DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Mart ayında cari açığın geçen yılki düzeyini aşmasıyla yıllık cari açık da arttı. Şubat ayında 53,7 milyar dolar olan yıllık cari açık, mart ayında 55,4 milyar dolara çıktı.
Geçen yılın sonunda yüzde 5,6 olan cari açığın milli gelire oranının da mart ayında yüzde 6,4 dolayına çıktığını tahmin ediyoruz.
Cari açık geçen yılın bahar aylarından beri yükseliyor. Bir yılını dolduran bu yükseliş yıllık cari açığı 20 milyar dolardan fazla yukarı attı. Geçen yıl bu sıralarda yıllık cari açık 33 milyar dolar civarındaydı.
Muhtemelen cari açık önümüzdeki aylarda da yükselmeye devam edecek. En azından nisan ayında da yükseliş yaşanmış olması ihtimali yüksek.
Çünkü nisan ayında dış ticaret açığında yüzde 32,8 artış vardı. Türkiye'de cari işlemlerin büyük bölümünü dış ticaret oluşturduğu için cari açık ile dış ticaret açığı genelde paralel seyrediyor.
Cari açık maalesef finanse edilebilir düzeyin üzerine çıkmış gibi görünüyor. Bu nedenle bir süredir döviz rezervleri azalıyor. Mart ayında rezervlerde 4,8 milyar dolar daha düşüş yaşandı.
Yeterli sermaye girişinin olmamasının hatta tam tersine çıkış yaşanmasının sonuçlarını birkaç aydır döviz kurlarında da görüyoruz.
Bu durum hükümetin ekonomiyi soğutmaya çalışması gerektiğini düşündürüyor ama seçime doğru gittiğimiz için tam tersi yaşanıyor.
