Değer katan spor sponsorlukları artıyor

07 Haziran 2022
Özlem Bay Yılmaz obay@ekonomist.com.tr

İmajlarım güçlendirmek ve dünyaya açılmak isteyen markalar, spor sponsorluklarını iletişim stratejilerinin vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor.

Markaların, futbol gibi popüler spor dallarının yanı sıra sörf, santranç, binicilik, okçuluk gibi daha 'niş' spor dallarına da ilgisi var.

Spor, dünyadaki hemen herkesin birlikte tüketebildiği değerlerin başında geliyor. Spor müsabakaları dünyanın farklı noktalarından milyonlarca insanı bir araya getirebiliyor. Sporun geniş kitlelere ulaşma gücü de markalar için cazibe oluşturuyor.

Son yıllarda spora destek olan markaların sayısı da artış eğiliminde. Markalar müşterilerinin hayatlarına dokunmak ve marka bilinirliklerini artırmak amacıyla kulüplere, liglere, turnuvalara sponsor oluyor. Arzum da onlardan biri.

Yalnız Arzum, diğer pek çok markadan farklı destek olmak için geçtiğimiz yıl gündemde olan Netflix dizisi 'The Queen's Gambit'e kadar popülerliği olmayan bir spor dalını, satrancı seçmiş bulunuyor. Üstelik bunu tam 14 yıldır ara vermeden yapıyor.

İKİ BİN SPORCUYA DESTEK


Satranca gönül vermiş kadınlara ulaşarak "Hamle sırası kadınlarda, Arzum yanlarında" diyen şirketin Türkiye Satranç Federasyonu'na (TSF) destek vermeye başladığı ilk günden bu yana kadın sporcu sayısında iki kattan fazla artış oldu.

Bugüne kadar iki binin üzerinde kadın sporcuya destek olduklarını belirten Arzum Pazarlama ve Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehtap Yıldız, "Ülkenin en prestijli satranç şampiyonaları arasında yer alan Arzum Türkiye Kadınlar Şampiyonası, son yıllarda ulusal ve uluslararası arenada dereceye girmiş sporcularla beraber, 7'den 77'ye binlerce lisanslı kadın sporcunun mücadele etmek istediği bir şampiyona haline dönüştü" diyor.

SATRANCA İLGİ ARTIYOR


Türkiye Satranç Federasyonu ise tüm dünyada önemli bir yere sahip olan satranç sporunun ülkemizde de hak ettiği değer ve ilgiyi görmesi, bilinirliğinin artması için büyük emek sarf ediyor. Federasyon Başkanı Gülkız Tulay'ın göreve geldiği Kasım 2012'de 189 bin olan lisanslı sporcu sayısı bugün 1 milyon 22 bine ulaşmış.

Federasyon bugün ayrıca, 30 bine yakın satranç sınıfı açılmasına öncülük ederken satrancın her yere ve herkese ulaşmasını sağlıyor. Bu sporun en güzel yanlarından biri, cinsiyet ve yaş farkının olmaması. 4-5 yaşındaki okul öncesi çocuklar satrancı öğrenebildiği gibi 80 yaşındaki sporcular da turnuvalara katılabiliyor.

Hedef, Türkiye Satranç Federasyonu'nun çabaları ve markaların destekleri ile satranca olan ilginin ve sporcu sayılarının artması, erkek-kadın sporcu sayısı arasındaki farkın azalması ve tabii ki gelecekte bir dünya şampiyonu çıkartmak.

GERÇEK BİR HİKAYEDEN


Arzum, geçtiğimiz Anneler Günü'nde yayınladığı "Orada Annem Var" isimli filmde satranç sporcularına verdiği destek kapsamında annelerin de çocuklarına karşı fedakarlıklarına vurgu yapıyor. Filmin gerçek bir hayat hikayesinden uyarladığını söyleyen Mehtap Yıldız, şunları anlatıyor: "Filmde, kahramanımız ilk hamlesiyle satranç aşkının nasıl doğduğunu anlatıyor.

Beş yaşında taşlarını beğendiği için başladığı satrancın nasıl dünyası haline geldiğinden bahsediyor. 12 yaşında aldığı ilk derecesinden sonra Osmaniye'de arka arkaya kazandığı birinciliklerinden ve Türkiye Şampiyonası'nda Türkiye ikincisi olduğundan gururla söz ediyor. Büşra Öztürk, altı yaşında sağ gözünü kaybettiğini satrançtan ama hiç vazgeçmediğini anlatırken 'Çünkü benim sağ tarafımda annem var' diyor."