Çin’in Türkiye’de toplam yatırımı 7 milyar doları aşarken, yeni yatırım dalgasıyla Türkiye’nin özellikle elektrikli otomotiv üretimi ve şarj teknolojilerinde üs olabileceğine işaret ediliyor.
Ekonomist’in 16 Mart-29 Mart 2025 tarihli sayısından
ABD Başkanı Donald Trump, ikinci kez seçilmesinin ardından vaat ettiği gibi, küresel ticaret savaşlarını kızıştıracak vergi duvarlarını örmeye başladı. Trump, en son ilaç ürünleri ve yarı iletken çiplere uygulanan yüksek vergilerin ardından vergi tarifesi tehdidini genişleterek otomobil ithalatına da yüzde 25 gümrük vergisi getirebileceği sinyalini verdi.
ABD Başkanı Trump Çin ile gerilimi tırmandırırken, Çin ise yatırımlarını farklı pazarlara yönlendirerek bu tehdidi aşmaya çalışıyor. Bu noktada Türkiye’ye de yakın ilgi gösteren Çinli yatırımcılar özellikle enerji ve otomotiv alanında yeni yatırımlara imza atmaya devam ediyor. Türkiye’de bin 200’den fazla Çinli şirket faaliyet gösterirken, yaklaşık 100 Türk firması da Çin’de operasyonlarını sürdürüyor. Kuşak - Yol Projesi’yle yatırım ağını genişleten Çin’in Türkiye’ye yaptığı toplam yatırım tutarı ise 7 milyar doları aşıyor.
HANGİ ALANLARA YATIRIM YAPIYORLAR?
Türkiye’de liman, enerji, teknoloji, finans gibi alanlara yatırım yapan Çinli şirketler, son birkaç yıldır özellikle otomotiv alanına yatırımlarını odakladı. Geçen yıl 1 milyar dolarlık bir yatırım sözüyle Türkiye otomotiv pazarına üretim kararıyla giriş yapan elektrikli araç üreticisi BYD’nin Manisa’da planladığı 5 bin kişiye istihdam sağlayacak tesis yatırımını 2026’da tamamlaması öngörülüyor.
Otomotiv sektöründe Çin yatırımı bununla sınırlı kalmayacak. Bir süredir geleceği konuşulan Chery’nin Türkiye planı hakkında geçen hafta kamuoyuna bilgi veren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kaçır, “Hedefimiz ikinci yatırımı Samsun’a kazandırmak. Chery’le Samsun konusunda ciddi diyalog içindeyiz. Kapasitesinin en az BYD kadar olmasını bekliyoruz. Yatırım tutarı açısından da BYD’ye yakın olacak” derken; Bakan Kacır’ın bu açıklaması otomotiv sektöründe de beklentileri yükseltti.

İTHALAT DA BÜYÜYOR
Çinli yatırımcıların Türkiye’de ağırlıklı olarak enerji, altyapı, lojistik, finans, madencilik ve telekomünikasyon sektörlerine yatırım yaptıklarını aktaran DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Korhan Kurdoğlu, Türkiye’ye benzer yatırımlar geleceğini belirtiyor. Yatırımların yanı sıra 2024 yılında 48,4 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Çin’in, Türkiye’nin ikinci büyük ticaret ortağı olmaya devam ettiğini söyleyen Kurdoğlu, ancak bu ticaret ilişkisinin Çin’den yapılan ithalat lehine önemli ölçüde dengesiz olduğuna dikkat çekiyor. 2024 yılında Türkiye’nin Çin’e ihracatı 3,4 milyar dolara ulaşırken, Çin’den yapılan ithalatın 45 milyar dolara çıktığını aktaran Kurdoğlu, “Bu ticaret dengesizliğini gidermek için Türkiye’nin Çin’e olan ihracatını çeşitlendirmesi gerekiyor. Çinli yatırımcılar için Türkiye’nin cazip yönleri arasında stratejik konumu, geniş iç pazarı, vasıflı ve maliyet açısından rekabetçi iş gücü ile devlet tarafından sunulan teşvikler bulunuyor” diyor.
Çin’in üretim gücünü Türkiye’nin potansiyelleriyle birleştirme yönünde bir bakış açısı olduğunu kaydeden DEİK Türkiye- Hong Kong İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı ise sadece üretim ve ticaret değil dünyaya en fazla turist gönderen ülke olarak Çin ile turizmde de büyük bir potansiyel yakalanabileceğini söylüyor. Türkiye’nin beyaz eşya, otomotiv başta olmak üzere 20’den fazla sektörde hem sanayi hem yan sanayisiyle güçlü olduğunu kaydeden Kolbaşı, “Türkiye bu noktada Çinlilerle stratejik hareket ederse, üçüncü dünya ülkelerinde önemli işbirlikleri yapılabilir” diyor.
“ELEKTRİKLİ ARAÇTA MERKEZ OLABİLİRİZ”
Çinli üreticilerin dünya genelinde elektrikli araç teknolojilerinde öncü konumunun Türkiye’de elektrikli araç ekosisteminin daha hızlı gelişmesine etki edeceğini öngören Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu ise bu yatırımların Türkiye’de şarj altyapısının genişlemesine ve tüketicilerin elektrikli araçlara olan ilgisinin artmasına katkı sağlayabileceğine de işaret ediyor.
Türkiye’de elektrikli araç teknolojilerine yönelik yatırımların hızlanmasının burayı bölgesel bir üretim üssü haline getirebileceğini kaydeden Eroldu, küresel ölçekli yatırımların Türkiye’nin otomotiv sanayisindeki gücünü pekiştirdiğini söylüyor. Bu durumun ekosistemdeki tüm oyuncular için yeni iş birlikleri ve fırsatlar doğurduğuna işaret eden Eroldu, Çinli üreticilerin ise küresel büyüme hedefleri doğrultusunda yeni pazarlara açılarak ticaret engellerini aşmak, tedarik zincirlerini çeşitlendirmek ve küresel rekabetçiliklerini güçlendirmek istediklerini iletiyor.
AB ile Gümrük Birliği ve gelişmiş üretim altyapısı ile güçlü tedarik zincirinin Türkiye’yi cazip kılan faktörler arasında yer aldığını ileten Eroldu, şu görüşleri ile getiriyor: “Çin iç pazarındaki doygunluk da bu üreticileri yurt dışına yatırım yapmaya teşvik ediyor. BYD gibi markaların Türkiye’yi tercih etmesi, ülkemizin güçlü üretim altyapısı, gelişmiş tedarik zinciri, pazar potansiyeli, stratejik konumu ve Avrupa ile sahip olduğu ticari bağların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Türkiye’deki bu yeni yatırımların hayata geçmesi, rekabet ortamını güçlendirecek ve tüm oyuncuları daha dinamik hale getirecektir.”

ALBERT SAYDAM / TAŞIT ARAÇLARI TEDARİK SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (TAYSAD) BAŞKANI
TARİFELER YENİ YATIRIMA FIRSAT
ABD’nin uyguladığı yeni gümrük tarifelerinin hem Çin’den gelecek doğrudan yatırımlar hem de Türkiye’nin rekabet gücü açısından yeni fırsatlara kapı aralayabileceği öngörülüyor. Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, Çinli elektrikli araç üreticisi BYD’nin Türkiye’ye yaptığı yatırımın Türkiye’ye ciddi bir fırsat sunduğunu söylüyor. Bu hedeflere ulaşmak adına, BYD ile iş birliği fırsatlarını değerlendirmek ve BYD’ye üretim yapan Çinli şirketlerle temasa geçmenin kazan-kazan ortamı yaratmak açısından büyük bir önem taşıdığını ileten Saydam, yerli üretimi teşvik etmek ve uluslararası iş birliklerini güçlendirmenin sektörün yol haritasının temel taşları olacağını kaydediyor.

KORHAN KURDOĞLU / DEİK/TÜRKİYE-ÇİN İŞ KONSEYİ BAŞKANI
“1 milyarlık nüfusa gümrüksüz ulaşıyor”
“Çin’in küresel doğrudan yatırımları içinde Türkiye’nin aldığı pay, diğer bazı ülkelerle kıyaslandığında daha sınırlıdır. Ancak son 10 yılda Türkiye, stratejik konumu, genç ve dinamik nüfusu, gelişen altyapısı ve yatırım teşvikleriyle Çinli yatırımcılar için daha cazip hale geldi. Özellikle enerji, altyapı ve finans sektörlerinde önemli Çin yatırımları gerçekleşti. Bu noktada Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Anlaşması, Çinli firmaların Avrupa pazarına erişimini kolaylaştırıyor. Türkiye’nin 30 ülke ile yaptığı Serbest Ticaret Anlaşması ise bu ülke pazarlarına Çinli şirketlerin ulaşmasını destekleyerek toplamda 1 milyarı aşkın bir nüfusa gümrüksüz erişmesine yardımcı oluyor.”

CENGİZ EROLDU / OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Çinli üreticiler temas kurdu”
“Türkiye, Çinli yatırımcılar için Avrupa ile entegre bir üretim merkezi, güçlü bir tedarik zinciri ve büyüyen bir iç pazar avantajı sunarak küresel stratejileri açısından önemli bir yatırım noktası durumunda. Türkiye’nin bu tür yatırımları yalnızca bir üretim merkezi olarak değil, aynı zamanda mühendislik, AR-GE ve inovasyon süreçleriyle de desteklemesi önem taşıyor. Bu noktada, hükümetin uyguladığı yerlileştirme politikaları büyük bir rol oynuyor. Sektör olarak, yatırımın sadece üretim boyutunda değil, teknoloji ortaklıkları ve inovasyon odaklı gelişim açısından da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çinli markaların yanı sıra Çin Otomobil Üreticileri Derneği (CAAM) temsilcilerinin de bu konuda derneğimizle temasları oldu. Bu temaslarda, Türkiye otomotiv sanayisinin yapısı, otomotiv eko-sistemi ve mevzuat altyapısı hakkında görüşmeler yapıldı.”