Enflasyon mayıstan sonra düşer mi?

17 Nisan 2017
MAYISTAN SONRA DÜŞECEK AMA TEMMUZDAN SONRA TEKRAR YÜKSELECEK.

 

DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr

Geçen kasım ayında yüzde 7 olan yıllık Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) enflasyonu, dört ayda 4,3 puan yükselerek mart ayında yüzde 11,3’e kadar çıktı. Şimdi yılın kalan döneminde nasıl seyredeceği merak ve endişeyle bekleniyor. Geçen hafta bazı hükümet üyelerinden bu endişeleri gidermeyi hedefleyen açıklamalar geldi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, “Enflasyon mayıstan sonra düşecek” dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de “Enflasyon yazın tekrar tek haneye inecek” açıklamasında bulundu. Peki bu açıklamalar temenniden mi ibaret yoksa gerçekleşme ihtimali var mı? Bize sorarsanız enflasyonun gerçekten de mayıstan sonra düşmesi, yazın da tekrar tek haneye inmesi olasılığı mevcut.

Ancak hikayenin tamamı bu kadar değil. Hikayenin tamamına bakarsanız, enflasyonun temmuzdan sonra yeniden yükselmesi ve 2016’yı çift haneli düzeyde bitirmesi ihtimali de var. Geleceğe daha iyi hazırlanmak için ise hikayenin tamamını dikkate almak lazım. Bu yüzden gelin biz size hikayenin tamamını anlatalım.

MEVSİM NORMALLERİ
İki bakanın açıklamaları muhtemelen kurmaylarının yaptığı ve bizim de enflasyondaki gelişmeleri takip etmek için kullandığımız “mevsim normalleri” hesabına dayanıyor. Bu hesap aylık enflasyon oranlarının geçmiş yıllardaki ortalamalarını almayı ve gelecek aylarda enflasyon oranlarının bu ortalamalara yakın çıkması halinde yıllık enflasyonun nasıl bir seyir izleyeceğini hesaplamayı içeriyor.

Yaptığı açıklamalardan anladığımız kadarıyla, Merkez Bankası da bu hesaptan yararlanıyor. Biz bu hesapta son 10 yılın aylık ortalamalarını kullanıyoruz. İki bakanın kurmaylarının ne kadarlık bir dönemi ele aldıklarını bilemiyoruz ama ulaştıkları sonuçların aşağı yukarı bizim hesaptaki gibi olduğunu sanıyoruz.

Bizim yaptığımız hesapların sonuçları aşağıdaki grafikte yer alıyor. Bu grafikteki yeşil çizgi, aylık enflasyon oranları yılın kalan döneminde mevsim normallerine yakın çıkarsa, yıllık enflasyonun haziran ayında düşmeye başlayacağını ve temmuz ayında ise yüzde 10’un altına ineceğini gösteriyor.

Burada tam da iki bakanın söylediği gibi bir durum söz konusu. Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi hikaye bundan ibaret değil. Aylık enflasyon oranları yılın kalan döneminde mevsim normallerine yakın çıkarsa ağustos ayından itibaren yıllık enflasyon yeniden yükselişe geçecek. Bu yükseliş kasım ayına kadar sürecek. Yılın son ayında ise ciddi bir düşüş olacak ama 2017 yılı yüzde 10 civarında enflasyonla kapanacak.

BÖYLE GİDERSE NE OLUR?
Elbette aylık enflasyon oranlarının önümüzdeki dönemde hep mevsim normalleri dolayında çıkacağının bir garantisi yok. Kurlarda ciddi bir gerileme, gıda fiyatlarında iniş, petrol fiyatlarında düşüş gibi gelişmeler olursa aylık enflasyon oranları mevsim normallerinin altında çıkabilir. O zaman önümüzdeki aylarda daha iyi bir tablo görebiliriz. Fakat bunların tersi olursa da aylık enflasyon oranları mevsim normallerinin üzerinde çıkabilir.

Nitekim son dönemde genelde böyle oldu. Mart ayı itibariyle son 12 aylık dönemde aylık enflasyon oranları mevsim normallerinin 0,25 puan üzerinde gerçekleşti. Dikkat ederseniz grafikte bir de mor çizgi var. Bu çizgi, aylık enflasyon oranlarının mevsim normallerinden son 12 ayın ortalaması kadar farklı çıkması halinde, yıllık enflasyonun nasıl seyredeeceğini gösteriyor.

Bu durumda enflasyon yılın kalan döneminde hiç tek haneyi göremiyor, kasımda neredeyse yüzde 14’e dayanıyor ve 2017 yılını da yüzde 12,5 dolayında bir yerde kapatıyor. Grafikteki kırmızı çizgi ise bu yılın başında yaptığımız projeksiyonu gösteriyor. O projeksiyon 2017 sonu için tam da Merkez Bankası’nın ocak ayında yaptığı yüzde 8’lik tahmin dolayında bir enflasyona işaret ediyordu.

Ancak yılın ilk üç ayında enflasyon mevsim normallerini çok aşınca o projeksiyon ıskartaya çıktı. Bu nedenle Merkez Bankası da 28 Ni-san’da açıklayacağı 2017’nin ikinci Enflasyon Raporu’nda yıl sonu enflasyon tahminini yükseltmek zorunda kalabilir.

Peki enflasyonun yaz aylarında düşmesi beklenen yerde kalmasını hatta daha da aşağılara inmesini sağlamanın hiç yolu yok mu? Belki de olabilir ama bunun için herhalde şu ana kadar yapılanlardan farklı bir şeyler yapmak gerekiyor.

Mesela Merkez Bankası’nın geçici parasal sıkılaştırma yerine kalıcı parasal sıkılaştırmaya gitmesi iyi bir başlangıç noktası olabilir. Bu şekilde belki ekonomik birimlerin enflasyonist beklentileri kırılarak fiyatlama davranışlarında yaşanan bozulma önlenebilir. Aksi takdirde işimiz iyice şansa kalacak.