Türkiye enerji sektörünün 2,7 milyar dolarla en büyük ölçekli ikinci özelleştirmesi olan ve bugün IC İÇTAŞ Enerji – LİMAK Enerji ortaklığı çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Yeniköy Kemerköy (YK) Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’de yatırımlar hız kesmeden devam ediyor. 280 milyon Euro’yu aşan yenileme projesiyle santrallerin verimliliği artırılırken, bu yatırımların sonucunda YK Enerji sürdürülebilirlik ve yeşil üretimde Avrupa’nın da örnek üretim tesisleri arasında yerini almaya hazırlanıyor.
Operasyonel süreçlerinde devam ettikleri çalışmalar ve ortaya koydukları yatırımların sonuçlarını almaya başladıklarını belirten YK Enerji Genel Müdürü M. Serhat Dinç “Bugün santrallerimiz verimlilik açısından ülkemizin en başarılı elektrik üreticileri arasında yer alıyor. Aynı zamanda kamudan özelleştirilmiş termik santraller arasında sürdürülebilirlikte en başarılı tesislerden biriyiz. Enerjide yerli ve milli kaynak kullanımıyla cari açığın kapanmasına katkı sağlarken, çevreye zarar vermeyen ve Milas’ın toplumsal yapı ve tarihine değer katan bir üretim vizyonuyla yolumuza devam ediyoruz” diye anlattı.
10 YILLIK ÖNGÖRÜ
Dünya elektrik üretiminde kömür kullanımından çıkılması için ülkelerin belli bir takvimde planları bulunduğuna değinen Dinç, “Buna karşılık elektrikte arz güvenliği için kömür santralleri önemini koruyor ve gelecek 10 yıl içinde de korumaya devam edecek. Baz güç kaynaklar olmazsa, tek başına yenilenebilir kaynaklarla istikrarlı ve güvenli elektrik arz güvenliğini sağlamak henüz mümkün değil” yorumunda bulundu.
Elektrik talebinin global ölçekte yükseldiğini ve bunun da kömüre yönelimi önümüzdeki dönem başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada artıracağını öngördüklerini paylaşan Dinç, şunları ekliyor: “Yenilebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjiyi depolayacağımız ve ihtiyaç duyduğumuzda kullanabileceğimiz depolama teknolojileri gün geçtikçe gelişiyor. Ancak şimdilik bu santraller için güneş varsa elektrik var yoksa yok. Aynı durum rüzgâr için de geçerli. Bunun için zamana ihtiyaç olduğu konusunda tüm ülkeler hemfikir.”
280 MİLYON EURO’LU YATIRIM
Öte yandan ülkemizin ve sektörün termik santrallerde de çevreci ve sürdürülebilir üretimle ilgili önemli adımlar attığını paylaşan Dinç, şöyle devam etti:
“2019 Aralık ayında Cumhurbaşkanlığı kararıyla emisyon değerlerine uymayan kömürlü termik santrallerin faaliyetleri geçici olarak durduruldu. Standartları karşılayıp faaliyetlerine devam eden Türkiye genelindeki iki şirketten biri biz olduk. Ancak bununla da yetinmiyoruz. Yenileme projesi kapsamında 270 milyon Euro tutarındaki yatırımımız devam ediyor. Rehabilitasyon çalışmaları için ise 10 milyon Euro’yu aşan ek yatırım harcaması gerçekleştiriyoruz. Önceliğimiz baca gazı emisyon değerlerimizi düşürmek; bu yatırımla birlikte kükürt dioksit (SO2) oranlarını 1000’den 400’e (mg/Nm3) indirmeyi başardık. Toz diye bahsettiğimiz parçacıkları ise 100’den 50’ye (mg/Nm3) çektik. Kömürün yanması sonucu oluşan NOx emisyonunu ise 800’den 200’e (mg/ Nm3) indirdik. Emre amadeliği daha yüksek ve enerji üretimi açısından daha verimli olmak amacıyla sürdürdüğümüz bu çalışmalarla 2022 hedefimiz, AB standartlarına uygun, çevreci ve sürdürülebilir işletmecilik yapmak. Yerli kaynakları kullanarak gerçekleştirdiğimiz üretim ile sadece kendi sektörümüzün değil ülke ekonomisinin de stratejik oyuncularından biriyiz.”
1 MİLYON AĞAÇ HEDEFİ
Karbon ayak izini en aza indirgemek için faaliyetlerine devam eden YK Enerji’nin ağaçlandırma faaliyetlerinde de örnek bir enerji şirketi olarak öne çıktığına da değinen Dinç, “Şirketimiz kendi talebi ve isteğiyle Orman Genel Müdürlüğü ile arasında 2020 yılında ‘Ağaçlandırma İşbirliği Protokolü’ imzaladı. Bu sözleşme kapsamında ülke genelinde 450 bin fidan dikimi gerçekleştirdik. 2022 sonuna kadar ise bu sayı 1 milyonu aşacaktır. Hedefimiz 5 milyona ulaşmak” dedi.
Dinç sözlerine şöyle devam etti:
“Kömür sahalarımız sürdürülebilir madencilik ilkelerine paralel şekilde işletiliyor. Madencilik faaliyeti biten bölgelerde doğaya kazandırma ve sahaların rehabilitasyon projelerini yapıyoruz. Bugüne kadar orman izni alınmış ve kullanımı tamamlanarak OGM’ye iadesi yapılmış 1,2 milyon metrekarelik alanda ağaçlandırma ve fidan dikimleri yine şirketimiz tarafından gerçekleştirildi. Yine bu kapsamda, maden ruhsat sahamızda yer alan ve madencilik faaliyeti tamamlandıktan sonra tarımsal alan olduğu için zeytin ağacı dikilen Karacaağaç Eski Harman Zeytinlik Alanı da, bu vizyonumuzun ve çalışmalarımızın bir sonucu. Maden sahalarımızda toplamda bakımını üstlendiğimiz 22 bin 100 adet zeytin ağacı bulunuyor. Maden sahalarımızda bakımını üstlendiğimiz zeytinlere çevre köy halkı ile birlikte emek veriyor ve onlarla birlikte üretiyor olmamız da yine yüzümüzü güldüren faaliyetlerimiz arasında sıralanabilir. Zeytin hasat döneminde öncelikle dezavantajlı kadın ve işsiz gençlerimize mevsimlik de olsa iş olanağı sağlıyoruz. Bölgedeki zeytinler köylülerimizle birlikte işleniyor; yılda ortalama 40 ton zeytin elde ediyoruz. Bu kapsamda yılda ortalama 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı üretiliyor. Bu çalışmalarımızın aynı şekilde devam edeceğini ve madencilik faaliyetinin bittiği her noktayı doğaya kazandıracağımızı eklemek isterim”.
3 BİN 500 KİŞİLİK İSTİHDAM
Her iki santralin de ülke ekonomisindeki yerinin sadece üretilen elektrikle sınırlı olmadığını vurgulayan Dinç, “Aynı zamanda bölgenin en büyük işvereni konumundayız. Santrallerde ve maden sahalarında toplam 3 bin 500 kişi istihdam ediliyor. İstihdamın yüzde 80’i ise bölge halkından oluşuyor. Çevrede bulunan 25 köyün toplam nüfusu 15 bin 400. Bu açıdan bakıldığında bölgede neredeyse her haneye istihdam açısından dokunduğumuzu söylemek mümkün” diye ekledi.
“Türkiye elektrik ihtiyacının yüzde 2,5’nu karşılıyoruz. Bunu bölgeden çıkarılan yüzde 100 yerli bir kaynak olan linyit kömürüyle sağlıyoruz. Elektrik enerjisinin yaklaşık üçte birini kömürden elde eden Türkiye’nin ulusal enerji politikasında yerli kömürün önemli bir yeri bulunuyor” diyen Dinç, “Diğer bir ifadeyle birincil enerji kaynağı olan fosil yakıtlarda yüzde 80’nin üzerinde dışa bağımlı olan ülkemizin daha fazla dışarıya döviz ödemesini engelliyoruz. Bizim üretimimiz aslında Türkiye’nin her yıl 1,3 milyar metre küp doğal gaz ithalatını engelliyor. Uluslararası piyasalarda doğal gazın fiyatının geldiği noktaya baktığımızda gerçekten cari açığın büyümesini engelleyen bir tesis olarak görülmemiz gerekiyor. Bölgedeki kömür rezervimizle 2038 yılına kadar santrallerimiz faaliyetine devam edecek ve ekonomiye katkısını sürdürecek” diye vurguladı.
YERLİ VE MİLLİ KAYNAK
Madencilik faaliyetlerinin devam ettiği İkizköy-Akbelen orman alanlarıyla ilgili açıklama yapan Serhat Dinç, “Nisan 2019 tarihinde Milas Orman İşletme Müdürlüğü tarafından İkizköy-Akbelen orman alanlarının büyük bir bölümü ‘endüstriyel plantasyon’ sahası olarak tespit edilmişti. Yani aslında bölgede biz madencilik faaliyeti yapmasaydık bile, bu bölgedeki ormanlar tür ve çeşit değiştirmek, adına kesilecekti” dedi.
Bölgede uygulanan yürütmeyi durdurma kararının elektrik arzında yakın zamanda sıkıntı oluşturacağını hatırlatan Dinç, “Bugün kömürümüz var; ancak yürütmeyi durdurma kararının devamı arzda sıkıntı yaratacak. 7-8 ay içinde bunun sonuçlarını yaşayabiliriz. İzmir, Muğla ve Aydın başta olmak üzere bu durum tüm Türkiye’yi etkileyebilir. Barajlardaki su seviyesinin de düşük olması da bu riski artırıyor. İthal kömürdeki fiyat artışını da düşünürsek, güvenilir yerli kaynağı kaybetmeyi millet olarak istemeyiz” diye ekledi.
ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR
YK Enerji, maden ruhsat sahasındaki arkeolojik kurtarma çalışmalarını da sürdürüyor. Arkeolojik kazılara bugüne kadar yapılan yatırım 12 milyon TL’ye ulaştı; şirket bu çalışmalara yıllık 8-10 milyon TL tutarında yatırımlarına devam edecek. Bölgedeki kazı çalışmalarında arkeolog, restoratör, sanat tarihçi, antropolog gibi uzman personelin yanı sıra bizzat yöre halkı da istihdam ediliyor. İkizköy başta olmak üzere bu çalışmalarda çevre köylerden de çoğunluğu kadın olmak üzere 75 kişi çalışıyor.
Erken Tunç, Geç Geometrik, Arkaik, Klasik, Helenistik, Erken Roma, Doğu Roma dönemlerine ait farklı tiplerde 75 adet mezar, dört adet zeytinyağı işliği ve iki adet konut tabanı arkeologlar tarafından kazı alanlarında bulundukları şekliyle, Milas Ören Arkeopark açık hava müzesine kurulumları yapılmaya devam ediyor. Milas Ören Arkeopark Alanı, bünyesinde barındırdığı eserlerle birlikte tarihin tam 7 ayrı dönemine ve 3 bin yıllık bir zaman diliminde yolculuk yaptırmaya hazırlanıyor.