AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr
15-21 Mart 2020 tarihli sayıdan
İş dünyası da çalışanların güvenliğinden iş süreçlerinin yönetimine kadar farklı alanlarda pek çok önlem almaya başladı. Biz de bu ortamda koronavirüs salgınının ekonomiyi nasıl etkileyeceğini ve üretimden satış ağına ve tedarik zincirine kadar sektörlerin aldıkları önlemleri araştırdık.
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgını, biz bu yazıyı yazdığımız sırada beş kıtadaki 117 ülkeye yayılmış durumdaydı. Bazı ülkelerde hayat durma noktasına geldi. Koronavirüs bu hızlı yayılma nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DTÖ) tarafından küresel salgın kategorisine çıkarıldı. Bu süreçte pek çok ülke ciddi önlemler almaya başladı.
Türkiye'de ise geçen hafta ilk koronavirüs vakası tespit edildi. Ardından okullar ve üniversiteler tatil edildi. Spor müsabakalarının nisan sonuna kadar seyircisiz oynanmasına karar verildi.
Dünya bir taraftan virüsten korunmanın yollarını ararken diğer taraftan virüsün küresel ekonomi üzerindeki bilançosu da ortaya çıkmaya başladı. Euler Hermes'in bir raporuna göre, virüs sebebiyle mal ve hizmet ticaretinde yaşanacak kayıplar çeyreklik bazda 320 milyar dolara ulaşabilir.
Virüs etkisiyle, turizm sektöründe küresel çapta toplam 125 milyar dolarlık, ulaşım hizmetlerinde ise 33 milyar dolarlık kayıp öngörülüyor. Euler Hermes, tüm göstergelerden yola çıkarak 2020 yılının ikinci yarısında ise iyileşmenin başlayacağına işaret ediyor.
MERKEZ BANKALARI ATAKTA
Küresel ticareti vuran koronavirüs salgınına karşı harekete geçen başta Amerikan Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) olmak üzere merkez bankaları, faiz indirimleri ve parasal genişleme hamleleriyle piyasalardaki yangını söndürmeye çalışıyor. Türkiye'de ise şimdilik açıklanan önlemler ekonomik boyuttan çok halk sağlığı boyutu ile ele alınıyor.
19 Mart'taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından yüklü bir faiz indirimi çıkma olasılığı çok düşük görülüyor. Prof. Dr. Öner Günçav-dı'ya göre, TCMB önceki dönemlerdeki aşırı faiz indirimleri nedeniyle para politikasında hareket alanını büyük oranda kaybetti. Günçavdı, bu nedenle salgına karşı para politikasından çok maliye politikasının öne çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Prof. Dr. Sinan Alçın'a göre ise dünyanın önde gelen merkez bankalarının parasal genişleme hamlesi ateşe odun atmak anlamına gelebilir. Alçın, zaten çok borçlu olan özel sektörün bir borç sarmalına daha sokulmasının, salgının finans piyasalarına da sıçramasına neden olabileceğini dile getiriyor.
KOBİ'LER NE YAPMALI?
TEDARİKÇİLERLE İLETİŞİMİNİZİ GÜÇLÜ TUTUN
PANİK DEĞİL, PLAN DÖNEMİ
Türkiye'de yaklaşık 3,4 milyon KOBİ var. Bu işletmeler de koronavirüsün etkilerini en aza indirmenin hesabını yapıyor. Bu noktada 'panik' değil 'plan yapma' dönemine girildiğine dikkat çekilirken bir kriz yönetiminin de acil devreye alınması gerektiği ifade ediliyor. Turizm, seyahat, konaklama gibi sektörlerin krizden en fazla etkileneceği vurgulanıyor.
Buna karşın temizlik, online hizmetler, sağlık gibi sektörlerin de bu kriz dönemini avantaja çevireceği belirtiliyor. Bu dönemde işletmelerin dijital pazarlamayı profesyonel ve doğru kullanmalarının verimli bütçe planları ile daha büyük etki yaratmalarına yardımcı olacağı vurgulanıyor.
NAKİT AKIŞI ÖNEMLİ
Mevcut müşterilere daha fazla değer sunarak bağı güçlendirmenin önemi vurgulanırken, nakit akışı güçlü olacak şekilde dönem için plan yapmanın, kredi limitini olası durumlara karşı yükseltmenin de dikkate alınması gerekiyor. Personel için uzaktan çalışma seçeneklerinin değerlendirilmesi, gerekli ise izinleri kullandırarak iş sürekliliğinin sağlanması da yine dikkat çekilen konular arasında yer alıyor.
Akredite KOBİ Danışmanı İsmail Haznedar, bu dönemde, dijitalleşme, uzaktan çalışma, kapıdan kapıya satış ve dağıtımın öneminin ön plana çıkacağını söylüyor. Kriz planı oluşturmak üzere KOBİ'lerin çalışma hazırlaması gerektiğine dikkat çeken Haznedar, şöyle devam ediyor: "İletişim tüm çalışanlar, tedarikçiler ve müşteriler ile güçlü tutulmalı. İş modelinin nasıl revize edilmesi gerektiğini değerlendirmek üzere bir çalışma yapılmalı ve uygulamaya başlanmalı.
Maliyet verimliliği sağlanmalı, ötelenebilecek giderler azaltılmalı, sözleşmeler yeniden gözden geçirilmeli ve gerekli ise revize edilmeli."
FIRSAT VE TEHDİT
Franchise Company Yönetici Ortağı ve Genel Müdürü Aycan Helvacıoğlu, koronavirüs salgınının dünya ticaretinde endişelerin artmasına neden olurken Türkiye ekonomisinde hem 'fırsat' hem de 'tehdit' yarattığını belirtiyor. İlaç, medikal, gıda ve perakende sektörünün virüs salgını nedeniyle Türkiye'de hızla yükselişe geçtiğini söylüyor.
Helvacıoğlu, "AB ülkelerinin Çin'den yaptığı ithalatı Türkiye'ye kaydırması pozitif bir etki yaratıyor. Ekonomik açısından çok dikkatli olmamız gereken bir dönemdeyiz. Hizmet sektörü en çok etkilenecek sektörlerden biri gibi görünse de salgın hızını yitirirse pozitif olarak da dönebilir" diyor.
PERAKENDE
ÖNLEMLER HIZLANDI
Koronavirüs salgınının en çok etkileyeceği sektörlerden biri perakende olacak. Türkiye'deki 3 milyondan fazla işletmenin 720 bini perakende sektöründe faaliyet gösteriyor. Sektörde 2 milyon 155 bin kişi çalışıyor. 2019'da 850 milyar TL'lik büyüklüğe ulaşan sektörde Türkiye'deki ilk vakanın açıklanmasının ardından satışlar düşmeye başladı.
Satışlarda yüzde 25-30'lara varan düşüşler oldu. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, "Markalarımızın Irak'taki mağazalarına yapılan tedarikte tökezleme oldu. Hammadde tedariğinde, yüklemelerde sıkıntılar oluyor. Kredi kartıyla yapılan alışverişlerin yüzde 10'u turistlere ait. Doğal olarak bundan da etkileneceğiz" diyor.
Sektör diğer önemli gündem konusu ise tedarik. Son yıllarda yerli üretime odaklanan şirketler bu süreçten olumsuz etkilenmiyor. Bunlardan biri olan Penti, son dört yıl içerisinde yerli üretimi yüzde 40'tan yüzde 91'e çıkardı. Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, yerlileşme çalışmalarıyla birlikte sektörde yer alan tedarikçilerin de güçlenmesini sağladıklarını söylüyor.
Araştırma ve perakende teknolojileri şirketi REM People Kurucu Ortağı ve CEO'su Bülent Peker, perakendecilerin dünya ve Türkiye'de iki önemli görevinin 'müşterileri ve tedarik zincirini sağlıklı tutmak' olduğunu söylüyor. Çin merkezli tedarik zincirlerinin sonuçları dünyanın her yerindeki işletmeler tarafından hissediliyor ve stok sorunları yaşanıyor. Perakendecilerin tedarikçilerini çeşitlendirip riski azaltarak stoklarını ve dolayısıyla satışlarını dengelemesi gerekiyor.
Gıda perakendecileri de hem mağazaların temiz tutulması hem de stok konusunda sıkıntı yaşamamak için önlemler alıyor. 4 bin 500 çalışanıyla 37 mağazada hizmet veren Metro, Türkiye'deki tüm mağazalarında kontrollü bir şekilde önlemler almaya devam ediyor. Taleplerin artacağını düşünüp müşterilerini zor durumda bırakmamak için temel yiyecek, içecek ve hijyen ürünlerinde ürün tedariğini artıran Metro, stok miktarlarının gerekli kontrollerini de anlık olarak denetleniyor.
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ
DEZENFEKTE ÇALIŞMALARI VAR
Çok sayıda kişinin gittiği AVM'ler de hızla aksiyon aldı. Bir gün içinde 40 AVM dezenfek-siyon çalışmalarına başladı ve bazı AVM'lerde termal kamera uygulamasına geçildi. Alışveriş Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hüseyin Altaş, "Dezenfeksiyon önlemlerinin dışında bu cumartesi günü kiralarla ilgili bir çalıştay yapacağız. Tabii, AVM'lerin de bankalara 15 milyar dolar borçlu olduğunu unutmayalım. Yeniden yapılandırma, faiz indirimi konusunda yardım rica ediyoruz. Bunlar olmazsa sıkıntılar yaşanabilir" diyor.
İsfanbul AVM, tüm ortak kullanım alanlarına dezenfektanı monte ederken kapalı alanlarda havalandırma sistemlerinin tam fonksiyon çalışması ve temiz hava sirkülasyonunun sağlanması yönünde önlemler aldı. AVM içerisinde özellikle lavabolarda dezenfeksiyon ve temizlik sıklığı artırıldı. İsfanbul Alışveriş Merkezi Yönetim Direktörü Kemal Baştürk, büyüme hedefinde herhangi bir değişiklik yapmadıklarını ifade ediyor.
HAZIR GİYİM
TÜRKİYE'YE TALEP ARTABİLİR
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ihracatı 2020'nin ilk iki ayında yüzde 6,7 oranında artışla 3 milyar dolara ulaştı. Hazır giyim ve konfeksiyon, koronavirüsün olumlu etkileyeceği az sayıda sektör arasında yer alacak gibi gözüküyor.
Kısa vadede Türkiye'nin ana pazarı olan AB'deki dalgalanmanın ihracata bir miktar olumsuz etkisi olsa da önümüzdeki dönemde Türkiye'nin daha güçlü bir tedarikçi olarak öne çıkması bekleniyor. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, "Türk hazır giyim sektörü, güçlü üretim ve hammadde altyapısı, uzun yıllardır küresel markalara üretim ve ihracat yapmaktan kaynaklanan deneyimi ve know-how'ı, hızlı teslim, her şeyi üretebilme yetisi ve özgün tasarımları ile Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyanın en iyi tedarikçisi olma özelliğini sürdürecek" diyor.
TURİZM
HÜKÜMETTEN DESTEK BEKLİYOR
Virüsün olumsuz etkisini fazlasıyla hisseden sektörler arasında turizm başta geliyor. Son dönemde yaşanan seyahat engelleri, karantina uygulamaları, iptal ve ertelemeler turizmi olumsuz etkiledi. 5 yıldızlı otellerde doluluk oranları yüzde 30-40'lara geriledi.
İstanbul Coffee Festival, İstanbul Comics & Art Festival, Reformist, Barista Clash gibi organizasyonları düzenleyen Drem Sales Machine Başkan Yardımcısı İlker Akar, şu anda bir hasar belirleme çalışması yapamadıklarını söylüyor. Akar, "Bu yaşananların ne kadar süreceği, ortaya çıkacak olan kayıpların boyutunu belirleyecek" diyor.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), koronavirüs sürecinde durma noktasına gelen turizm endüstrisinin 30 ile 50 milyar dolarlık bir kayıp yaşayabileceği öngörüsünde bulundu. Sağlık Bakanlığı'nın aldığı tedbirlerle süreci iyi yönetmesi, ülke imajına olumlu yansıyor.
Birçok havayolu şirketi uçuşlarını durdurdu, birçok ülke sınırlarını kapatma noktasına geldi. Türkiye'nin turizmin ön sezonu olan bahar aylarında olması nedeniyle turizmin 1-2 milyar dolarlar seviyesinde bir kayıp yaşaması, bu yılın sonunda ise 2019'daki rakamları yakalaması öngörülüyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, koronavirüse karşı önlemler kapsamında, otellerde sezon başının nisan sonu olması gerektiğini söyledi. Özellikle zincir oteller tesislerinin sadece birkaç tanesini açacak. Ersoy, bir hafta içinde sektörel desteklerle ilgili açıklama yapacaklarını açıkladı.
GIDA
STOK SORUNU ŞİMDİLİK YOK
Koronavirüsün Türkiye'de vaka olarak görüldüğünün açıklanmasıyla birçok kentte market rafları boşaldı. Kıtlık olabilir düşüncesiyle gıda ürünleri stoklanırken fırsatçılık da tavan yaptı. Gıdada bugün her ne kadar hammadde ve üretim sorunu yaşanmasa da en büyük ticaret kapısı İran ve Irak'ın kapanması sektörde tedirginlik yarattı.
Sektör temsilcileri ticarette güvenli geçiş imkanlarının yaratılması gerektiğini, aksi takdirde 11 milyar dolarlık ihracatta yüzde 30 civarında kayıp yaşanabileceğine ifade ediyor. İran, Irak gibi Türkiye'nin en büyük ihracat kapılarının kapalı olmasına karşılık Çin'den mal almanın da sorun olması sektörde dengeleri değiştirecek.
Domates gibi belli ürünlerde iddialı olan Çin pazarının mal sattığı ülkeler ise bir fırsat olabilir. Kısıtlı pazarlarda ihracat şansının doğabileceği ifade ediliyor. Yine de bu yıl gıda sektöründe malların hareketinin zor olacağı düşünülüyor.
Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, koronavirüsün yarattığı iyi ve kötü senaryoları masaya yatırdıklarını ve sektör olarak yıllık bir planlama yerine aylık plana döndüklerini söylüyor. Şu anda bir stok sorunu yaşamadıklarını aktaran Kopuz, fakat bir ay sonra ne olacağını henüz öngöremediklerini kaydediyor.
LOJİSTİK
GÖZLER TAMPON BÖLGEDE
Çin'de ortaya çıkan ve hızlı bir şekilde diğer ülkelere yayılan koronavirüs taşımacılık sektörünü de etkiledi. Virüs nedeniyle Çin ile ticaret yapan yabancı firmaların ve özellikle havayolu firmalarının satışlarında düşüş yaşandı. THY'nin de aralarında bulunduğu 70'den fazla havayolu şirketi Çin'e olan uçuşlarını askıya aldı.
Bu gelişmeler hem küresel tedarik zincirinde hem de dış ticaret ile paralel şekilde hareket eden lojistik sektöründe kayıpları beraberinde getirdi. Düşüş sadece havayolu ile sınırlı kalmayıp tüm taşımacılık modlarında kayıplar yarattı. Yaşanan koronavirüsü salgını hava, kara ve deniz yollarındaki sevkiyatları ciddi ölçüde etkiledi.
Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi'nin (BIMCO) yaptığı değerlendirmeye göre, Çin'de ihracat kapasitesi şimdiye kadar 1,7 milyon TEU düştü. Sefere çıkan gemilerin çoğu tam kapasitesinin altında varış noktasına ulaşıyor. Bu durum taşımacılar için maliyet artışı ve daha az kazanç anlamına geliyor. Denizde yaşanan sorun kara taşımalarında da yaşanıyor. Türkiye'nin en önemli ihracat pazarlarından olan
İran ve Irak ile sınırlar kapatıldı. Sektör temsilcileri bu ülkelerle olan dış ticaret taşımalarının devamı için alternatif kapı arayışına başladı. Ticaret Bakanlığı, sınırı geçmeden mal teslimatı yapılmasını sağlayacak 'tampon bölge' oluşturulması için harekete geçti.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) iki hafta önce kriz masası kurdu. Tüm TIR'ları ve şoförleri yakından takibe alan dernek, tüm sınır kapılarına dezenfektanlar ve önlem listeleri gönderdi.
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, koronavirüs kontrol altına alınamazsa başta otomotiv ve elektronik firmaları olmak üzere tedariklerini Çin üzerinden sağlayan bütün firmalar için ciddi sorunlar ortaya çıkacağını kaydediyor. Ancak bu noktada Türkiye için bir fırsat doğabileceğini de aktarıyor.
Eldener, "Bu korkulu gelişmelerin ve senaryoların diğer yüzünde ise ülkemiz açısından farklı bir gelişme yaşanıyor. ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı, Brexit ve farklı coğrafyalarda yaşanan siyasi ve askeri gerginliklerden bunalan küresel tedarik zincirlerinin yönünü ülkemize çevirdiklerini de gözlemleyebiliyoruz. Son gelişmeler Türkiye'nin üretim gücü ve jeopolitik durumundan güç alan lojistik potansiyelini de tekrar hatırlattı" diyor.
İLAÇ
HAMMADDE SORUNU BAŞLADI
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, pek çok sektörü olduğu gibi ilaç endüstrisini de etkilemeye başladı. Temel hammadde sağlayıcılarından olan Çin'deki üretim ve lojistik sekteye uğramış durumda. Bir diğer önemli tedarikçi olan Hindistan ise iç talebi karşılamak için bazı etkin ve yardımcı maddelerin ihracatına kısıtlama getirdi.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, bu ülkelerin etkin madde yanında ara ürün ve başlangıç materyalleri açısından da ana tedarikçiler olduğunu belirtiyor. Tokgöz, tedarikçi diğer ülkelerin de hızla salgının etkisi altına girdiğine dikkat çekiyor.
İlaç firmalarının şu anda mevcut stoklarıyla kesintiye uğratmaksızın üretimlerine devam ettiklerini söyleyen Tokgöz, "Ancak uzun vadede durum düzelmezse bazı ürünlerin tedarikinde sıkıntı yaşanabilir" diyor. Tokgöz, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile iletişim halinde bu durumun devam etme olasılığına karşı alternatif planlar üzerinde çalıştıklarını sözlerine ekliyor.
E-TİCARET
TALEP ARTTI
Koronavirüs pek çok sektörde durgunluğa neden olurken e-ticaret sektörünü ise hareketlendirdi. Aslında Türkiye'ye yurtdışından gelen paket sayılarında çok büyük bir düşüş oldu. Özellikle Çin'den gelen paketlerde bu yüzde 90 oranlarına ulaştı. Ancak bu arada yerli e-ticaret platformları cirosal anlamda sektörüne bağlı olarak yüzde 15-30 arasında büyüme sağladı.
Türkiye'de açıklanan ilk vakanın ardından yaşanan panikle satışlardaki artış yüzde 50'ye kadar ulaştı. Elektronik Ticaret İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi, "Kişisel bakım, kozmetik, hızlı tüketim malzemeleri ve medikal kategorilerinin satış adedi hacmi Türkiye'de internette günlük 500 bin adet ürün iken, virüs haberi sonrası bu rakam günlük 2 milyona kadar yaklaştı" diyor. MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Nabat Garaknova, evlere sipariş taşıyan platformların da işlerinin arttığını söylüyor.
FİYATLAR YÜKSELDİ
Yüksek talep bazı ürünlerde fahiş fiyat artışlarına neden oldu. Pazaryerleri bu gibi satıcılara karşı önlem alıyor. Kendi geliştirdikleri yazılımlarla fahiş fiyat artışı yapıldığı tespit edilen durumlarda satıcıların hesabı kapatılabiliyor. Şirketler, tedarikçilerle devamlı iletişimde kalarak, yeterli miktarda stok bulundurulmasını sağlıyor.
Evden çalışmanın ve evde kalmanın artmasıyla hızlı teslimat şirketlerine talebin arttığı görülüyor. Bir haftadır ciddi olarak çalıştıklarını ve bu süreci sağlıklı şekilde yönetebilmek için bir yönetim masası kurduklarını söyleyen Getir yetkilileri, bu kapsamda merkez depolarında temel gıdalar başta olmak üzere stok miktarlarını 2-3 katına çıkardıklarını söylüyor.
Getir, kapıda ödeme almadığı ve sadece online ödeme ile çalıştığı için kuryeler siparişlerini para alışverişi olmaksızın kısa zamanda teslim ediyor. Kullanıcılar da diledikleri takdirde önlem olarak uygulama içindeki notlar kısmına siparişlerinin kapılarına bırakılmasını yazabiliyor.
TELEKOM
ALTYAPI HAZIR
Koronovirüs salgını ile evden çalışma ya da evde daha fazla vakit geçirmeyle birlikte internet kullanımında da normalin üzerinde artış yaşanması bekleniyor. Şirketler bunun için hazırlıklarını yaptı ve buna uygun ürünlerini sunuyor.
TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, son 24 saatlik (11 Mart) küresel internet trafiğinin geçtiğimiz 60 günlük ortalamaya göre yüzde 61 arttığını kaydediyor. Ama bu bilgi çok kısa süreli olduğu için önümüzdeki süreçte takip edilecek. Arıak, bu noktada anlık kapasitenin aşılması haricinde bir sıkıntı olmasının beklenmediğini söylüyor.
Virüsün dünyadaki etkilerini uzun süredir takip ettiklerini söyleyen Türk Telekom CEO'su Ümit Önal, Türk Telekom olarak altyapı yatırımlarının hazır olduğunu belirtiyor. İnternet trafiğinin artışına yönelik gelebilecek ek yükleri karşılamak için gerekli donanımlara da sahip olduklarını da ifade ediyor.
Önal, "Uzaktan eğitim konusunda yapılacakları kamudaki yetkililerle görüşerek pek çok senaryo üzerinde çalışmıştık. Başta fiber altyapımız ve teknolojimizle her türlü desteği vermek için hazırız" diyor.
Turkcell de uzaktan çalışma için gerekli altyapılarının yanı sıra birçok uygulamanın hazır olduğunu belirtiyor. Fiber altyapının olmadığı yerde Turkcell'in sunduğu Superbox, 4,5G şebekesi üzerinden 375 Mbps'ye varan hızlarda hizmet veriyor.
EKONOMİ PROFESÖRLERİ NE DİYOR?
PROF DR. ÖNER GÜNÇAVDI / İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
“HİZMET VE PERAKENDE SEKTÖRÜ TEHLİKEDE”
“Türkiye’de ekonomi yönetiminin hızlı bir şekilde salgına karşı bir maliye politikası oluşturması gerekiyor. Çünkü diğer ülkelerin merkez bankalarının tersine, TCMB’nin para politikası konusunda hareket alanı çok dar.
Bu tür kriz dönemlerinde biz esnaf borçlarının ertelenmesi, yeni kredi kaynakları gibi önlemler açıklandığını görürdük. Ancak bugüne kadar bu konuda bir açıklama yok. 2019 son çeyrek büyümesinde de büyük etkisi olan hizmet ve perakende sektörleri tehlikede. Çin’den ithalat konusunda ise kısa vadede bir sorun olacağını düşünmüyorum.”
PROF. DR. KAYA ARDIÇ / PİRİ REİS ÜNİVERSİTESİ
“TURİZMDE CİDDİ DURAKLAMA OLABİLİR”
“Türkiye ekonomisi zaten gelişmekte olan ülkeler içerisinde en kırılgan ekonomi konumunda. Virüs salgını ile birlikte ekonomimizdeki kırılganlık daha belirgin hale gelebilir. Özellikle gelirler anlamında çok bel bağladığımız turizm sektöründe ciddi bir duraklama olabilir.
Rusya’da Ruble’nin değer kaybetmesi ve Almanya’daki koronavirüs vakaları nedeniyle turizmdeki en büyük iki pazarımız tehlikede. Öte yandan Türkiye ürettiği sanayi ürünlerinin yaklaşık yüzde 70’ini ithal girdiyle yapıyor. Çin’den uzanan tedarik zincirinin bozulması, sanayi üretimi açısından büyük risk.”
PROF. DR. SİNAN ALÇIN / İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ
“SALGIN FİNANS SİSTEMİNE SIÇRAYABİLİR”
“Şu an küresel piyasalarda yaşanan şoku 2008 kriziyle karşılaştırmak doğru değil. Burada finans temelli bir kriz yok. Koronavirüs nedeniyle geçici ama çok yaygın bir panik havası var. Çünkü salgın tehlikesi doğrudan lojistik hatlarını ve üretim sahalarını vuruyor. G-20 ülkelerinin bir an önce ortak bir koordinasyon ağı ve steril bir lojistik hattı kurması gerekiyor.
Merkez bankalarının parasal genişlemeye dönük adımları ise aslında ateşe odunla gitmek demek. Zaten borçlu olan özel sektörün yeniden bir borç sarmalına itilmesi, salgının finans sistemine de yayılmasına neden olabilir.”
SURURİ ÇORABATIR / TÜROFED BAŞKANI
“EN HIZLI TURİZM VE TÜRKİYE TOPARLANIR”
“Avrupa bu süreci yönetemedi. Ülke olarak bundan muhakkak etkileneceğiz ama en az hasarla. 2020’ye çift haneli büyümelerle başlamıştık. 2019’daki rakamları yakalayacağımızı tahmin ediyorum.
Çünkü tıp dünyasına göre sıcaklıkların artmasıyla virüsün yayılma hızı azalacak. İnsanların morallerinin yerine gelmesiyle birlikte en hızlı toparlanacak sektör turizm ve ilk olumlu etkilenecek ülke Türkiye olacak. Sektöre ilişkin talep ettiğimiz desteklerin verilmesi, sektörün içinden gelen bir sağlık ve turizm bakanının olması bir avantaj.”
ALPER ÖZEL / ULUSLARARASI NAKLİYECİLER DER. (UND) İCRA KB.
“MALİYETLER SÜREKLİ ARTIYOR”
“Koronavirüs nedeniyle İran ve Irak sınırlarımızın kapatılması, lojistik sektörü açısından pek çok sorun yarattı. İran hem karşılıklı ticarette hem de Orta Asya’ya transit taşımalarda çok önemli bir pazarımız. Yılda yaklaşık 100 bin taşıma yaptığımız bir ülke. Bu taşımalar birdenbire durdu. Sınırın kapanmasıyla yaklaşık bin şoförümüz İran’da mahsur kaldı.
Son haftalarda üçüncü ülkeler üzerinden şoförlerimizi geri getirmeye başladık. Ama hala yaklaşık 400 şoförümüz ve TIR’ımız İran’da. Irak’a taşımalarımız ise yıllık yaklaşık 500 bin gibi çok büyük bir rakam. Orada da ticaret için bir tampon bölge kurulması gündeme geldi ancak bu yöntem henüz hayata geçirilemedi. Bu iki ülkeye toplamda 10 milyar dolardan fazla ihracatımız bulunuyor.
Transit seferlerde İran’a alternatif olarak Gürcistan’ı kullanmaya başladık ama orada da ciddi bir yığılma oluştu. Batıya baktığımızda ise Avrupa ülkelerine ihracatta tamamen karantinaya alınan İtalya’daki Trieste Limanı’nı kullanmaya devam ediyoruz. Fakat diğer Avrupa ülkeleri İtalya üzerinden gelen tüm ürünleri sağlık denetiminden geçiriyor. Bu nedenle işlemler ve maliyet sürekli artıyor.”
GALİP AYKAÇ / GIDA PERAKENDECİLERİ DERNEĞİ (GPD) YKB.
“ÖNLEMLERİMİZİ ALDIK”
“Virüsün Çin’de ilk tespiti, ardından diğer ülkelerde görülmesi ve vaka sayılarının artmasıyla, diğer ülkelerde yaşanan sıkıntılar göz önünde bulundurularak, ülkemizde de bir vaka ile karşılaşılması olasılığına dair önlemlerimizi almıştık.
Bu gibi dönemlerde özellikle temel ihtiyaç maddelerine talebin hızlıca arttığı eğilimini göz önünde bulundurarak önceden bazı ürünlerde stoklarımızı bir miktar artırma yoluna gittik. Aldığımız bu ve benzeri önlemler, üreticilerimizle bir koordinasyon içerisinde yapılıyor. Bu sayede tüketicimizi hiçbir şekilde zor durumda bırakmayacağız.”
ARZU ASLAN KESİMER / TAT - DÜZEY PAZARLAMA CEO’SU
“EV DIŞI TÜKETİM AZALACAK”
“Gıdada insanlar kıtlık olacak düşüncesiyle alışveriş yapıyor. Sonrasında stoktan harcayacakları için toplamda tüketimin çok artacağı düşünülmüyor. Koronanın asıl ev dışı tüketimi etkilemesi bekleniyor. Tüketimin daha çok eve kayacağı öngörülüyor.
Dışarıda tüketimin azalmasına bağlı olarak biz üreticilerin de büyük boy ambalajlardan ev tipi küçük boylara üretimi kaydırmamız gerekecek. Bu gibi tedbirleri konuşuyoruz. Korona ile birlikte sektör açısında olumlu bazı gelişmeler de bekleniyor. Sağlık koşulları ve hijyen nedeniyle insanların çiğ süt ve merdiven altı üretimden uzaklaşacakları düşünülüyor.”
ÖGET KANTARCI / GİTTİGİDİYOR GM, EBAY MENA BÖLGE DİR. VE TOBB E-TİCARET MECLİSİ BAŞKANI
“BELİRLİ KATEGORİLERDEKİ SATIŞLAR KATLANDI”
“Evden çıkmaların azalması, AVM ve süpermarket gibi kalabalık alanların tercih edilmemesi söz konusu olduğunda e-ticarete yönelimin artmasını bekliyoruz. Ancak bu hareketliliğin güncel ihtiyaç listesindeki ürünlerin alımına yönelik olacağını düşünüyoruz. Özellikle hijyen ürünleri, paketli gıdalar gibi belirli kategoriler mevcut verilerimizin de doğruladığı şekilde öne çıkıyor.
Koronavirüs tehdidi ve alınan tedbirlerin de etkisiyle internet üzerinden yapılan alışverişlerde önemli bir hareketlilik gözlemliyoruz. GittiGidiyor’daki satışlarda da bir ivmelenme yaşıyoruz. Günlük ortalamamızın üç katına varan artış var. En çok satılan ürünler vitamin takviyeleri, hijyen ürünleri ve dezenfektanlar.
Antibakteriyel sabunlar ve ıslak mendiller, tuvalet kağıdı ve paketli gıda satışlarında da yükseliş söz konusu. Özellikle dezenfektanlar yok satıyor. Bakliyat ve sıvıyağların satışlarında ise 10 katı geçen artış yaşandı.”
ATALAY GÜMRAH / ECZACIBAŞI CEO’SU
“ALTERNATİF TEDARİKÇİLERE YÖNELİYORUZ”
“Biz işlerimizde etkilenmeyi minimuma indirecek tedbirleri aldık. Özellikle tedarik zinciri tarafı daha hassas. Bazı ürün hammaddelerinin azaldığını görüyoruz. Hammaddeye ulaşma zorluklarının olduğu işler oluyor.
Onları alternatif tedarikçilere kaydırma konusunda arkadaşlarımız birkaç haftadır çalışıyor. Öngördüklerinin yüzde 70-75’ini zaten alternatiflere çevirmişlerdi. Yüzde 25’ini nasıl çevirebiliriz diye bakıyorlar.”