DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Böylece 2018'in üçüncü çeyreğinde iyice yavaşlayan büyüme dördüncü çeyrekte negatif tarafa geçmiş oldu.
Fakat 2018'in ilk iki çeyreğindeki büyümenin yüksek olması sayesinde yılın genelinde yine de pozitif bir büyüme oranı çıktı. 2018'in tamamındaki reel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 2017 yılına göre yüzde 2,6 artış gösterdi.
NEDEN KÜÇÜLDÜK?
Ekonomide dördüncü çeyrekte küçülme çıkması sürpriz olmadı. Başta sanayi üretimi ve perakende satışlar olmak üzere pek çok gösterge bu dönemde ekonominin küçüldüğü haberini çoktan vermişti. Doğrusu bizim beklentimiz bu dönemdeki küçülmenin daha yüksek ve yüzde 4-5 arasında çıkacağı yönündeydi.
Aslında tüketim, yatırım ve ihracattaki gelişmeler büyük ölçüde beklediğimiz gibi çıktı. Ancak ithalattaki düşüşün büyümeye pozitif katkısı beklediğimizden daha yüksek gerçekleşti.
Dördüncü çeyrekteki küçülme geçen yıl ekonomide yaşanan krizden kaynaklanıyor. Bahar aylarında 24 Haziran'da erken seçim kararı alınmasının getirdiği belirsizlik yüzünden dalgalanmaya başlayan finansal piyasalar, yaz aylarında ABD ile yaşanan siyasi gerginlikle krize girmişti.
Döviz kurlarındaki sıçramanın enflasyona yansıması halkın satın alma gücünü düşürüp tüketimi zayıflatırken, borç yükleri artan döviz borçlusu şirketler de yatırımlarını erteleme yoluna gitti. Döviz kurlarındaki artışın önüne geçmek için faizlerin yükseltilmesi ise kredi kullanımını azaltarak tüketim ve yatırım harcamalarına ikinci bir darbe vurdu.
Döviz kurlarındakiesas büyük sıçrama ağustos ayında yaşandığı için, bu gelişmelerin üçüncü çeyrekteki büyümeye etkisi nispeten sınırlı kaldı. Ancak dördüncü çeyrekte ekonomi küçülmekten kurtulamadı.
Dördüncü çeyrekte hanehalkı tüketimi yüzde 8,9 düştü ve bizim hesaplarımıza göre bunun büyümeye etkisi -5,4 puan oldu. Bu dönemde yatırımlarda yaşanan yüzde 12,3'lük düşüş de büyümeden 3,8 puanı götürdü.
Stoklardaki erime de büyümeye -2,2 puanlık etki yaptı. Kamu tüketimindeki yüzde 0,5'lik artıştan 0,1 puanlık katkı geldi. Mal ve hizmet ihracatındaki yüzde 10,6'lık artış büyümeye 2,2 puanlık katkı yaptı.
Fakat büyümeye esas büyük katkı mal ve hizmet ithalatındaki düşüşten geldi. Mal ve hizmet ithalatındaki yüzde 24,4'lük düşüş 6,2 puanlık katkı yaparak ekonomide küçülmenin daha fazla derinleşmesini engelledi.
SON DURUM NEDİR?
Ekonomide geçen yılın son çeyreğinde başlayan küçülme sonuna yaklaştığımız 2019'un ilk çeyreğinde de sürüyor gibi görünüyor. Başta sanayi üretimi ve reel perakende satışlar olmak üzere pek çok öncü gösterge bu yönde sinyal veriyor.
Ocak ayında sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,3, perakende satışlar ise reel olarak yüzde 6,7 düştü. Bu göstergelerde muhtemelen şubat ve mart aylarında da düşüş çıkacak. Bu da ekonomideki küçülmenin hala devam ettiğini düşündürüyor.
İktisatçılar ekonominin üst üste iki çeyrek küçülmesini resesyon olarak tanımladıkları için de şu anda bir resesyonda olduğumuz ortaya çıkıyor. Türkiye'de resesyonlar genelde dört çeyrek dönem sürüyor.
Bu kez de öyle olursa mevcut resesyon bu yılın üçüncü çeyreğine kadar devam edebilir. 31 Mart'taki yerel seçimlerden sonra uygulanacak politikalar bu sürenin kısalmasına ya da uzamasına yol açabilir.