Endüstriyel ekipmanlar alanında 1873 yılından beri faaliyet gösteren İsveç merkezli Atlas Copco, Türkiye’deki üretici KOBİ’lerin ve büyük sanayi işletmelerinin enerji tüketimini azaltacak çözümler üretiyor. Atlas Copco Kompresör Tekniği Türkiye Genel Müdürü Nuri Köse, Türkiye’de 1950 yılından beri faaliyet gösteren Atlas Copco’nun yeni dönemde, üretimde sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm için yeni ürünler sunmaya hazırlandığını söylüyor. Köse, “15 yıl önce enerji verimliliğini anlatmak için müşterilerimizden randevu alamazdık. Şimdi ise gelen taleplere yetişmekte zorlanıyoruz” diyor.
Kobi Girişim Aralık 2024 ekinden
16 Milyar Euro cirosu var
Atlas Copco’nun dünya genelinde 180 ülkede 50 bin çalışanı var. Şirket, 2023 yılında 16 Milyar Euro ciro elde etti. Bu cironun yüzde 45’lik kısmı Kompresör Tekniği’nden geliyor. Şirket her yıl gelirinin yüzde 4’ünü AR-GE’ye ayırıyor. Atlas Copco Kompresör Tekniği Avrupa başta olmak üzere dünyanın farklı yerlerindeki üretim tesisleri ve 30’dan fazla markası ile faaliyet gösteriyor. Geliştirdiği yeni teknolojiler sayesinde sağladığı sürdürülebilir verimlilik ve her sektöre özel çözümleriyle dünya pazarlarında öne çıkan şirket, Belçika’nın Antwerp kentinde Avrupa’nın en büyük kompresör fabrikasına sahip.
3 ülke Türkiye’den yönetiliyor
Atlas Copco Kompresör Tekniği, Türkiye’de de sanayideki verimliliği yükselten kompresörler, basınçlı hava sistemleri, vakum çözümleri, endüstriyel elektrikli el aletleri, montaj sistemleri, güç ve akış çözümleri sunuyor. Şirketin Türkiye’deki faaliyet geçmişi milli sanayinin gelişip büyüme tarihiyle neredeyse yaşıt. İstanbul Tuzla’daki merkezi ile birlikte ülke çapında 8 bölgede servis ağı bulunuyor. Şirketin genel müdürü Nuri Köse, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Makine Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, 2007 yılından beri Atlas Copco Grup bünyesinde çeşitli kademelerde çalışmalarını sürdürdü. Nuri Köse, 2021 yılından bu yana yürüttüğü Atlas Copco Kompresör Tekniği Türkiye Genel Müdürlüğünün yanı sıra Azerbaycan, Gürcistan ve Türkmenistan organizasyonlarının da genel müdürlüğünü üstleniyor.
Danışmanlık hizmeti veriyor
Atlas Copco Kompresör Tekniği küresel ölçekte; fabrikalarda basınçlı hava üreten makineleri üretiyor ve bu alanda teknolojiler geliştiriyor. Demir-çelik, otomotiv, tekstil, petrokimya, çimento, yiyecek & içecek, atık su arıtma, ilaç endüstrileri gibi birçok farklı sektöre hizmet veriyor. Ürünleri arasında yağ enjeksiyonlu vidalı, yağsız vidalı, santrifüj (turbo), yağsız hava blowerlar, pistonlu yüksek basınçlı kompresörler, azot ve oksijen jeneratörleri, merkezi kontrolörler, gaz ve kimyasal tip hava kurutucular, marin tipi kompresörler bulunuyor. Bunların yanı sıra enerji verimliliği ve uzaktan kontrol konusundaki uzmanlığını işletmelerle paylaşmaya devam ediyor. Atlas Copco Kompresör Tekniği müşterilerine 7/24 kesintisiz satış, servis ve danışmanlık hizmeti veriyor.
“Yeşil üretime ilgi arttı”
1920’lerin başında Türkiye’nin alt yapısının gelişmesine ve sanayiye destek olmak amacıyla faaliyetlerine distribütör kanalı ile başlayan Atlas Copco’nun 1950’den beri limited şirket olarak İstanbul’daki Tuzla merkezinde faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatan Nuri Köse, “Türkiye’de ürün satışı ve servis hizmeti vermeye başladığımız günden bu yana basınçlı hava ve gazların kullanıldığı her yerde geniş ürün portföyümüz ve yenilikçi çözümlerimiz ile iş ortaklarımızın çözüm merkezi olarak konumlanıyoruz. Sürdürdüğümüz Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarında, sunduğumuz enerji verimliliğini daha da artırmaya odaklanıyoruz. Ürünlerin kullanımından kaynaklanan karbon ayak izinin en aza indirilmesine yönelik her türlü iyileştirmeyi de bu faaliyetlerimiz kapsamında yürütüyoruz” diye konuşuyoruz.
Başta KOBİ’ler olmak üzere pek çok dev sanayi şirketine de hizmet verdiklerini kaydeden Köse, son yıllarda özellikle iklim değişikliğinin de etkisi ile enerji verimliliği ve tasarrufu sağlayan ürünlere ilginin arttığını söylüyor. Şirketlerde verimlilik ve enerji maliyeti arasındaki dengenin ne kadar kritik olduğuna yönelik farkındalık oluşmaya başladığını ifade eden Köse, “Atlas Copco Kompresör Tekniği olarak geliştirdiğimiz ürün ve teknolojilerle ülkemizde yeşil üretimin yaygınlaşması ve enerji verimliliği ile maliyetlerin azaltılmasına yönelik sağladığımız katkıyı daha da artırmayı hedefliyoruz” diyor.
Enerjinin yüzde 43’ü sanayide
Türkiye, Atlas Copco için çok önemli ve yüksek potansiyele sahip bir pazar olma özelliği taşıyor. Türkiye’nin üretimdeki çeşitliliği, genç ve yetkin iş gücü ile ihracattaki başarısı ortaya son derece parlak bir tablo çıkarıyor. Enerjiye olan ihtiyaç ve yükselen enerji maliyetleri açısından bakıldığında Türkiye pazarının hem karbon emisyonu hem de bu maliyetlerin düşürülmesi noktasında gelişime son derece açık bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Köse, “Geliştirdiğimiz ürünlerin güvenilirliği ve yüksek enerji verimliliği, Türkiye endüstrisinin rekabetçiliğine olumlu katkı sağlıyor. Türkiye’de basınçlı hava yatırımlarında sahip olma maliyetine yönelik artan farkındalık ve buna karşılık ürünlerimizin sunduğu yüksek verimlilik ve güvenlik şirketimizin pazardaki konumunu daha da ileri seviyeye taşıyor” diye konuşuyor.
“6 ayda maliyeti çıkıyor”
Türkiye’de toplam enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 43’ü sanayide gerçekleşiyor. Sanayide sürdürülebilir enerji tasarrufunu destekleyen kompresörler, üretimde maliyetleri azaltırken verimliliği de yükseltiyor. Basınçlı hava üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 80’inin enerjiye harcandığına işaret eden Köse, şunları söylüyor: “Endüstriyel bir hava kompresörünün satın alma fiyatı, kullanım ömrü maliyetlerinin yalnızca yüzde 10 ila 15’ini oluşturuyor. Bu sebeple, endüstride ihtiyaca yönelik doğru kompresör seçimi yapılması çok büyük önem taşıyor. Doğru seçilen ve işletilen ekipmanlarımız, çalışma saatine göre 6 ay ile 2 yıl arasında yatırım maliyetlerini rahatlıkla geri döndürebiliyor. Bunun müşterilerimizin enerji maliyetleri ve karbon ayak izi üzerindeki de etkisi çok büyük oranda.”
“Emisyonları yüzde 50 azaltmayı hedefliyoruz”
“Atlas Copco olarak ‘Sürdürülebilir verimlilik’ mottomuz ile geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerle endüstriyel verimliliği, enerji tasarruflu ve sürdürülebilir çözümlerle işletmelerin performansını artırırken dünyanın geleceğine odaklanıyoruz. İnovatif çözümlerimizle başlattığımız sürdürülebilir dönüşümle işletmelerin bir numaralı stratejik iş ortağı olmayı, yüksek verim ve enerji tasarrufu merkezli ‘yeşil üretim’ yaklaşımımızla 2030 yılına kadar emisyonlarımızı yüzde 50 azaltmayı hedefliyoruz.”