DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Hal böyle olunca ocak ayında yıllık tüketici enflasyonu da fazla değişiklik göstermedi. Aralık ayında yüzde 20,30 olan yıllık tüketici enflasyonu ocak ayında çok az bir artışla yüzde 20,35 oldu. Böylece tüketici enflasyonu 2019 yılına yatay seyirde girdi.
Yıllık tüketici enflasyonu geçen yılın ekim ayında yüzde 25,24’ü bularak zirveye çıkmış, ekim ve kasım aylarında ise düşüş göstermişti. Bu düşüş bu yılın ilk ayında durdu.
GIDAYA DİKKAT!
Tüketici enflasyonu 2019’a yatay seyirde girdi ama TÜFE’de en büyük paya sahip olan gıdada durum öyle olmadı. Ocak ayında gıda ve içecek grubundaki fiyat artışı yüzde 6,43’ü buldu.
Bu oran geçen yılın aynı ayında çok daha düşük ve yüzde 1,67 seviyesindeydi. Bu yılın ocak ayındaki fiyat artışı neredeyse 4 kat daha yüksek olunca yıllık gıda enflasyonunda da sıçrama yaşandı.
Aralık ayında yüzde 25,11 olan yıllık gıda enflasyonu ocak ayında yüzde 30,97’yi buldu. Gıda enflasyonu genel tüketici enflasyonunun zirveye çıktığı ekim ayında bile bu kadar yüksek seviyede değildi. Yıllık gıda enflasyonu ekim ayında yüzde 29,26 olmuştu.
Ocak ayında gıda fiyatlarında sıçrama yaşanırken genel enflasyonun yerinde sayması ise büyük ölçüde ulaştırma grubunda fiyat artışlarının yüzde 0,20’de kalmasından ve konut grubunda fiyatların yüzde 3,10 düşmesinden kaynaklandı. Ancak özellikle ulaştırma grubundaki fiyatlar daha çok zenginleri ilgilendiriyor.
Bu gruptaki fiyat artışlarının düşük olması yoksul kesimler için çok da fazla bir anlam ifade etmiyor. Yoksul kesimin enflasyonunu enflasyonunu büyük ölçüde gıda fiyatları belirliyor.
Nitekim zaman zaman bu sayfalarda yer verdiğimiz Ekonomist Özel Tanımlı Enflasyon Göstergeleri son dönemde zenginin enflasyonunun yoksulun enflasyonundan daha fazla düştüğünü ve aradaki farkın açılmakta olduğunu gösteriyor.
Yaptığımız hesaplara göre, en yüksek gelirli yüzde 20’lik grup ile en düşük gelirli yüzde 20’lik grubun enflasyonları geçen ekim ayında birbirine eşit ve yüzde 25,6 düzeyindeydi. Son üç ayda zenginin enflasyonu hızla gerileyip ocak ayında yüzde 19,4’e kadar indi.
Aynı dönemde yoksulun enflasyonu ise daha yumuşak bir iniş göstererek yüzde 21,2’ye düşebildi. Yani şu anda zenginin enflasyonu genel enflasyonun altında yoksulun enflasyonu ise genel enflasyonun üzerinde bulunuyor. Yoksulun enflasyonu genel enflasyonu 0,9 puan, zenginin enflasyonunu ise 1,9 puan aşıyor.
NE YAPMALI?
Kısacası, yoksul kesimlerin enflasyondan korumanın yolu dayanıklı tüketim mallarına vergi indirimleri uygulamaktan ziyade gıda fiyatlarındaki artışı dizginleyebilmekten geçiyor. Ancak bunu yapmak o kadar kolay değil.
Çünkü gıda piyasası binlerce üretici ve aracının faaliyet gösterdiği atomize bir piyasa niteliğinde ve bunların tamamını kontrol altına almanın imkanı yok.
Son dönemde hükümet aracıların üzerine giderek fiyatları zoraki düşürmeye çalışıyor ama bunun üretimi olumsuz etkileme riski var.
Gıda fiyatlarının gerçekten kontrol altına alınabilmesi için öncelikle üretim maliyetlerini düşürecek yöntemler bulunması gerekiyor.
Marketlerdeki fiyatları zorla düşürmeye kalkmanın üretimi kısarak gelecek dönemde daha fazla fiyat artışına yol açması riski bulunuyor.