Türkiye ekonomisi 2019'un ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 küçüldü.
DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Ekonomi geçen yılın son çeyreğinde de yıllık bazda yüzde 3 küçülmüştü. İktisatçılar genelde ekonominin üst üste iki çeyrek küçülmesini resesyon olarak tanımlıyor. Bu da şu anda ekonominin resesyonda olduğu anlamına geliyor.
Burada uzun süredir ekonomide 2019'un ilk çeyreğinde de küçülme yaşandığını tahmin ettiğimizi yazıyorduk. Çünkü açıklanan öncü göstergeler bu yönde sinyal veriyordu.
En son geçen hafta bu göstergelerin ayrıntılı bir analizini yapmış ve ilk çeyrekte ekonomide yüzde 2-3 arasında küçülme beklediğimizi yazmıştık. Gerçekleşme tam da beklediğimiz gibi oldu.
NEDEN KÜÇÜLDÜK?
Ülkemizde geçen yıl bahar aylarında başlayan ve hala tam olarak sona ermeyen gelişmeler nedeniyle iç talepte zayıflama yaşanıyor. Bu dönemde yükselişe geçen döviz kurları enflasyona yansıyarak halkın satın alma gücünü düşürdü ve mal ve hizmet alımlarında frene basmasına neden oldu.
Kurlardaki yükseliş döviz borçlusu şirketlerin vadesi gelen borçlarının TL cinsinden karşılıklarını şişirince onlar da yatırımlarını kıstı. Yatırımları kısarak durumu toparlayamayanlar işçi çıkarmaya başladı, bununla da toparlanamayanlar ise iflas bayrağını çekti.
Bu da işsizlikte tırmanışa yol açarak iç talepte tekrar bir zayıflama dalgası getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerinin ayrıntılarına baktığımızda bunların da büyük ölçüde beklediğimiz gibi gerçekleştiğini görüyoruz.
Bu verilere göre 2019'un ilk çeyreğinde iç talepteki düşüş devam etti. Bu dönemde hanehalkı tüketimi yüzde 4,7 geriledi ve büyümeden 3 puan götürdü. Aynı dönemde yatırım harcamaları da yüzde 13 düştü ve büyümeden 3,8 puan alıp gitti.
İlk çeyrekte iç talebin sadece kamu tüketimi ayağında artış yaşandı. 31 Mart'taki yerel seçimler nedeniyle hükümetin gaza basmasıyla ilk çeyrekte kamu tüketimi yüzde 7,2 arttı ve buradan büyümeye 1 puanlık katkı geldi.
Öte yandan mal ve hizmet ithalatındaki düşüş ilk çeyrekte biraz daha hızlanıp yüzde 28,8'i buldu ve büyümeye 7,3 puanı bulan büyük bir katkı yaptı. İthalat yurtdışında üretilen mal ve hizmetlere yapılan harcamaları ifade ettiği için yükseldiğinde büyümeyi negatif etkilerken düştüğünde ise pozitif etkide bulunuyor.
İlk çeyrekte mal ve hizmet ihracatı ise yüzde 9,5'lik artışla büyümeye 2,1 puanlık katkı yaptı. Buna karşılık stoklarda büyük bir erime yaşandı ve büyümeyi 6,3 puan aşağıya çekti.
GSYH verilerine üretim yönünden bakınca ise tarımdan yüzde 2,5'lik artışla 0,1 puanlık katkı geldiği görülüyor. Ancak sanayi yüzde 4,3'lük düşüşle 0,9 puan, inşaat yüzde 10,9'luk düşüşle 0,7 puan ve hizmetler sektörü de yüzde 1,5'lik düşüşle 1 puan götürmüş bulunuyor.
Maalesef ekonomide hala bir toparlanma eğilimi göremiyoruz. Bu nedenle ekonomideki küçülmenin ikinci çeyrekte de devam ettiğini tahmin ediyoruz.
YILLIK MI, ÇEYREKLİK Mİ?
2019'un ilk çeyreğinde ekonomi geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,6 küçülürken mevsimsel düzeltilmiş verilere göre önceki çeyrek döneme göre ise yüzde 1,3 büyüdü. Bazı yayın organları bunu ön plana çıkardığı için de bu verilerden hangisinin esas alınması gerektiği konusunda kafalar biraz karıştı.
Biz burada yıllık büyümeyi dikkate almayı tercih ediyoruz. Bunun bir nedeni TÜİK'in de öyle yapması. Bir başka ve daha önemli nedeni de Türkiye'deki mevsimsel düzeltmiş verilerin çok güvenilir olmaması ve daha çok revizyona uğraması.
Mesela 2018'in ikinci çeyreğine ilişkin veriler ilk açıklandığında bu dönemde mevsimsel düzeltilmiş olarak önceki çeyrek döneme göre yüzde 0,9 büyüme görülüyordu. Bu döneme ilişkin en son veriler ise yüzde 0,1 küçülmeye işaret ediyor. Bu ölçüde büyük revizyonlar Türkiye'deki mevsimsel düzeltilmiş verilere güven duymamızı engelliyor.