Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017’nin ilk çeyreğine ilişkin milli gelir verilerini geçen hafta açıkladı. Bu verilere göre ilk çeyrekte gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 büyüdü.
DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1,3 küçülen ekonomi bir resesyonun kıyısına gelmiş ama son çeyrekte yüzde 3,5 büyüyerek bu tehlikeyi atlatmıştı. İlk çeyrekte yüzde 5 büyüyünce bu tehlikeden iyice uzaklaşmış oldu.
NASIL BÜYÜDÜK?
TÜİK’in harcamalar yöntemiyle hesaplanan milli gelir verileri, ilk çeyrekteki büyümeye en büyük katkının ha-nehalkı tüketim harcamalarından yani özel tüketimden geldiğini gösteriyor. İlk çeyrekte özel tüketim yüzde 5,1 artış gösterdi. Özel tüketimin GSYH’deki payı yüzde 62’yi bulduğu için de buradan büyümeye 3,1 puanlık katkı geldi.
İlk çeyrekteki büyümeye ikinci büyük katkıyı mal ve hizmet ihracatı yaptı. Uzun süredir durgun olan mal ve hizmet ihracatı ilk çeyrekte yüzde 10,6 arttı. Bu da ekonomideki büyümeye 2,4 puanlık katkıda bulundu.
Büyümeye üçüncü büyük katkı kamu tüketiminden geldi. Bu dönemde kamu tüketimi yüzde 9,4 arttı. Bunun büyümeye katkısı ise 1,3 puan oldu.
İlk çeyrekte büyümeye yatırım harcamaları da katkıda bulundu. Bu dönemde yatırım harcamaları yüzde 2,2 arttı. Bu da büyümeye 0,6 puanlık katkı yaptı.
Mal ve hizmet ithalatı ve stoklardaki değişim ise ilk çeyrekte büyümeyi olumsuz etkiledi. Mal ve hizmet ithalatındaki yüzde 0,8’lik artış büyümeden 0,2 puan götürdü. Stoklardaki erime ise ekonomik büyümeden 2,3 puan çaldı.
TÜİK’in üretim yöntemiyle hesapladığı milli gelir verileri ise ilk çeyrekte büyümeye en büyük katkının 3,5 puanla hizmetler sektöründen geldiğini gösteriyor. Bu dönemde büyümeye sanayi 1,1 puan, inşaat 0,3 puan ve tarım ise 0,1 puan katkı yapmış bulunuyor.
NEDEN YANILDIK?
Bizim ilk çeyrekteki büyümeye ilişkin tahminimiz yüzde 2,5 dolayında çıkacağı yönündeydi. Ekonomik kamuoyundaki tahminler ise yüzde 3,5 dolayındaydı. Gerçekleşme bizim tahminimizi ikiye katlarken kamuoyundaki tahminleri de epey aştı.
Bizim tahminimizin yanlış çıkmasının nedeni özel tüketimdeki durumu doğru tespit edememiz oldu. İlk çeyrekteki büyümeye ilişkin olarak üç hafta önce yaptığımız değerlendirmede, dış talepten, kamu harcamalarından ve inşaata dayalı olarak da yatırımlardan büyümeye katkı gelebileceğini öngörmüştük (bkz. İlk çeyrekte büyüme kaç çıkar?, Ekonomist, Sayı 2017/22, 28 Mayıs 2017). Ancak aynı yazıda özel tüketimde ciddi bir zayıflama olduğunu düşündüğümüzü de yazmıştık.
Çünkü bizim takip ettiğimiz tüketime ilişkin öncü göstergeler bu yönde sinyal veriyordu. Fakat bu göstergeler daha çok dayanıklı tüketim malı harcamalarına dayanıyor. Esasında dayanıklı tüketim malı harcamaları gerçekten de zayıfladı. Hatta yarı dayanıklı tüketim malı harcamaları da düştü. Fakat bu kez dayanıksız tüketim malı harcamaları sıçradı. Hizmet harcamaları da artmaya devam edince, özel tüketim ilk çeyrekte de büyümeyi sırtlamaya devam etti.
İlk çeyrekte ekonomi öyle ya da böyle büyüdü ama bu büyüme işsizliğin sabit kalması için gerekli eşiğin (yüzde 5,5-6 arası) bile altında kaldı. Nitekim ilk çeyrekte işsizlik oranı geçen yılki seviyesini 1,7 puan aştı ve yüzde 12,6’yı buldu. Dayanıksız tüketim malı harcamalarına, inşaat yatırımlarına ve kamu harcamalarına dayalı bu büyümenin sürekliliği konusunda kuşkuları da var. Bu kuşkular çok haksız da sayılmaz.