Çelikte maliyet ve rekabet kıskacı

Çelik sektörü, indirimlere rağmen hala yüksek olan enerji maliyetlerinin faturasını ihracatta yüzde 40 kayıpla ödeyecek.

20 Nisan 2023

Çelik sektörü, indirimlere rağmen hala yüksek olan enerji maliyetlerinin faturasını ihracatta yüzde 40 kayıpla ödeyecek. Yükselen maliyetlerin pazar kaybına neden olduğu ifade edilirken, sektör temsilcileri ithalat kotasının da hızla uygulanmasını istiyor.

16 - 29 Nisan 2023 tarihli sayıdan

Yüksek enerji maliyetleri, 2021 yılında 40 milyon tonluk üretimle Almanya'yı geçip Avrupa'da ilk sıraya yerleşen Türk çelik sektöründe moralleri düşürdü. Enerji fiyatlarında indirimlere rağmen hala Çin'de megavat başına 60 dolar olduğu ifade edilen maliyetlerin Türkiye'de 120 doların üzerinde olması, yıl sonu için çelik sektörünü tedirgin ediyor. 

Talep daralması, enerji maliyetlerindeki yükseklik gibi sorunlar nedeniyle Avrupa, Afrika ve Amerika pazarlarında güç kaybeden sektör; yılın ikinci yarısında globalde ve iç pazarda gidişatın değişmesini umut ediyor.

Geçen yılı yüzde 10 düşüşle 21 milyar dolar ihracat geliriyle kapatan sektörün bu yılki kaybının ise yüzde 40'ları bulacağı öngörülüyor. 

Geçen yıl bir ara tonu bin 400 dolara kadar çıkan sıcak rulo fiyatlarının 800 doların ardından şimdilerde 650 dolara kadar indiğini aktaran sektör temsilcileri, bu yıl Çin etkisiyle çelik satış fiyatlarının daha da düşebileceğine işaret ediyor.

"ÇİN'DEN İTHALAT BAŞLADI”

Çin'in devlet yardımıyla altyapı ve inşa sektörüne büyük krediler açması ve iç pazarında ihtiyacının artması Türk çelik sektörüne yaramış ve ihracatta rekorlara imza atılmıştı. Buradan hareketle sektörde yeni yatırımlar da hızlanmış ve üretim kapasiteleri artış kaydetmişken, sektör temsilcileri yılın ikinci yarısına dikkat çekiyor. 

Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı ve İçdaş Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Aslan, maliyetlerin rakip ülkelere göre yüksek seyretmesinin pazar kaybına neden olduğunu ve bunun tekrar kazanılmasının zaman alacağını söylüyor. Aslan, artık rakip ülkelerle benzer enerji maliyetlerine gelmekten başka bir yolun olmadığını söylüyor.

Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı ve Çolakoğlu Metalürji CEO'su Uğur Dalbeler ise 2022 ortasında enerji maliyetlerinin artmaya başlamasıyla sektörde daralmanın başladığını söylüyor. 

"Ekim-kasım aylarında elektrik megavat başına 220 dolara kadar geldi. Şu an 120'lere gelmiş olsa da geçen yılın başı ile karşılaşıldığında mevcut rakamlar hala yüksek" diyor.

Önceki yıllarda Uzakdoğu'da Singapur, Hong Kong pazarlarına ihracat yapıldığını ancak son yıllarda o pazarların kaybedildiğini aktaran Dalbeler, "Daha kötüsü oradan ithalat başladı. Japonya, Güney Kore ve Çinli üreticilerin ihracat faaliyetleri hızlandı. 

Bizdeki kapasite kullanım oranındaki düşüşün bir nedeni de bu elbette. Çinli üreticiler Türkiye'de agresif bir şekilde sevkiyat ve teklifleri sürdürüyor. Japonlar ise Avrupa'da ciddi pazar kapıyorlar" diye konuşuyor.

İTHALATA VERGİ MAYISTA GELİYOR

Yeniden ihracata hız veren Çin, Avrupa'nın kendisine uyguladığı kota nedeniyle yönünü yeni pazarlara çevirmiş durumda. Bu pazarlardan biri de Türkiye. Yassı ürünler konusunda sektörün ithalata kota talebi ise dikkate alındı ve 1 Mayıs'ta ithalat vergisi devreye girecek. 

İTO Demir Çelik Sektörü Meclis Üyesi ve Yükselen Çelik İcra Kurulu Başkanı Barış Göktürk, "AB'de Türk çeliğine karşı uygulanan düşük kotalar ve ABD'deki vergiler nedeniyle ihracatta rekabet gücü azalıyor. 

Bir de Çin'in önemli bir rakip olarak sıcak levha, rulo ve sıcak hadde uzun mamul gibi birçok ürünün fiyatını aşağı yönlü baskılaması söz konusu. Sektörün rekabet gücünün artması için korumacı politikalardan çok maliyetlerin düşürülmesi ve özellikle sanayiciye ucuz enerji kaynağı yaratılması gerekiyor" diye uyarıyor.

2023 yılının ilk üç ayında ihracatta yüzde 38 oranında düşüş yaşanırken, ithalattaki azalış sınırlı kaldı ve yüzde 9 seviyesinde gerçekleşti. 

Yeterli üretim kapasitesi bulunmasına rağmen, yassı ürün tüketimi içerisinde ithalatın payının yüzde 51,2 seviyesine kadar ulaştığına dikkat çeken Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TCÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan ise bunun devam eden yatırımlar açısından endişelere yol açtığına işaret ediyor. 

Yayan, "Bu kapsamda, 28 Şubat tarihinde yürürlüğe girecek olan, yassı çelik ürünlerine uygulanan ithalat vergileri sektörümüz açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmişti" diyor. Ancak sonrasında vergilerin yürürlük tarihinin önce 1 Nisan, daha sonra ise 1 Mayıs tarihine ertelendiğine işaret eden Yayan, "Söz konusu tarihe kadar Türkiye'ye ciddi miktarda ithal ürün gireceği ve dolayısıyla yüzde 55 seviyesine kadar düşmüş bulunan ihracatın ithalatı karşılama oranındaki toparlanmanın, yılın ikinci yarısına erteleneceği yönünde olumsuz bir görünüme sebep oldu. 

Bu yönü ile sektörümüzün içerisinde bulunduğu zor durumun aşılmasını ve rekabet gücümüzün artırılabilmesini teminen, gerekli adımların atılması hayati önem taşıyor" diye konuşuyor.

YASSI ÇELİK YATIRIMLARI

Ekinciler Holding Yönetim Kurulu Eş Başkanı Namık Ekinci ise sıcak yassı sac ürünlerde ithalat vergisinde yüzde 15'lere varan artış kararının uygulamaya gireceği süreci yakından takip ettiklerini iletiyor. Son yıllarda Türkiye'de yassı çelik üretimine yönelik çok ciddi sıfırdan yeni yatırımlar yapıldığını aktaran Ekinci, şunları aktarıyor: "Mevcut tesisler kapasitelerini artırdı. 

Bu yıl içinde devreye girecek tüm bu kapasiteler ile birlikte, talebin tamamına yakınını ülke içinden karşılama imkanı ortaya çıkıyor. Bu noktada; bir yandan kurulu kapasitelerin atıl kalmamasını ve ithalata bağımlılığın azaltılmasını sağlarken diğer yandan ekonomik gerekçelerle ithalat yapılacaksa, uluslararası kalite standartlarına sahip ürünlerin ithal edilmesini sağlayacak tüm teknik denetimlerin yapılması elzem olacak."

VEYSEL YAYAN / TCÜD GENEL SEKRETERİ “MAMUL FİYATLARINDA ARTIŞ ÖNGÖRÜLMÜYOR”

“Enerji ve doğal gaz fiyatlarındaki indirimlere rağmen, enerji maliyetlerindeki artışın olumsuz etkisinin kısmen devam ediyor olması sebebiyle, yılın ilk çeyreğinde ihracatta yüzde 40'lara yakın bir düşüş yaşandı. 

Enerji fiyatlarının, Çin, Hindistan, Rusya gibi ülkelerdeki, dünyanın büyük çelik üreticileri ile benzer seviyelere getirilmesi halinde, rekabet gücümüzün artması ve ticaret heyeti organizasyonları aracılığıyla Balkanlar başta olmak üzere, Güney Amerika ve Afrika gibi yeni pazarların hedeflenmesi ile kayıplar önümüzdeki aylarda kısmen telafi edilebilir. 

Türkiye çelik sektörünün üretim maliyetlerinin; yüzde 70'i ham madde, yüzde 15'i enerji ve kalan yüzde 15'i ise alyaj ve işçilikten oluşuyor. Serbest piyasa ekonomisi koşullarının geçerli olduğu sektörde, fiyatlar küresel piyasalarda oluşuyor. 

Hurda fiyatlarında şubat ayında kısmi artışlar görülürken, son birkaç haftada hurda fiyatları düşüş eğilimine girdi. Elektrik ve doğal gaz fiyatlarında yapılan indirimler ve bu indirimlerin devam edeceği yönünde haberler de globalde mamul fiyatlarında artış eğiliminin olmadığını ortaya koyuyor.”

DEPREM BÖLGESİNDE DURUM NE?

Deprem bilindiği gibi çelik üretiminin kalbi İskenderun'u da derinden etkiledi. Türkiye'nin yüzde 32'sini tek başına karşılayan bölgede İsdemir, Tosyalı, Yazıcı, MMK, Baştuğ Metalürji, Ekinciler, Koç Metalürji olmak üzere yedi tesis faaliyet gösterirken, bu tesislerin kısa sürede üretime geçmesi üretimde büyük kayıpların da önüne geçti. 

Bölgedeki yedi tesisin kapasitesi toplamda 12 milyon ton olurken, Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, deprem sonrası ilk etapta yapılması planlanan 350 bin konutun inşaat demiri ihtiyacını sadece bölgedeki tesislerin karşılanabileceğini aktarıyor. Kalıcı konutlar için yaklaşık 3,5 milyon tonluk bir inşaat demirine ihtiyaç olabileceğini belirten Dalbeler, bunun yerli üretimle karşılanabilecek kapasiteye sahip olunduğunu söylüyor.