Tüm dünyada hızla büyüyen spor turizminden aldığı payı artırmayı hedefleyen Türkiye, önemli organizasyonlara imza atıyor. Büyük kitlelere ulaşan spor organizasyonları için markalar da sponsorluk yarışına giriyor. Bugün dünya üzerindeki insanların yüzde 70'i sporla ilgileniyor.
Yüzde 24'ü ise yılda en az bir kez spor müsabakalarına gidiyor. Spor turizmi ise spor endüstrisinin en önemli ayağını oluşturuyor. Futboldan tenise, bisikletten golfe kadar çok geniş bir alanda değerlendirilen küresel spor turizminin son dört yılda yüzde 41'lik bir büyüme oranıyla yaklaşık 5,7 trilyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor.
Türkiye de spor turizminden aldığı payı artırmak hedefiyle önemli spor organizasyonlarına imza atıyor. Bosphorus Cup da onların başında geliyor.
2001'den bu yana yerli ve yabancı 25 bin yelkenciyi buluşturan etkinliğin katılımcılarının yarısını yabancılar oluşturuyor.
Yıllar içinde İstanbul'un dünyaya tanıtımında önemli bir yer edinen organizasyonun bu yıl 22'ncisinin 21-24 Eylül tarihlerinde düzenleneceğini söyleyen Bosphorus Cup Kurucusu Orhan Gorbon, "Bosphorus Cup'ın 21 yılda İstanbul'a kattığı değer yaklaşık 75 milyon dolar" diyor.
SPONSORLARDAN İLGİ BÜYÜK
Bu yıl Bosphorus Cup'ta 100 teknede bin 200 yelkenci yarışacak. Bin 200 yelkencinin 400'ü Romanya ve Bulgaristan başta olmak üzere 10 farklı ülkeden gelen yabancı sporculardan oluşacak.
Yarış günü boğazdaki otel, restoran ve kafelerin izleyiciler için özel paketler hazırladığından bahseden Gorbon, "Hedefimiz çıplak gözle 1 milyon kişinin izlediği bir şölen yaratmak. Bunu başarırsak dünyanın en büyük spor etkinliği olacak" diye ekliyor.
Yarışlara uzun yıllar Shop&Miles Card, Garanti Bankası ve Turkcell sponsorluk yapmış bulunuyor. Ancak Gorbon, son yıllarda 'Bosphorus Cup' adının önüne sponsor almıyor. Bu işe ticari partnerlik olarak bakıyor ve şu anda 100'e
yakın markayla görüşmeleri sürüyor. Bu markalar arasında THY de var, coin şirketleri ve elektrikli otomobil üreticileri de...
DUVAR KAROLARI ÜRETİYOR
Bosphorus Cup'ın mimarı Orhan Gorbon hem bir yelken tutkunu hem de bir iş insanı. Cumhuriyet döneminin ünlü mimarlarından Rebii Gorbon tarafından kurulan ve 2001 krizinde iflas eden Türkiye'nin köklü çini ve seramik markası Gorbon Işıl'ı, ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olarak yeniden hayata döndürmüş durumda.
50 yılda binin üzerinde uluslararası projenin duvarlarını süsleyen Gorbon Işıl ürünleri, yıllar sonra yeniden Türkiye ve dünyadaki pek çok projede kullanılmaya başlanmış bulunuyor.
Bugün İstanbul ve İzmir'deki fabrikalarında 35 kişilik ekiple duvar karoları ürettiklerini söyleyen Orhan Gorbon, "İflastan 15 yıl sonra 2016'da şirketi toparlamak için harekete geçtim.
Projeleri için aradıkları seramiği bulamayan mimarlar için butik ve özel duvar karoları üretiyoruz. Yerli yabancı birçok ünlü markanın ve mimarın tercihi olmaya başladık. İleride otel ve galeriler için sanatsal büyük objeler de yapmaya başlayacağız" diye anlatıyor.
ÜNLÜ MİMARLARIN TERCİHİ
Bugün Gorbon ürünlerinin kullanıldığı pek çok proje var. Yurtdışında da çok özel projelerde ürünlerinin tercih edildiğini söyleyen Gorbon, "Londra'daki Queen Elizabeth Hall, Doğuş'un Dubai'deki restoranı Rüya, Suudi Arabistan'daki Mecca Gate'te, Cannes Film Festivali'nin yapıldığı Fransa'daki InterContinental Carlton Oteli'nin lobisinde ve Paris'teki Cristion Dior mağazasının vitrini bizim seramiklerimiz kullanıldı" diyor.