Ekonomist Dergisi, Garanti BBVA ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) tarafından düzenlenen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda bu yıl ilk kez ‘Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi’ kategorisi açıldı.
9 - 22 Haziran 2024 tarihli sayıdan
Bu yeni kategorinin ilk birincisi ise tasarım ayakkabılarıyla kültür elçiliği yapan Anatolian Craft’ın kurucusu Bilge Can oldu. Mimar olan Bilge Can, Atatürk’ün manevi kızı aynı zamanda, akrabası Zehra Aylin’den kalan el işiyle yapılmış bir çift ayakkabıdan ilham alarak kendi moda markasını yaratmak istedi ve Anatolian Craft’ı kurdu. Bilge Can, Anadolu’nun zengin kültürel mirasını, el işçiliği ve zanaat ile buluşturarak bir sanat eseri haline getiriyor ve eserlerinin ihracatını gerçekleştiriyor. Aynı zamanda fazla üretim ve tüketimin önüne geçerek ürünlerin kalitesini ön plana çıkarmayı hedefleyen Bilge Can, İstanbul’dan sonra ikinci mağazasını Avrupa’nın kültür başkenti olarak ifade edilen Viyana’da açmayı hedefliyor.
“Şu ana kadar beş kıtaya ihracat gerçekleştirdik. Satışlarımızın yüzde 90’ını ihracat oluşturuyor. Avustralya’dan ABD’ye kadar oldukça geniş bir coğrafyada ürünlerimiz sahiplerini buldu. Önümüzdeki yıl Avrupa ve İngiltere pazarında satış noktalarına erişmek için çalışmalar yürütüyoruz” diyen Can ile Anatolian Craft’ın girişim yolculuğunu ve büyüme hedeflerini konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İTÜ mimarlık fakültesi mezunu, üç çocuk annesi emekli bir mimarım. Moda okumadım. Fakat moda ve mimarlığı estetik değerlere hitap etmeyi amaçlayan iki paralel sektör olarak görüyorum. Bu nedenle şu anda yaptığım işte İTÜ hocalarımdan aldığım eğitimin faydasını görüyorum.
Anatolian Craft’ı hangi fikirden yola çıkarak kurdunuz?
50 yaşından sonra girişimcilik maceramdaki başlangıç noktam, Atatürk’ün manevi kızlarından ve benim de akrabam olan Zehra Aylin’den miras kalan bir çift nakışlı ayakkabıdan aldığım ilhamdı. Emekli olduktan sonra eğitimleri devam eden üç çocuk annesi bir kadın olarak çalışmayı çok istedim. Yaşlı ebeveynlerimin de sağlık sorunları çoğaldığından ancak kendi işimi yapabilirdim. Anatolian Craft, böylece tutkularımla ve hayatımın gerçeklerini harmanlayarak kurguladığım bir sosyal girişim olarak doğdu.
Bugün ne kadarlık bir büyüklüğe ulaştınız?
Bugüne kadar dünyada beş kıtaya gönderim yaptık. Terliklerim, ayakkabılarım dünyayı gezdikçe sanki kendim gezmiş gibi mutlu oluyorum. Örneğin ekibimizden Ordu’daki bir kadın zanaatkar tarafından işlenmiş bir adet Anatolian Craft terlik Avustralya’da bir kadının gardırobunu süslüyor. Geçtiğimiz bir yılda satış hacmimiz yüzde 50 artış gösterdi. Satışlarımızın büyük çoğunluğunu yabancı müşteriler oluşturuyor.
Ürünlerinizin özelliklerini kısaca anlatır mısınız? Nasıl bir farklılık yarattınız?
Markamız, Türk geleneksel el nakışı işçiliğini modern tasarımlarla birleştirerek sürdürülebilir bir şekilde yaşatmayı amaçlıyor. Markamız kültürel köklerden faydalanıyor ve bu kültürel dokunuşları modernize edilmiş bir çizgiye taşıyor. Yani geçmişten aldığım ilhamı modern bir dille yorumluyorum ve zamansız tasarımlar ortaya çıkarmayı hedefliyorum. Türk el sanatlarını yurtdışında tanıtarak yerel ekonomik kalkınmaya ve kültürel mirasın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.
Ne kadarlık bir üretiminiz var? Üretimde artış öngörüyor musunuz?
Seri üretim modelimiz yok. Tüm Anatolian Craft ürünleri yüzde 100 el yapımı ve gerçek sanatçılar tarafından el işçiliği ile üretiliyor. Organik, sürdürülebilir malzemeler kullanılıyor. Anatolian Craft aracılığıyla amacımız, moda sektöründe zanaatın önemini ve değerini vurgulamak. Markalı ürünlerimiz için aylık 80 çift üretim kapasitemiz var. Bunun dışında fason seri üretim kapasitemiz aylık 300 çift. Üretimde yüzde 50 artış bekliyoruz.
Kaç mağazanız ve satış noktanız bulunuyor? Yeni mağazalar açacak mısınız?
Ürünlerimizin Beymen reyonlarında satılmasıyla başlayan yolda, ilk mağazamızı 1,5 yıl önce İstanbul Koşuyolu’nda açtık. Web sitemiz üzerinden şimdiye kadar beş kıtaya ulaşan siparişlerimizin gönderimini devamlı yapıyoruz. Bodrum Maça Kızı, Çeşme Alavya ve Club Marvy Otel butiklerinin yanı sıra Alaçatı Hacımemiş’teki No.34 Concept Store’da ve Maison Orient’teyiz. Dubai’de Mall of Emirates’daki That Concept Store’dan sonra Harvey Nichols Doha’da da ürünlerimiz reyonlarda. Bu yıl içerisinde Viyana’da ikinci mağazamızı açmak için ön çalışmaları yapma aşamasındayız.
Kaç ülkeye ne kadarlık ihracat gerçekleştiriyorsunuz? Bu konudaki hedefleriniz neler?
Şu ana kadar beş kıtaya ihracat gerçekleştirdik. Satışlarımızın yüzde 90’ını ihracat oluşturuyor. Avustralya’dan ABD’ye kadar oldukça geniş bir coğrafyada ürünlerimiz sahiplerini buldu. Bu yıl 4 milyon TL ihracat hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl Avrupa ve İngiltere pazarında satış noktalarına erişmek için çalışmalar yürütüyoruz.
Anadolu motiflerini modernize eden bir marka olarak yurtdışında iş birlikleri yapmayı hedefliyor musunuz?
Bu yıl şubat ayında London Fashion Week’de Barrus markasının defilesi için özel olarak tel kırma nakış işçiliğine yer verdiğimiz gece ayakkabıları tasarladık. Bu yıl içinde Avrupa’da açmayı planladığımız ikinci mağazamızda farklı sevdiğimiz ve benzer değerlere sahip markalarla iş birlikleri yapmayı hedefliyoruz.
Markanız aracılığıyla nasıl bir sosyal etki yarattınız?
El nakışı bilen ev hanımlarına iş imkanı sunarak, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını elde etmelerine yardımcı oluyoruz. Kadın zanaatkarların el becerilerini destekleyerek ve iş fırsatları sunarak toplum içinde kadınların rolünü güçlendirmeyi hedefliyoruz. Türk geleneksel el nakışı işçiliğini modern tasarımlarla birleştirerek, bu değerli zanaatı sürdürülebilir kılıyoruz. Dayanıklı ürünler üreterek, müşterilerimize uzun yıllar boyunca hizmet edebilecek kalitede ürünler sunuyoruz. Yerel zanaatkarlarımızın geleneksel yeteneklerini sürdürmelerine de katkı sağlıyoruz. El nakışı işçiliği mirasını gelecek nesillere aktarmak için kararlı bir taahhüdümüz bulunuyor.
“Yenilikçi çözümler üretin”
“Tam da Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını yaşadığımız bugünlerde aldığım bu ödül, benim için çok anlamlı. Bu toprakların kültürel mirasının zenginliğini dünyaya duyurabilme çabalarımız ve sürdürülebilir fayda odaklı iş modelimiz takdir edildiği için çok mutluyum. Girişimcilik yolculuğunda ilerlemek için tek yolun yokluktan var etmek olduğunu gözlemliyorum. Bu zorlukları aşmak için sürekli olarak yenilikçi çözümler aramak, yaratıcılığı kesinlikle parlatıyor. Çalışmak kadar, vizyon belirlemeye zaman ayırmak da bence çok önemli.”
“Markamızı dünya vatandaşı yapacağız”
“30’a yakın kadın sanatçıyla iş birliği yapıyoruz. Anatolian Craft ürünlerinin değeri, yetenekli ellerin ustalıklı çalışmasından gelir. Türkiye’yi tanıtacak projeler içerisinde yer almayı çok arzu ediyoruz. Markamızın tam bir dünya vatandaşı olması için çalışıyoruz.”