Ekosistemimizi yeni paydaşlarla büyüteceğiz

24 Temmuz 2022
Ayşegül Sakarya Pehlivan asakarya@ekonomist.com.tr

Birbirine güven zinciriyle bağlı paydaşlardan oluşan Zer ekosistemini büyütmeyi hedeflediklerini söyleyen Zer A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Apak, "2021 yılında 10 milyar TL seviyesinde olan satın alma hacmimizi 2022 sonu itibarıyla iki katına çıkaracağız" diyor.

24 Temmuz – 6 Ağustos 2022 tarihli sayıdan

Türkiye'nin ilk ve en büyük satın alma şirketi Zer, bundan yaklaşık 20 yıl önce Koç Topluluğu şirketlerinin indirekt satın almalarında maliyet tasarrufu, operasyonel kolaylık ve etkin kaynak kullanımını sağlamak için bir verimlilik merkezi oluşturma amacıyla kuruldu.

2013 yılında stratejik satın alma ve tedarikçi çözümleri platformu Promena'nın Zer bünyesine katılmasıyla şirket, uzmanlığının yanına teknolojik yetkinliklerini de koydu ve yapısını daha da güçlendirdi.

Zer, bugün 20 yıla yaklaşan deneyimiyle Koç Topluluğu şirketlerinin yanı sıra topluluk dışından pek çok şirketin de satın alma ve tedarik zinciri yönetimi sürecini yürütüyor.

Zer'in tedarikçi havuzunda 30 binden fazla tedarikçi bulunuyor. Bu yıl itibarıyla aktif olarak çalışılan tedarikçi sayısı ise 2 bin 500'e ulaşmış durumda.

2021 yılında 10 milyar TL'ye ulaşan satın alma hacmini yöneten Zer Genel Müdürü Mehmet Apak'la satın alma trendlerini ve yeni dönem hedeflerini konuştuk.

Sektörde nasıl bir farklılık yaratıyorsunuz?

En büyük farkı iş modelimizle yaratıyoruz. Kısa vadeli tekil kazanımlar değil; uzun vadeli, ortak kazanım-larla ekosistemimizi geliştiriyoruz. Promena, ZerOnline, lojistik, hizmet, malzeme ve medya satın almalarımızda müşterilerimiz ve tedarikçilerimiz için günlük iş birlikleri ve avantajlar değil uzun soluklu kazancı temin eden bir anlayışla çalışıyoruz.

Hem tedarikçilerimizi hem müşterilerimizi konfor alanlarının dışına çıkartan bir iş modelimiz var. Satın alma süreçlerine çok yönlü olarak yeniden bakılması, şeffaflık hedefinin tam olarak sağlanması, böylelikle olası körlüklerin ortadan kaldırılması noktasında son derece önemli bir rol oynuyoruz.

Herhangi bir satın almada doğru mukayeselerin yapılmasında uzmanlığımızla ve sistemlerimizle katkı sunuyoruz. Aynı ürün ve hizmetin doğru fiyat üzerinden karşılaştırılarak bir anlamda değerlendirmenin aynı kriterler üzerinden yapılmasını mümkün kılıyoruz.

Etik ve şeffaf ihale süreçlerimiz sayesinde olası suistimallerin önüne geçerek bir yandan ticaretin sürekliliğine bir yandan da güven ortamı sayesinde ticaret hacminin genişlemesine net katkı sağlıyoruz. Zer'in iş modeli sadece maliyeti düşürmeyi hedeflemiyor.

Sürdürülebilir kalite hedefleyen, şartname içeriği ve niteliğini önemseyen, risk yönetimini esas alan yapımızla güvenilir tedarikçiyi piyasanın en iyi şartlarında müşteriyle buluşturmak için çalışıyoruz.

2022 yılı büyüme hedefiniz nedir?

2021 yılında 10 milyar TL'ye ulaşan satın alma hacmini yönettik. 2022 yılı sonunda yönettiğimiz toplam satın alma hacmini iki katına çıkarmayı ve hitap ettiğimiz ekosistemi yeni paydaşların katılımıyla büyütmeyi hedefliyoruz.

2022 yılı gündeminizde öncelikli projeler nelerdir?

2022 yılı başında önceliğimizi güçlü partnerlerle stratejik iş birlikleri kurmaya ve bu iş birliklerinden doğacak projeleri geliştirmeye verdik. Bu adımlardan ilki detaylarını yakında açıklayacağımız KPMG Türkiye iş birliğimiz. Ayrıca yurt dışında, Almanya merkezli bir tedarikçi keşif platformu ile Promena arasında yeni bir iş birliğine imza attık.

Böylece müşterilerimizin Almanya'daki partnerimizin tedarikçi havuzuna erişerek özellikle Avrupalı tedarikçilere ulaşmalarını, partnerimizin müşterilerinin de Promena tedarikçi havuzunu kullanarak Türkiye'den ve farklı coğrafyalardan tedarikçilere erişimini artırmayı hedefliyoruz.

Dijitalleşme satın alma departmanlarının ajandasındaki en güncel konulardan biri. Bu konuda yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Pandeminin de etkisiyle dijital satın alma ve tedarik zinciri çözümlerine yurt içinde ve yurt dışında talep arttı. Tedarikçi çeşitliliğinin sağlanması, risk yönetimi ve çevik yönetim ihtiyacına yanıt veren dijital çözümlerimiz bu dönemde inanılmaz karşılık buldu.

Bu üç ihtiyaca da farklı modülleri ile çözüm sunan Promena ile en uygun çözümleri zamanında ve güçlü bir şekilde sunabildik. Organizasyonların tedarikçi portföylerine yenilerini eklemesi oldukça maliyetli ve kaynak gerektiren bir konu.

Promena'nın 40 bini aşkın tedarikçiyi buluşturduğu Promena Pazaryeri bu noktada önemli bir kaynak oldu. Bunun yanı sıra içinde 550 bin çeşit ürün barındıran Türkiye'nin en büyük B2B kataloğu ZerOnline'ın gelişmiş sipariş yönetimi özellikleri, entegrasyon yeteneği ve ürün çeşitliliği ile sektörün B2B e-ticaret platformu ihtiyacına çözüm sunuyoruz.

Pandemiden bu yana tedarik zinciri yönetiminde değişen trendler nelerdir?

Pandemi, iş dünyasında önemli bir kırılma noktasıydı. Kişilerin dayanıklılığını, kurumların sürekliliğini test ettiği bir dönemdi. Pandemiyi dünyadaki riskler ve tehditler hakkında daha net ve derinlemesine düşünmemizi sağlayan bir süreç olarak değerlendiriyorum.

Bu kırılma ile birlikte her alanda geleceğe hazırlıklı olmak, belirsizlikle yaşamaya alışmak, B hatta C, D planları geliştirmek ve öngörülü olmak yeni dönemin olmazsa olmazları haline geldi. Tedarik zincirinde eksen; tek bir ülkeye, tek bir lokasyona bağlı yapılardan yerel yapılanmalara doğru kaydı.

Tüm dünya küreselleşme kavramı üzerinde yeniden düşünüyor. Bu yönelimin sınırsız ticaret yerine sınırları belirli, yerel ve bölgesel sınırlar içinde, güvenin esas olduğu ilişkilerle şekillenen bir tedarik zinciri yönetimi ve satın alma sistemine kapı açacağını öngörüyoruz.

Günümüzün en büyük sorunu enflasyon. Bu konuda stratejileriniz nelerdir?

Enflasyonist ortam satın alma hizmeti sunduğumuz bütün işlerde fiyata etki ediyor, ihalelerin dengesiyle oynuyor. Olması gerekenden uzakta teklifler oluşabiliyor, biz buna geçit vermiyoruz. Tedarikçimizi de müşterimizi de riskten koruyacak şekilde doğru fiyatlamalar yapmak için son dönemde bütün sözleşmelerimizi yeniden ele aldık. İncelemeler sonucunda, tedarikçimizin zorlandığı noktaları resmederken müşterimizin de doğru fiyatlamaya ulaşmasını sağladık.

Enflasyona bağlı fiyat değişimlerini aylık veya üç aylık periyotlarla yansıttık. Oluşan maliyetler birim fiyatlara yansıtıldığı için tedarikçilerimizin nakit akışını rahatlatmış olduk. Enflasyonunun yüksek olduğu durumlarda tedarikçilerimize ödeme vadelerimiz gelmeden ön ödeme yaparak nakit akışlarına destek verdik.

Enflasyonun etkisiyle yeni ihalelerde fiyat teklifleri arasındaki makas çok açılıyor. Bu noktada normalden daha fazla zaman harcayarak, adil bir karşılaştırma için tedarikçilerimizle satır bazında fiyat görüşmeleri yapmaya başladık.

“TEDARİKTE TÜRKİYE’NİN DEĞERİ DAHA NET GÖRÜLDÜ”

“Dünya ticaretinde yaşanan aksamalar doğal olarak belirli coğrafyaların ve ülkelerin öne çıkmasına olanak tanıdı. Tedarik zincirinde Çin odağında bir eksen kayması yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Bu, riskler kadar fırsatlar da barındıran bir gelişme.

Her ülke, kendi yerel ağına ve sonrasında da lojistik olarak en yakınındaki ülkelerin, bölgelerin tedarik imkanlarına daha yakından bakmaya başladı.

Bu noktada Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konumun değeri daha da net bir şekilde görüldü. Ülkemizin güçlü olduğu sektörler başta olmak üzere, iyi bir planlamayla dünyada yeniden şekillenen tedarik zinciri ve satın alma haritasında pozisyon alabilme imkânı var, bu son derece umut veren bir senaryo."