ
Yıllık tüketici enflasyonunun kasım ayındaki seviyesi, 2003=100 bazlı endekste bugüne kadar görülen en yüksek seviyeyi oluşturuyor. Bu endekste bundan önceki en yüksek yıllık enflasyon yüzde 11,99 ile Ekim 2008’de görülmüştü.
O dönemdeki küresel kriz koşullarında görülen bu seviyeyi bu kez kürede olağanüstü bir durum yokken neredeyse 1 puanlık farkla aşarak yeni bir rekor kırmayı başardık! Elbette kronik yüksek enflasyonun yaşandığı 1970’li yılların başı ile 2000’li yılların başı arasındaki dönemde bundan çok daha yüksek ve hatta üç haneli yıllık enflasyon oranları görmüştük ama bu da az bir başarı sayılmaz!
İşin kötüsü, kasım ayında enflasyon olması gerekenden de yüksek gerçekleşti. Bizim yaptığımız hesaplara göre, tüketici enflasyonu için kasım ayı “mevsim normalleri” (son 10 yılın ortalaması) yüzde 0,76’ydı. Gerçekleşme mevsim normalleri dolayında olsaydı yıllık enflasyon yüzde 12,2 civarında kalacaktı.
Kasım ayı enflasyonu mevsim normallerini ikiye katlayınca yıllık enflasyon çok daha yukarılara yükseldi. Yılın ilk dört ayında da mevsim normallerini epey aşan tüketici enflasyonu, ağustos ayı hariç, bahar aylarından bu yana ise genelde mevsim normallerine yakın çıkıyordu. Bu durumun kasım ayında bozulması, döviz kurlarında eylül ayında başlayan yükselişin fiyatlara yansımaya başladığını (pass-through effect) düşündürüyor.
Zaten enflasyonun yılın ilk aylarında mevsim normallerini aşmasının nedeni de geçen yılın sonları ile bu yılın başlarında kurlarda yaşanan yükselişti. Kurlardaki o yükselişin ivmesi enflasyonu bugün bulunduğu noktalara getirdi. Kurlardaki bu son yükselişin enflasyonu nerelere götüreceğini ise yaşayarak göreceğiz.
YIL SONUNDA NE OLUR?
Esasında enflasyonun kasım ayında bu civarlara geleceği aylar öncesinden belliydi. Hatırlarsanız, daha nisan ayında, enflasyonda yaz ayları için düşüş beklentisine girildiği bir sırada bu konuyu ele almış ve enflasyon için “Mayıstan sonra düşecek ama temmuzdan sonra tekrar yükselecek” demiştik (bkz. Enflasyon mayıstan sonra düşer mi?, Ekonomist, Sayı 2017/16, 16 Nisan 2017).
O sırada yaptığımız hesaplar enflasyonun haziran ayında yüzde 10’un hafif altına düşebileceğini ama temmuz ayından itibaren tekrar yükselişe geçerek kasım ayında yüzde 14’e bile yaklaşabileceğini gösteriyordu. Sonraki aylardaki gelişmelerle enflasyonun “yıl sonu ufku” biraz değişse de seyir rotası aynen çizdiğimiz gibi gerçekleşti.
Bu rotaya göre aralık ayında ise enflasyonda düşüş göreceğiz. Ancak bu düşüşe rağmen 2017’nin çift haneli bir enflasyonla kapanacağı neredeyse kesin. Geçen yılın son ayında enflasyon yukarıda bahsettiğimiz kur etkisi nedeniyle oldukça yüksek gerçekleşmişti.
Bu yıl aralık ayında mevsim normalleri dolayında bir enflasyonun çıkması 2017’nin yüzde 11,5 civarında yıllık enflasyonla kapanmasına neden olacak. Ancak kurlardaki son yükselişin etkisiyle kasım ayında olduğu gibi aralık ayında da enflasyonun mevsim normallerini aşması mümkün.
Böyle bir durumda 2017 yılı daha da yüksek bir enflasyonla kapanabilir. Bu durumda en makulu 2017’nin yüzde 1112 arasında bir enflasyonla kapanmasını beklemek gibi görünüyor. Yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 5 olduğu dikkate alınırsa, bu da para politikası açısından felaket bir yılı daha geride bırakmak üzere olduğumuz anlamına geliyor.