DR.ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Ekonomideki gidişatı izlemekte kullandığımız temel öncü göstergelerden ikisinde, yılın son çeyrek döneminin ilk ayına ilişkin veriler geçen hafta belli oldu. Bu iki göstergeyi sanayi üretimi ile perakende satışlar oluşturuyor. Temel öncü göstergelere dayanarak üçüncü çeyrek dönemde ekonomide küçülme beklediğimizi daha önce bu sayfalarda yazmıştık. Geçen hafta açıklanan veriler ekonominin dördüncü çeyrek döneme de iyi girmediğini gösteriyor. Ekonomide dördüncü çeyrek dönemde de küçülme tehlikesi var gibi görünüyor. Bu tehlike gerçekleşmese ve bu dönemde ekonomide büyüme ortaya çıksa bile bu büyüme oldukça düşük olacağa benziyor.
SANAYİ ÜRETİMİ DURGUN
Önce ekonomik büyüme için en önemli öncü gösterge olan sanayi üretimine bakalım. Ekim ayında sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre sadece yüzde 0,2 artış gösterebildi. Aynı ayda takvim etkisinden arındırılmış yani işgünü sayısına göre düzeltilmiş sanayi üretimindeki yıllık artış yüzde 2 oldu. Ekim ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretiminde ise önceki aya göre yüzde 3,7 artış yaşandı.
Sanayi üretimi üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 düşmüştü. Zaten bu dönemde ekonomide küçülme beklememizin en önemli gerekçesini de bu oluşturuyor. Çünkü Türkiye’de sanayi üretimindeki değişim ile ekonominin genelindeki büyüme oranı arasında önemli bir paralellik söz konusu. Sanayi üretiminde üçüncü çeyrekte yaşanan düşüş temmuz ve eylül aylarındaki çöküşten kaynaklanmıştı. Darbe girişimine sahne olan temmuz ayındaki düşüş yüzde 8,4’ü bulmuş, eylül ayındaki düşüş ise yüzde 4,2 olmuştu. Bu iki ayda uzun bayram tatilleri de vardı.
Sanayi üretiminde ekim ayında yaşanan yıllık artışın bu kadar düşük kalmasında, bu ayda işgünü sayısının geçen yıldan daha az olmasının da etkisi var. Nitekim takvim etkisinden arındırılmış üretimdeki yıllık artış biraz daha yüksek. Ancak yüzde 2’lik bu artış da vasatın oldukça altında kalıyor. Bu da sanayide işlerin hala kötü gittiği anlamına geliyor.
Bu arada mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretiminde önceki aya göre yaşanan yüzde 3,7’lik artışın
yüksek olmakla birlikte önceki ayki düşüşü bile tam olarak telafi edemediğini belirtelim. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminde eylül ayında yüzde 3,7 düşüş vardı. Ekim ayındaki yükseliş sadece endeksi ağustos ayındaki seviyesine yaklaştırmaya yaradı.
İÇ TALEP HALA ZAYIF
Ekim ayında reel perakende satışlar geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,4 düşüş gösterdi. Aynı ayda takvim etkisinden arındırılmış reel perakende satışlar da geçen yıla göre yüzde 0,2 geriledi. Ekim ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış reel perakende satışlarda da önceki aya göre yüzde 0,8 düşüş yaşandı.
Reel perakende satışlar üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,8 düşmüştü. Bu da iç talebin tüketim ayağında büyük bir zayıflama olduğunun işaretiydi. Bu göstergede ekim ayı verileri, iç talebin son çeyreğe de çok zayıf girdiği sinyalini veriyor.
Ekonomideki gidişatı izlemekte kullandığımız diğer iki temel gösterge olan altın hariç reel ihracat ve ithalatta henüz elimizde dördüncü çeyrek döneme ilişkin veri yok. Ancak nominal ihracat ve ithalata ilişkin verilerden bu cenahta da bir toparlanma olmadığını tahmin ediyoruz. Nominal ithalattan iç talepte, nominal ihracattan ise dış talepte zayıflığa işaret eden sinyaller geliyor.
Kısacası, dördüncü çeyrek döneme ilişkin ilk öncü göstergeler ekonominin bu döneme de iyi giremediğini gösteriyor. Böyle giderse ekonomide dördüncü çeyrekte de küçülme veya çok düşük bir büyüme görebiliriz. Tabii daha sağlıklı bir tahmin yapabilmek için dördüncü çeyrek dönemin tamamına ilişkin verileri görmemiz gerekiyor.
Bu arada üçüncü çeyrek döneme ilişkin milli gelir verilerinin bu hafta açıklanacağını ve bu dönemde ekonomide yıllık bazda yüzde 1 dolayında küçülme beklediğimizi hatırlatalım.