ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
Ekim 2017'de başlatılan yeni dönemde kapısını yabancı yatırımcılara daha fazla açacak olan 1,4 milyar nüfuslu Çin, Türk yatırımcılar için hiç olmadığı kadar büyük fırsatlar sunuyor. Ekonomist Dergisi olarak, Çin'de 2016 yılında faaliyete başlayan yedi yeni dev serbest bölgede üretim ve ticaret koşullarını, uygulanan teşvik programlarını ve Çin pazarındaki riskli alanları sizin için araştırdık.
Çin'deki 11 Serbest Ticaret Bölgesi'nin faaliyet alanlarını görmek için görsele tıklayın.
Dünyanın en kalabalık ve satın alma gücü parkesi açısından en büyük ekonomisi haline gelen Çin, köylü nüfusun çoğunlukta olduğu komünist bir toplumdan hızla orta sınıfı gelişen modern bir tüketim toplumuna dönüşüyor. Çin Komünist Par-tisi'nin (ÇKP) 24 Ekim'de sonuçlanan 19'uncu Ulusal Kongre kararları da yeni dönemde uzun vadeli bir dönüşüm ile Çin’in giderek dünyaya daha çok açılan bir ülke olacağının göstergesi.
Altyapı ve üretim imkânlarını 60 ülkeyle bağlantılı hale getirecek “Bir kuşak, Bir Yol” projesi ile Pekin’den Berlin’e uzanan bir hatta kara ve deniz ticaretini yeniden şekillendirmeye hazırlanan Çin, geniş toprakları üzerindeki yatırım ve üretim hamlesine hız veriyor.
ARTIK UCUZ' ÜLKE DEĞİL
Uzun yıllar ucuz işgücü ile tüm dünyanın üretim merkezi haline gelen Çin’de bugün itibariyle asgari ücret ortalama 290 dolar ile pek çok ülkenin üzerinde seyrediyor. Pazar araştırma şirketi Euromonitor verilerine göre, Çin imalat sektöründe ortalama ücret Brezilya, Arjantin, Meksika gibi ülkelerin üzerine çıkmış durumda. Bu durum toplumda orta sınıfın alım gücünü artırırken, ülkede bir tüketim patlamasının da önünü açtı.
Örneğin 2017’de 24 Ocak-3 Mart tarihlerinde Çin’deki 40 günlük yeni yıl tatili boyunca ülke içi seyahatlerin 2,9 milyar sefer olduğu hesaplanıyor. Tatilini yurtdışında geçiren Çinlilerin sayısında da önceki yıla oranla yüzde 10,7 artış yaşandığı ve böylelikle 6 milyonu aşkın Çinlinin yurtdışında tatil yaptığı açıklandı.
11 Kasım’da ise Çin’de kutlanan ‘Bekarlar Günü’ dolayısıyla, 24 saat içinde ülkenin en büyük alışveriş platformu olan Alibaba’dan 25,3 milyar dolarlık satış gerçekleşti. Çin’deki tüketim artışı hizmet sektörünü de giderek büyütüyor. Çin'in GSYH’si içindeki oranı istikrarlı bir şekilde artan hizmet sektörü, 2015'te yüzde 50'yi aşarak ekonomide yaşanan yapısal dönüşümün göstergesi haline geldi.
Çin Ulusal İstatistik Bürosu'nun geçen hafta yayınladığı verilere göre, Çin’in hizmet sektöründeki şirketler, artan hizmet talebi ve istikrarlı fiyat artışları nedeniyle ilk üç çeyrekte güçlü bir kâr artışı gösterdi. Bu dönemde şirketlerin faaliyet kârı geçen yılın ilk üç çeyreğine göre yıllık yüzde 31,4 arttı.
İN SERBEST BÖLGELERİNDE YATIRIM AVANTAJLARI
1- Sermaye koşulu olmadan işlemlere başlanabilir.
2- Tüm yabancı kişi ve kurumlar şirket kurabilir.
3- Tüm kuruluş hizmetleri tek bir merkezde yapılıyor.
4- Yüzde 25 kurumlar vergisi uygulanıyor.
5- Sanal ofis oluşturabilme imkanı sağlanıyor.
6- Kuruluştan sonra Çin Halk Cumhuriyeti şirketi unvanı kazanılıyor.
7- İthalat vergisi ödemeden depolama imkanı sağlanıyor.
8- Çin'deki alıcılara doğrudan toptan veya perakende satış hakkı tanınıyor.
9- E-ticaret ve ithalat vergisi alınmıyor.
10- İhracat vergisi ödemeden reexport yapma imkanı tanınıyor
YATIRIM İHTİYACI ARTIYOR
Bir yandan hızla tüketim toplumuna dönüşen Çin, öte yandan zenginliğini artırmak için yabancı yatırımcıların önündeki engelleri de hızla kaldırıyor. Çin Maliye Bakanı Zhu Guangyao, geçen ayın başlarında yaptığı açıklamada, yabancı şirketlerin ülke pazarındaki faaliyetlerini artırması amacıyla, ticari kısıtlamaların azaltılacağını ilan etti.
Zhu, yabancı şirketlerin Çin'deki yatırım ve fonlardaki hisse payının yüzde 49'dan yüzde 51'e yükseltileceğini belirtirken, kısıtlamaların üç aşamada kademeli olarak azaltılacağını kaydetti. Yabancı şirketlerin Çin bankaları ve fonlarında hisse sahibi olmasına yönelik kısıtlamaların kaldırılacağını da vurguladı.Yabancı şirketler şu anda Çin şirketlerinde çoğunluk hissesine sahip olamıyor.
Ayrıca yabancıların Çin merkezli bankalarda hisselerin yüzde 25'inden fazlasına sahip olması da yasak. Uzmanlar, alınan son kararları, Çin’in dünya ekonomisine açılması konusunda atılmış en önemli adımlardan biri olarak nitelendiriyor.
2 TRİLYON DOLAR ÇEKECEK
Kapağımızı hazırladığımız günlerde, 24 Kasım Cuma günü uluslararası yayın kuruluşları Çin’in bazı tüketim maddelerine ilişkin gümrük vergilerinde kesintiye gideceği haberini geçti.
Bu ürünler etten bazı alkollü içeceklere, deodoranttan kaşmir giyeceğe kadar uzanan tüketim malzemeleri gibi geniş bir yelpazeye yayılırken, Çin yönetimi söz konusu uygulamayla satış fiyatlarını düşürmeyi ve yurtiçi tüketici harcamalarını artırmayı hedefliyor.
1 Aralık 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe giren uygulama, 187 adet ithal ürünün gümrük vergisi için geçerli olacak. Çin Maliye Bakanlığı'nın açıklamasına göre, gümrük vergisi bu indirim sonucunda gıda, sağlık, giyim ürünlerini de içeren bir dizi maddede ortalama yüzde 17,3'ten yüzde 7,7'ye düşecek.
Çin Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Ekonomi Dairesi Başkanı Zhang Jun’un Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün (APEC) son toplantısında söylediği şu sözler, önümüzdeki yıllarda Çin’in nasıl bir yatırım üssü olmayı hedeflediğini gösteriyor: “Önümüzdeki 15 yılda 2 trilyon 400 milyar dolar değerinde mal ithal etmeyi, 2 trilyon dolarlık yabancı yatırım çekmeyi ve yurtdışına 2 trilyon dolar sermaye aktarmayı öngörüyoruz.”
FIRSATLAR NELER?
Peki giderek büyüyen bu devasa Çin pazarı, Türk şirketleri için ne tür fırsatlar sunuyor? Sabancı Holding, Fi-ba Holding, Ata Grubu, Koç Grubu ve Aksa Jeneratör’ün uzun yıllardır Çin’de doğrudan yatırımları bulunuyor. Ancak Çin’in 2050 vizyonu ile birlikte yakın gelecekte Çin’e adım atacak Türkiyeli şirketlerin sayısının hızla artacağını tahmin etmek zor değil.
Çin, son yıllarda Orta ve Batı Bölgeleri’ni geliştirmeye yönelik girişimlerde bulunuyor. 2011 yılında Çin hükümeti bu bölgeleri geliştirmeye yönelik yeni bir vergi politikası uyguladığını duyurdu. Örneğin, uygulama kapsamında Çin’in Yabancı Yatırımlar Kataloğu’nda teşvik edilen sektörlerde Sichuan, Guizhou, Shaanxi, Hubei gibi eyaletlerde ve Uygur Otonom Bölgesi’nde Ocak 2011-Aralık 2020 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde işletme vergisi yüzde 15’e kadar indirildi.
Ayrıca Çin’in ekonomik gelişimi için önemli bir girişim olan Serbest Ticaret Bölgeleri’nde (STB) yabancı yatırımcılara avantajlar sunuluyor. Hazırladığımız harita ve tablolarda Çin’deki 11 dev serbest bölgenin odak sektörlerini ve sunulan yatırım teşviklerini inceleyebilirsiniz.
2018 'TÜRKİYE YILI' OLACAK
DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı, Türkiyeli şirketleri hem Çin’e ihracat hem de doğrudan yatırım konusunda mevcut avantajları kullanmaya davet ediyor. Kolbaşı, ihracatta mermer başta olmak üzere madenler ön planda olmakla birlikte, ikili anlaşmalar tamamlandığı takdirde tarım ürünleri ve gıda konusunda Türkiye’nin şanslı olduğunu vurguluyor.
Murat Kolbaşı, “Ayrıca, Türkiye’deki Kahve Dünyası, Simit Sarayı gibi gıda perakendesi zincirlerinin oralarda çok şanslı olduğunu düşünüyorum” diyor. Çin’de yatırım avantajlarının ise bölge ve sektörlere göre farklılıklar gösterdiğinin altını çizen Murat Kolbaşı, “Yeni gelişen bölge olarak Çin’in güneybatısında yer alan Chongqing eyaleti ön plana çıkıyor.
Ayrıca Shanghai Serbest Bölgesi de ön planda yer almakta” diye konuşuyor. Kolbaşı, 2018 yılının Çin Halk Cumhuriyeti'nde "Türkiye Turizm Yılı" ilan edildiğini de hatırlatarak, turizm sektörünün Çinli turistlere özel paket turlar hazırlaması gerektiğine işaret ediyor.
AKSA'NIN ÖRNEK BAŞARISI
Türkiye’den çıkıp Çin’de yatırım yapan firmalarından biri olan Aksa Jeneratör, 10 yıl önce Changzhou kentinde faaliyete geçirdiği 100 bin metrekarelik tesisiyle dünyanın en büyük üretim kapasitesine sahip jeneratör fabrikasını işletiyor. Çin’de üretim yaparak küresel pazarın en büyük jeneratör üreticileri arasına giren Aksa, Çin'in de en büyük dizel jeneratör ihracatçısı unvanına sahip.
Aksa Jeneratör’ün yurtdışı satışlardan sorumlu başkan yardımcısı Doğan Sarıgül, bugüne kadar Çin’de toplam 60 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını belirterek, “Çin’de ucuz ve kalitesiz değil, nitelikli ve alanında en iyi olabilecek üretimler yaparsanız başarılı olursunuz” diyor.
Ekim ayında fabrikalarında kapasite artırımına gittiklerini ve ilave 20 bin metrekarelik üretim alanını devreye aldıklarını anlatan Sarıgül, “Çin devleti yabancı yatırımcılara çok yardımcı oluyor. Çin’de üretim yapmanız için pek çok imkan sunuluyor. Yalnızca Çin pazarı değil, tüm Asya-Pasifik ve dünya pazarınız haline geliyor. Ama Çin’de başarılı olmak için sabırlı olmak gerekiyor” diye konuşuyor.
“ORTAK YATIRIM YAPILMALI"
Bünyesinde bulunan 12 şirketi, 2 bin 470 çalışanı ve toplam 434 milyon dolarlık cirosuyla otomotivden iklim-lendirmeye, savunma sanayiinden makineye kadar pek çok alanda faaliyet gösteren Bursa merkezli Coşkunöz Holding, önümüzdeki dönemde Çin’de yatırım planları yapan şirketlerden biri.
2014’te ilk yurtdışı yatırımını Rusya’ya gerçekleştiren, yeni dönemde ise Çin pazarına açılmayı hedefleyen holdingin Çin Baş Temsilcisi Iraz Turhan Alvaran, geçen yıl iki ülke arasındaki toplam ticaret hacminin 27 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ve bu rakamın 25 milyar dolarının Türkiye’nin Çin’e verdiği ticaret açığı olduğunu hatırlatıyor.
Alvaran, “Bu negatif tablonun iyileştirilmesi için, ortak yapılabilecek yatırımların ve Çin’e ihracatta ürün çeşitliliğimizin artırılması gerekiyor. Aynı zamanda Çinli turistleri ülkemize çekmeye yönelik faaliyetlerin yapılmasını da içeren kapsamlı bir Çin Eylem Planı hazırlanmalı” diyor.
İkili ilişkileri geliştirebilecek öncelikli yatırım alanlarının turizm, tarım, gıda, enerji ve inşaat olduğunu dile getiren Iraz Turhan Alvaran, şunları söylüyor: “Çin’de hızla büyüyen orta sınıfın hizmet sektörüne dönük artan talepleri, Türkiye’den Çin’e hizmet ihracatı potansiyeli oluşturuyor.
Hızla zenginleşen Çinli nüfusun süt ve et ürünleri, kaliteli tarım ürünleri, zeytinyağı gibi sağlıklı gıda ürünlerine ihtiyaçları giderek artıyor. Gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye’nin Çin’deki varlığını artırması gerekiyor. Türkiye ayrıca otomotiv yedek parça, lojistik, gıda, tekstil, makine, enerji gibi sektörleriyle de Çin’e açılabilecek kapasitede.”
OTOMOTİVDE FIRSAT BÜYÜK
Yılda 72 milyar dolarlık otomotiv ithalatı yapan Çin, Türk otomotiv firmaları için de büyük fırsatlar sunuyor. TİM verilerine göre Türkiye’nin Çin’e olan otomotiv ihracatı Ocak-Ekim 2017 döneminde yüzde 24 artışla yaklaşık 38 milyon dolar olurken, bu rakamın yıl sonunda 50 milyon dolar olması hedefleniyor. Dolayısıyla otomotivde Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biri olan Türkiye’nin Çin’in otomotiv ithalatından aldığı pay binde 1 bile değil.
Çin’in otomotiv ithalatının üçte birinden fazlasını yan sanayi ürünleri ithalatı oluşturuyor. Çin’in otomotiv ithalatındaki en büyük kalemi ise son iki yıldır yaklaşık 45 milyar dolar olarak gerçekleşen binek otomobiller oluşturuyor.
Çin’de 2020 yılından itibaren motorlu araçlar üretiminin 30 milyon adedi aşması bekleniyor. ABD’de her 1000 kişi başına düşen motorlu araç adedi 821 iken Çin’de bu rakamın 118 olması, dünyadaki diğer otomotiv merkezlerine göre ülkenin taşıdığı potansiyeli açıkça ortaya koyması bakımından da önem taşıyor.
GARANTİLİ DANIŞMANLIK!
Çin pazarına girişte finans piyasasına ayak uydurmak ve teknik destek almak hayati önemde. Çin’de Garanti ve İş Bankası’nın temsilcilikleri mevcut. Çin’de faaliyete geçen ilk Türk bankası olan Garanti Bankası’nın Çin temsilciliği 1999’dan beri Şangay’da Türk firmalarına danışmanlık hizmeti veriyor.
Çin kanunları gereği Garanti Bankası Şangay Bürosu, herhangi bir kâr getirici bankacılık işlemi yapamıyor. Büronun görevi öncelikle Çin bankalarıyla muhabirlik ilişkilerinin tesisi ve kurulması, Çin sektörel pazar araştırmaları, ticaretin artırılmasına yönelik imkanların araştırılması, iki ülke yatırım imkanlarının araştırılması ve yatırıma karar veren Türk ve Çin firmalarına ihtiyaç duyabilecekleri hizmetleri vermek olarak belirlenmiş durumda.
Banka, bu hizmetler için herhangi bir ücret talep etmiyor. Çin ile ticari faaliyetleri bulunan Türk şirketleri mal tedariki, ticari partner bulunması, ürün kalite kontrolleri, ticarette karşılaşılması muhtemel hukuki sorunların çözümü, ödemelerde bankacılık işlemleri gibi bir dizi işlemi bu tür temsilcilikler üzerinden yapabiliyor. Çin’de yatırım kararı alan Türk firmaları da Çin yatırım ortamı, sağlanan imkan ve teşvikler, yatırım bölgesi seçimi gibi konularda bilgilendiriliyor.
TÜSİAD GENEL SEKRETERİ BAHADIR KALEAĞASI
“TÜRK FİRMALARI İÇİN SANGAY’DA NETWORK KURDUK”
"Çin Sanayi Ekonomileri Federasyonu liderliğinde kurulan BRICA'da (Kuşak ve Yol Sanayi Ticaret İttifakı) kurucu üye olarak Türk iş dünyasını temsil eden tek kuruluşuz. 2018 yılında yapılacak olan konferansın Türkiye'de gerçekleştirilmesi için aday olduk ve uzun ve detaylı bir değerlendirme sürecinin ardından İstanbul'da yapılmasına karar verildi. Bu birliğin çok taraflı ekonomik ilişkilerin gelişmesine ve üye ülkeler arasında yeni ortaklıklar kurulmasına çok büyük katkısı olacağına inanıyoruz.
Bizim de katkılarımızla Eylül 2017'de Çin'de faaliyet gösteren yerleşik Türk firmalarının ve Çin'de yaşayan Türk iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla Şangay'da bir'Network' kuruldu. Vize konusu iki ülke arasında ticareti engelleyen ve yavaşlatan bir husus. Çin ziyaretimizde de bu konuyu hem Türk tarafındaki diplomatik temsilcilere hem de Çin tarafındaki bakanlık ve iş dünyası kuruluşlarına aktardık. İkili ticaret ve yatırım ilişkilerinin ivme kazanması açısından vize konusunda engellerin kaldırılmasını çok önemsiyoruz. Çin'de giderek büyüyen ve zenginleşen orta sınıfın tüket im alışkanlıklarının değişmes i, sağlıklı tüketim ve hijyen bilincinin artması, lüks tüketimin artması ile ihracatta pek çok üründe fırsatlar bulunuyor"
COFACE TÜRKİYE GENEL MUDURU EMRE ÖZER
“İFLAS RİSKİ YÜKSEK SEKTÖRLERE DİKKAT”
"Uyguladığımız metodoloji, inşaat, metal ve enerji gibi devlet hakimiyetinin yoğun olduğu sektörlerde işletmelerin iflas risklerinin yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu sektörlerde 'zombi' olarak tabir edilen, borç ve aşırı kapasite sorunları yaşayan işletmelerin mevcudiyeti yüksek. Bunlar yapı itibariyle konjonktür yanlısı olduğu için, küresel talepteki artış, yükselen girdi fiyatları ve artan altyapı yatırımları gibi son zamanlarda arkadan esen rüzgardan yararlanıyorlar. Ancak borç seviyeleri halen yüksek ve stres kaynakları görmeye devam ediyoruz.
Metal sektöründe borsaya kayıtlı şirketlerin yüzde 35'ten fazlası için faiz karşılama oranı yüzde 1'in altında. Bunları yüzde 25 ile enerji ve yüzde 20 ile kimya sektörlerindeki şirketler takip ediyor. Çin'de yatırım yapmak veya Çin ile ticaret yapmak isteyen şirketler manşet rakamlarının ötesinde daha ayrıntılı incelemeler yapmalı. Geçtiğimiz yıl büyüme oldukça kayda değer bir şekilde yükselmesine rağmen, bu daha yüksek bir kredi artışı pahasına gerçekleşti. Çin önümüzdeki yıl daha sıkı bir para politikası, borç silme ve bazı durumlarda daha fazla iflasa izin verme gibi bir dizi önlemi hayata geçirebilir. Şu anda en riskli olan sektörler, konjonktürel rüzgarlardaki yön değiştirmenin etkisini en fazla hissedecek sektörler olacaktır"'
GARANTİ BANKASI CİN TEMSİLCİSİ NOYAN RONA
“İHRACATÇILAR ÇİN’DE ÜRETİME GEÇEBİLİR”
"Çin'de yatırım yapan yabancı firmalara yerel finans kuruluşları, bankamızın da yer aldığı yapılandırma ile kredi desteği verebiliyor. Çin'de yaşanan hızlı ekonomik büyüme, ülkemiz ile ticarette yeni imkanları da beraberinde getiriyor. İki ülke arasındaki 20 milyar dolardan fazla ticarette büyük açık verdiğimiz göz önüne alındığında, Çin'e ihracatımızın önümüzdeki dönemde artacağını tahmin edebiliriz. Çin'deki ekonomik politikaların ithalatın artırılması yönünde olması, pazara giriş koşullarının iyileştirilmesi sürecine girilecek olması, ihracatımızın artırılmasına yardımcı olacaktır.
Kuşkusuz 20 milyar dolara yaklaşan ticaret açığının sadece ihracatı artırmakla kapanması mümkün değildir. İkili ticareti aslında genel ekonomik ilişkilerin bir parçası olarak görmek ve makro ölçekte ekonomik ilişkileri çeşitlendirmek ve geliştirmek daha gerçekçi olacaktır. Önümüzdeki dönemde Çin'e ihraç ürünlerimizin çeşitlenerek artması sonucunda ihracatçı firmalarımızın Çin'de yatırım yaparak üretime geçmeleri gündeme gelebilir. Aynı şekilde, özellikle Yol ve Kuşak projesi çerçevesinde Çin firmalarının ülkemize yatırım iştahı artabilir.Üretim ve mal ticaretinin yanı sıra, turizm ve hizmet sektörünün diğer alanlarında da Çin yatırımlarını ülkemizde görebiliriz"
MUSİAD CİN TEMSİLCİSİ CAN ZIPLAR
“ŞİRKETLER GÜÇ BİRLİĞİ YAPARAK ÇİN’E GİRMELİ”
"Çin'de üretim, Türkiye'ye ve üçüncü ülkelere ihracat niyetiniz varsa, lojistiği, yan sanayi mevcudiyetini, daha düşük maliyetleri göz önünde bulundurarak nispeten orta iç bölgeleride, Çin pazarına hitap edecek ürün ve hizmetler için ise hedef pazarınıza yakın yerlerde olmalı. Hedef pazarınız da pazar araştırmasına göre netleşecek bir sonuçtur. Hiçbir sonucu göz önünde bulundurmadan büyük bir olasılıkla güneyde Guangzhou-Shenzhen-Zhuhai, Çin'in Doğu sahilinde kuzey ve güneyin ortasındaki Şangay, kuzeyde ise Pekin-Tianjin civarında olacaktır.
Sunulan en büyük teşvik Çin pazarına satış imkanı. Kurumlar vergisi yüzde 25, KDV yüzde 17, gelir vergisi yüzde 3-45 arasında olup net gelire göre değişiyor. İşverene yansıyan SGK giderleri yüzde 30 ve çalışana yansıyan kısmı yüzde 12 civarında olup farklı eyaletlerde farklı oranlarla karşılaşabilirsiniz. Ticaret şirketlerinin kuruluş iznine, iştigal konusuna, kayıtlı sermayesine ve sunacağı projeksiyona göre karar veriliyor. Pekin'de açılışı zor olan bir şirket, başka bir şehirde daha kolay olabilir. Çin pazarı için güç birliği çok önemli. Herhangi bir sektör için pazara küçük küçük 50-100 firma ile girmektense, tek bir firma ile güç birliği içerisinde oluşuma gitmekte fayda var"
EULER HERMES TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZLEM ÖZUNER
“ÇİN’E DOĞRU YERDEN GİRMEK ÖNEMLİ”
"Çin ekonomisi, yatırımcılara erişilebilirlik açısından büyümeye devam ediyor. Pekin, sermaye hesabını küresel yatırımcılara açma yollarını aktif olarak keşfetmeye devam ederken, Çin'deki yatırımcılara sunulan finansal araç setlerini de büyütüyor. Pazar dinamikleri ve yönetimsel farklılıklar nedeniyle Çin ile iş yapmak diğer ülkelerle iş yapmaktan oldukça zor. Hızlı penetrasyon ya da pazar payı kazanmak için yola çıktığınızda bunun pek de kolay olmadığını görebilirsiniz.
Yatırım ve ticari faaliyetleri genel olarak değerlendirdiğimizde, Çin çok büyük bir coğrafya olduğu için belirli şehir ve bölgelerden başlayarak yayılmak daha stratejik bir adım. Çin bir ülke değil, adeta bir kıta. Bazı şehirlerinin nüfusu pek çok ülkenin nüfusundan fazla. Dolayısıyla ilk defa Çin'e yatırım yaptığınızda altyapı ve tüketici analizini doğru yaparak doğru noktadan başlangıç yapmak önemli. Benzer şekilde yerel bir ortak ile bu pazara girecekseniz, bu ortak ile olan sorumluluk alanlarınızı iyi belirlemek kritik olacaktır. Çin'e yatırım yapacak Türk şirketleri için tavsiyemiz orada halihazırda faaliyeti olan Türk şirketlerinin tecrübelerinden faydalanmaları, denetim şirketlerinin fikrini almaları, mal veya hizmet satacakları Çinli şirketler için sigorta gibi mekanizmaları kullanmaları olacaktır"'
EY KURUMSAL FİNANSMAN BOLUMU BSK. MÜŞFİK CANTEKİNLER
“HİZMET, İNŞAAT VE TEKNOLOJİ ÖNE ÇIKIYOR”
"Çin yüksek seviyede büyüme döneminden daha sürdürülebilir büyüme modeline geçiş yaparken, geçtiğimiz dönemde yapılan kapasite artırımı yatırımları ve bazı ürünlerin ve ürün gruplarının küresel ölçekte fiyatlarının ciddi oranda gerilemesi nedeniyle, maden, tekstil, kimya gibi sektörlere yatırımcı ve müşteri ilgisinin geçmiş döneme oranla azalması ve fiyatların gerilemesi dikkat çekiyor. Çin'de yükselen işgücü maliyetlerinin de bu alanları etkilediğini belirtebiliriz.
Ancak Çin'in ihracat odaklı stratejiden iç tüketimi artırmaya yönelik strateji değişikliği nedeniyle yeni fırsat alanları oluştuğunu belirtmekte fayda var. Çin'in ekonomik planlamasına bakıldığında, iç tüketimin, hizmet sektörünün ve ileri teknoloji üretiminin artırılması hedefleri öne çıkıyor. Çin, artan iç tüketime yönelik ürün veya hizmet sunan firmalar, yurtdışında altyapı projeleri konusunda deneyimli inşaat firmaları ve Çinli firmalarla ortak katma değerli ürün üretimi gerçekleştirmek isteyen Türk firmaları için önemli fırsatlar barındırıyor. Bununla birlikte Çinli firmalar her yıl artan sayıda yeni ortaklıklar kurarak Çin dışında büyüme fırsatlarını değerlendirmektedir. Bu da ortak yatırımlarla yeni pazarlarda yatırım yapmak isteyen Türk firmaları için fırsatlar oluşturabilecektir"