SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Türkiye'nin ilk özel yem fabrikası olarak 1969 yılında Denizli'de kurulan ve bugün Türkiye'nin en büyük 53'üncü şirketi olan Abalıoğlu Yem, yeniden yapılanmaya gitti. Mart ayı itibariyle Abalıoğlu Yem bünyesindeki tarım, hayvancılık, beyaz et ve balık işleri şirketlere ayrıldı.
Abalıoğlu Ailesi, şimdi bu şirketleri Abalıoğlu Grubu çatısı altında toplamaya hazırlanıyor. Geçen yılı 2,3 milyar TL ciro ile kapatan grubun bu yılki hedefi ise 3 milyar TL ciroya ulaşmak. Abalıoğlu Yem'in sadece yem üreten kısmı Abalıoğlu Tarımsal Üretim'e dönüştü.
Bu şirketin kaptanlığını ise grupta 30 yıldır üst düzey görevlerde bulunan Ulaş Semerci üstlendi. Semerci, gruptaki kurumsal dönüşümü ve gelecek hedeflerini anlattı.
Türkiye'nin 500 büyük şirketi içinde 53'üncü sırada yer aldınız. Bu yıl nasıl bir hedefle ilerliyorsunuz?
Biz geçen yıl 2,3 milyar TL ciro ile 53'üncü sırada yer aldık. 2017 yılı bizim için kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık verdiğimiz bir yıl oldu. Ana işlerimizi şirketlere ayırdık. Şirketin çalışan sayısı 4 bine ulaştı ve farklı kesimlere hitap eden iş kollarını ayırmak gerektiğini düşündük. Bizim yaptığımız işler besi, yem, beyaz et, yumurta gibi işler. Hepsi birbirinden farklı. Bu farkları aynı kazanda yoğurmak uygun olmazdı. Performansları görebilmek için her birini yalınlaştırmak gerekiyordu. Biz de öyle yaptık.
Nasıl bir kurumsal dönüşüm oldu?
Abalıoğlu Yem'i dört şirkete ayırdık. Başında bulunduğum yem grubunu Abalıoğlu Tarımsal Üretim'in bünyesinde topladık. Denizli, Çanakkale, Ankara, Mersin, Samsun, Manisa, İzmir, Konya ve Burdur'da yıllık 2,5 milyon ton üretim yapıyoruz. Lezita Beyaz Et şirketimizde piliç ve yumurta üretimi var. Abalıoğlu Hayvansal Üretim bünyesinde 3 bin baş besi hayvanı bulunuyor. Lezita Su Ürünleri bünyesinde yıllık 18 bin ton çipura, levrek ve alabalık üreten bir tesisimiz var. Bunların ortaklık yapısı değişmedi. Yine ailenin dört üyesinin ortak olduğu bu şirketleri Abalıoğlu Grubu altında toplayacağız.
Kurumsallaşma sürecinin ardından yatırım konusunda yeni bir gündeminiz var mı?
Rafta duran iki yem fabrikası yatırımımız var. Biri Erzurum'da diğeri ise Trakya'da olacak. Hayvancılıkta 3 bin başı 9 bine çıkarma hedefi var. Balıkta da kapasite artışına gitme niyeti bulunuyor.
Yem fabrikalarında yatırım planı ne aşamada?
Altyapı çalışmalarını belli bir noktaya getirmiştik ama o zaman dolar kuru tahmini 3,5 TL idi. Geçen süreçte çok hızlı bir yükseliş oldu ve biraz öngörülebilir noktaya gelmesini bek-lemek istedik. İki yem fabrikamız için 20 milyon dolarlık yatırım yapacağız. 2018 ikinci yarı bütçelerimiz ilk yarıdaki gibi olursa, 2019'un ilk çeyreğinde yatırımlara başlayacağız. Erzurum'da Ovit Tüneli'nin açılmasıyla yatırımımız hızlanacak. Trakya'da ise Muratlı OSB'de yerimizi aldık. 50 dekarlık alanda kurulacak fabrikamızda günlük bin ton kanatlı ve büyükbaş yem üreteceğiz.
Dövizdeki yükselişin yatırım planlarınıza etkisi nasıl olacak?
Bu artış sürerse şirketlerin bilançolarında çok fazla kâr yazacaklarını düşünmüyorum. Türkiye'nin birçok sektöründe girdiler dövizle alınıyor. Bu kur farkını karşılamak adına kârlar eriyecek. Dolayısıyla yatırımların ötelendiği bir süreç bekliyorum. Fakat dediğim gibi bizim yatırım planlarımız biraz ötelenmekle birlikte devam edecek.
Yemde yerli üretime ihtiyaç olduğu ortada. Türkiye'nin yem ithalatında geldiği nokta nedir?
23 milyon ton yem üretiliyor. Üstelik bunun 12 milyon tonunu ithal edip belli süreçlerden geçirip satıyorsunuz. Tabii artık güçlü bir Başkanlık Hükümet Sistemi var. Eskiden hükümetler reformdan korkardı. Ama artık ciddi bir toprak reformuna ihtiyaç var. Boş ve atıl arazi varlığı çok fazla. Birçok yerde aileden kardeşlere arazi kalmış, araziler küçülmüş ve işlemeye değmeyecek boyutlara gelmiş durumda. Bu arazileri üretime katamadığınız için dışarıdan ürün ithal etmek zorunda kalıyorsunuz. Bunun için toprak reformuna ihtiyaç var. Meraların ıslahı çok önemli. Bunları yapmadığımız sürece üretimi artırmamız mümkün değil.
Yurtdışında Mısır'da bir girişiminiz vardı. Yurtdışı yatırımda son durum nedir?
Yurtdışında Mısır ve Rusya'da girişimimiz oldu fakat hep şansızlık yaşadık. Mısır'da tam arazi alacaktık, girişimde bulunduk, ülkeye döndüğümüzde Mısır karıştı. Sonra 'Rusya'da bir şeyler yapar mıyız' diye gittik uçak krizi oldu. Bizim hep bir yurtdışı projemiz var ve buradaki beklentimiz de yerli ortakla ilerlemek. O bize şirket kültürü bakımından da katkıda bulunsun istiyoruz. Yeni dönemde hedeflerimiz içerisinde Rusya ve Ukrayna var. Bu pazarlarda yer almak üzere incelemelerimiz sürüyor.
"SÜT İŞİNE GİREBİLİRİZ"
"Önümüzdeki süreçte süt işinde de olabiliriz. Konjonktür bizi zorlarsa bu işe de gireriz. Bildiğiniz gibi bizim iş paydaşlarımız sütçüler. Fakat onlar sıkıntıya girsin istemiyoruz. Orada bizim üreticilerimiz sıkıntı yaşarsa yani fiyatlar çok düşerse fazla sütü alıp süt tozu yapabiliriz. Piyasayı regüle etme fonksiyonu olduğunu düşündüğümüz için süt tozu işine girebiliriz. Eğer olursa Bu da 12 milyon Euro'luk bir yatırım olacak."