TALİP YILMAZ
tyilmaz@ekonomist. com. tr
Bazı uzmanlar bu yıl içinde 3,60'ların da görülebileceğini söylüyor. Ancak Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısında alınan kararlar, FED'den gelebilecek yeni açıklamalar, dolar kurunun bu yılın sonunda 3,203,30 bandına oturmasını sağlayabilir.
FED'in aralık ayı toplantısında faiz artırımı kesin gibi. Asıl konu, yeni ABD Başkanı Trump'ın ekonomiyi büyütmeye yönelik politikalarıyla FED'in 2017'de atacağı faiz adımları olacak.ABD doları el yakmaya devam ediyor. Global piyasalarda dolar güçlenmeyi sürdürüyor.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
Dolar endeksi 100,50 puanı görmesiyle son 13 yılın en yüksek seviyesini test etmiş oldu. Dolar endeksindeki yükseliş, gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Hemen hemen tüm gelişmekte olan ülke para birimleri, dolar karşısında değer kaybediyor.
Özellikle TL, Rus Rublesi ve Güney Afrika Randı’nın daha fazla değer kaybettiğini izliyoruz. Gelişmekte olan ülke piyasalarındaki görünüm ve güçlenen doların yanında içerde siyasi faktörler, Türkiye için güçlü bir argüman olan AB’ye üyelik konusunda yaşanan tartışmalar, dolar/TL’de yeni rekorları beraberinde getiriyor.
KURUL TOPLANDI
Merkez Bankası’nın faizde artırıma gitmeyeceğine yönelik beklentiler de buna eklenince 3,10, 3,20 3,30, 3,40 derken, yeni rekorların gündeme gelip gelmeyeceği tartışılıyor. Dolar kuru cuma gününü 3,38’den kapattı.
Cuma günü Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında alınan kararların kur üzerindeki etkisini bu hafta daha net göreceğiz. Dört saat süren EKK toplantısı sonrasında “Ekonomimizin direncini artıracak reformlar hızlandırılacak.
Reel sektörün desteklenmesine yönelik adımlar devam edecek. Merkez Bankası fiyat istikrarı için tedbirler alacak” denildi. Ancak global piyasalarda doların güçlenme eğilimi sürüyor. Bu nedenle TL’deki toparlanma uzun soluklu olmayabilir. Bu durumda belli destek noktalarından tepki alımları da gündeme gelebilir.
Sonuçta aracımıza koyacağımız benzinden kiramıza, çocuk bakıcılarına ödediğimiz ücretlerden üretim maliyetlerine kadar hayatın her alanında ekonomiyi etkileyen dolardaki artış günlük hayatta en çok konuşulan başlık haline geldi.
Peki, neler oluyor? Bu yükseliş daha ne kadar devam edecek? Yatırımcı ne yapmalı? Paranın uzmanları ile bu sorulara yanıt aradık. Bunun yanında son 10 yılda dolardaki tarihi yükselişleri analiz ettik.
YÜKSELİŞ ARTIK SINIRLI
Öncelikle şunu söyleyelim. Konuştuğumuz uzmanlar, dolar/TL’de yaşanan yükselişin bir bölümünü spekülatif buluyor. Evet, dünyada dolar değer kazanıyor. Ancak Türkiye dolar karşısında parası en çok değer kaybeden ülkeler sınıfında bulunuyor.
15 Temmuz darbe girişimi sürecinde yaşanan döviz satışları gibi satışların son yükseliş hareketinde olmadığını gözlemledik. Yatırımcı bugün ‘kur biraz daha yükselir mi’ diye düşünüyor ve beklemeyi tercih ediyor. Sığ piyasada arz da olmayınca kur yukarı hareket ediyor.
Bu nedenle, haberimizin tablolarında da göreceğiniz üzere, dolar/TL yıl sonuna kadar 3,45’leri deneyebilir. Hatta bazı analizlerde, TL’nin reel olarak test ettiği dip seviyeler dikkate alındığında, 3,60 seviyelerine işaret ediliyor. Ancak buranın daha aşağılarında bir yerlerde, ağırlıklı olarak da 3,20-3,30 aralığında bir yerlerde denge seviyelerinin olabileceği yorumları yapılıyor.
DENGE NEREDE?
HSBC Stratejistleri, ABD'de yeni başkan seçilen Donald Trump'ın gelişmekte olan ülke para birimleri için yeni zorluklar yaratacağını belirtiyor. Küresel ve yerel siyasi risk primlerinin daha kalıcı hale geldiğini anlatan HSBC’nin analizi şöyle: “TL’de piyasa hareketleri artan siyasi gerilimleri yansıtıyor.
Piyasalar, cari açıkta yeniden artış eğilimi, özel sektörün büyük döviz ihtiyacı ve Merkez Bankası'nın politika duruşu ile elindeki cephanesine daha fazla önem vermeye başladı.
Dolayısıyla, TL tutmanın, daha çok carry trade amacıyla, doğru strateji olduğuna artık inanmıyoruz. 2016 ve 2017 yıl sonları için daha önce sırasıyla 2,95 ve 2,85 olan dolar/TL kuru tahminimiz yeni durumda 3,25 ve 3,60 seviyesinde.”
MB NE YAPMIŞTI?
Burada kura Merkez Bankası’nın müdahale edip etmeyeceği de önemli. Geçmiş yıllarda döviz satım ihalelerinin yapıldığını görüyoruz. Hatta gerektiğinde sert faiz artırımları ile kura müdahaleler oldu. 2010’dan sonra birkaç kez bunu gördük. Yani “gevşek para politikası duruşu = TL’de değer kaybı = yükselen enflasyon = para politikasında zorunlu sıkılaştırma” denklemi çalıştı.
Bu dönemde uzmanlar döviz satım ihalelerinin olabileceğini söylüyor. Ancak siyasi iradenin faiz artırımı konusundaki tercihleri nedeniyle bir faiz artışı konusuna şüpheyle bakılması, kuru yukarı taşıyan önemli bir unsur. Fakat dünyada gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının faiz artırma eğilimine girmeye başladığını da hatırlatmak gerekiyor. Meksika, politika faizini yüzde 4,75’ten yüzde 5,25’e çıkardı.
TRUMP ATEŞLEDİ
Bu konuya değindikten sonra önce kurun neden buralara geldiğine bakalım. Doların özellikle ABD seçimleri sonrası Trump’ın başkan olmasıyla birlikte değer kazanımının hızlandığını görüyoruz.
Dolar, Trump’un ekonomiyle ilgili söylemleri sonrasında FED’in daha hızlı faiz artışı gerçekleştirebileceğine yönelik beklentiyle, hem gelişen hem de gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazanıyor.
FED Başkanı Janet Yellen’in aralık ayında bir faiz artışı olabileceğine yönelik mesajları da doları yükseltiyor. Bunun yanı sıra özellikle FED’in 2017 yılında hızlı bir faiz artışı yapacağına yönelik beklentiler de dikkat çekiyor.
FED’den gelecek açıklamaların ABD Doları’nın küresel bazdaki güçlenmesini etkileyeceği vurgusunu yapan Integral Menkul Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, “Yine Trump’ın açıklamaları da yakından izlenecek. İçerde ise TCMB’nin eylemleri, siyasiarenadaki tansiyon ve Musul gelişmeleri etkili olacak. Elbette Fitch’den gelebilecek açıklamaları da unutmamak gerekir” diyor
Yurtiçinde ise anayasa tartışmaları ve erken seçim beklentileriyle politik risk sürecinin bir miktar yükselmesi de piyasaların takibinde oldu. TCMB kanadından bir hamle gelmeyeceği beklentisi de dolardaki yükselişi besledi. Sonuç olarak, bütün bu faktörler, dolar kurunda yaşanan yükselişte etkili oldu.
MB FAİZ ARTIRIR MI?
Bundan sonraki süreçte kuru etkileyecek gelişmelere bakıldığında, ABD’deki gelişmeler ve içerde Merkez Bankası’nın hamleleri yakından takip edilecek. Perşembe günü MB PPK toplantısı var.
Ata Portföy Stratejisti Batuhan Özşahin’e göre, Trump’ın genişleyici politikalar uygulayacağı ama bunların sonuçlarının zaman alacağı görüşüyle dolar endeksinde 100’ün altına sarkma olursa, TL’deki baskı aza-labilir.
Merkez Bankası’nın ise kura müdahalede bulunmasını beklemeyen Özşahin, “Ancak Reel Efektif Kur’da-ki gelişmeleri yakından takip edip en son silah olarak gerekli olursa faiz artırımını kullanabileceğini düşünüyoruz. TL’deki değer kaybının geçişken-likle 2017 enflasyon görünümünü bozacağını düşünürse, MB böyle bir proaktif adım atabilir” diyor.
Türkiye cephesindeki risklere dikkat çeken IKON Menkul Değerler Genel Müdürü Engin Kuru, siyasi tartışmaların yanında AB ile ilişkilerde söylemlerin sertleşmesi ve restleşmeye varan ifadelere vurgu yapıyor. Kuru’ya göre, bu durum da TL üzerinde baskı oluşturuyor.
Çünkü ticaret ortaklarımızın çoğu Avrupa Birliği ülkelerinden. Bu durumun devam etmesi ülkeyi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca TCMB’nin faiz politikalarına da değinen Engin Kuru, “MB’nin politikaları ilerleyen dönemde iyiden iyiye sorgulanmaya başlayabilir. Amerikan 10 yıllık faizlerinin bu sertlikte arttığı şartlarda, TCMB’nin sıkı duruşunu marjinal olarak değiştirmesi TL’de kayıpları arttırır” diyor.
NELER ETKİLİYOR?
Döviz kuru için temel risklerin ağırlıklı olarak yurtdışı kaynaklı olduğu yorumunu yapan ALB Forex Genel Müdürü Cihan Aluç’a göre, ABD seçimleri sonrası mali politikaların devreye alınacağının duyurulması ile birlikte enflasyon beklentilerinde oluşan artış, FED’in faizleri 2017 yılında seri bir şekilde artırmasına neden olabilir.
Küresel faizlerde yaşanan yükseliş, özel sektörün yabancı para cinsi yükümlerinin fonlama maliyetini yükseltirken borç döndürme imkanlarını da kısıtlayabilir. Aluç, “Merkez Bankası’nın sadeleştirme politikasının geleceğine dönük takınacağı tutum da döviz kurunu etkileyecek faktörlerden bir diğeri olacaktır” diyor.
Öncelikle Merkez Bankası’nın ne yapacağı merak edilmekle birlikte iç tarafta tansiyonu düşürebilecek gelişmelerin de olabileceği uzmanlarca ifade ediliyor. Ahlatcı Yatırım (AHL Forex) Genel Müdürü Tuncay Karahan, konuyla ilgili olarak, “Yurtiçinde herhangi bir referandum beklentisinin siyasal bir konsensüs ile sonuçlanması, AB ile
görüşmelerin tekrar bir takvim içerisinde devam etmesi ve Suriye, Irak sınır ötesi operasyonların bizim beklentilerimizi karşılayacak şekilde sonuçlanması kuru olumlu etkiler” değerlendirmesinde bulunuyor.
FED NE YAPAR?
FED, olumlu veri akışının da etkisiyle, ABD seçimleri öncesinde dahi aralık ayında bir faiz artırımının işaretini vermişti. Seçim sonrası Trump’ın ABD’de altyapı yatırımlarına ağırlık verileceği yönündeki demecinin piyasalar tarafından ekonominin hızlı bir ısınmaya gidebileceği şeklinde okunması, 2017’ye dönük şahin bir FED fi-yatlamasını beraberinde getiriyor.
Ekspres Yatırım Genel Müdürü Doğan Murat Ergin, bu şahin fiyatla-manın, küresel tahvil faizlerinde yaşanan yükselişle açıkça görüldüğünü söylüyor. Ergin, “FED’in aralık ayında tek faiz artırımına gideceği yönündeki görüşümüzü, 2016 yılı mart ayından bu yana sürdürüyoruz” hatırlatmasını yapıyor.
FED’in karar verirken ekonominin gereklerine göre hareket edeceğini söyleyen Ergin, “Aralık ayında 25 baz puanlık faiz artırımı neredeyse kesin gibi. Önemli olan 2017 yılındaki faiz artırım sıklığı ile yapılacak açıklamalar” diyor.