DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Türkiye ekonomisi 2017 yılını 47,1 milyar dolarlık cari açıkla kapattı. Geçen yılın milli gelir verileri henüz belli olmadığından tam rakamı bilemiyoruz ama muhtemelen 2017'de cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı ise yüzde 5,5 dolayında çıkacak.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Bunların ikisi de önceki yıla göre ciddi bir artışa işaret ediyor. 2016 yılında cari açık 33,1 milyar dolar ve GSYH'ye oranı ise yüzde 3,8'di. Buna göre 2017'de cari açık mutlak değer olarak 14 milyar dolar, GSYH'ye oran olarak ise 1,7 puan yükselmiş bulunuyor.
Cari açık 2017'ye 33 milyar dolar civarındaki bir yatay seyirde girmiş ve bahar aylarına kadar da böyle devam etmişti. Ancak mayıs ayından itibaren yükselişe geçti. Yılın son aylarına doğru hızlanan bu yükseliş de cari açığı yıla başladığı seviyenin çok ötesine getirdi.
NEDEN YÜKSELDİ?
Henüz 2017'nin tamamına ilişkin milli gelir verileri belli olmasa da geçen yıl ekonominin oldukça hızlı büyüdüğünü biliyoruz. Üstelik ekonomideki büyümenin yılın ikinci yarısında biraz daha hızlandığı da bilgimiz dahilinde.
İlk çeyrekte yüzde 5,3 ve ikinci çeyrekte yüzde 5,4 olan reel GSYH'deki yıllık büyüme oranı, "baz etkisinin de katkısıyla, üçüncü çeyrekte yüzde 11,1'i bulmuştu. Ekonomideki büyüme son çeyrekte biraz hız kesmiş gibi görünüyor ama yine de 2017'nin tamamında yüzde 7 dolayında çıkacağa benziyor.
Türkiye'nin geçmiş tecrübeleri ise cari açığın genelde ekonomide büyümenin hızlandığı dönemlerde arttığını gösteriyor. Hal böyle olunca cari açıkta 2017'de yaşanan artış da ilk bakışta ekonomideki büyümenin eseriymiş gibi görünüyor. Ancak verilerin ayrıntılarına bakıldığında durumun pek de öyle olmadığı anlaşılıyor.
Cari açıkta geçen yıl yaşanan artışın büyük bölümü altın dış ticaretinden kaynaklanıyor. Türkiye 2017'de 16,6 milyar dolarlık altın ithal etti ve bu açıdan bir rekor kırdı. Altın ithalatında patlama yaşanırken altın ihracatı ise düşünce, 2016'da 1,8 milyar dolar fazla veren altın dış ticareti 2017'de neredeyse 10 milyar dolarlık açık verdi.
2017'de cari açık 14 milyar dolar artmışken altın hariç cari açıktaki artış sadece 2,2 milyar dolarda kalıyor. Altın hariç cari açığın milli gelire oranındaki artışın da genel cari açığın milli gelire oranında yaşanan artıştan çok daha düşük ve 0,4 puan olduğu görülüyor.
Türkiye son yıllarda çok fazla külçe altın alıp satan bir ülke haline geldi. Bu konuda bir sürü spekülasyon yapılsa da bunun neden kaynaklandığı konusunda tam bir bilgimiz yok. Fakat altın dış ticaretinin ekonomideki büyümeyle pek de ilgili olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca geçen yılki altın ithalatının bir bölümünün Merkez Banka-sı'nın alımlarından kaynaklandığını da biliyoruz.
FİNANSMANA DİKKAT!
Fakat cari açıktaki artış neden kaynaklanırsa kaynaklansın bunun finanse edilmesi gerektiği gerçeği değişmiyor. Genelde de cari açık çok yükseldiğinde finansmanında sorunlar baş gösteriyor ve bunun sonucu da büyümede keskin bir düşüş oluyor.
1994'te ve 2001'de bunu aynen yaşamıştık. 2010 ve 2011'de cari açık çok yükseldiğinde ise para ve maliye politikalarıyla ekonomiyi yavaşlatıp bir krizden kaçınmaya çalışmıştık. Ancak geçen yıl yaşanan yükselişle cari açık yeniden 2010 yılındaki seviyesine yaklaştı.
Öte yandan dünyada yaşanan gelişmeler de cari açığın finansmanının pek de kolay olmayacağı bir döneme doğru gittiğimizi düşündürüyor. Bu nedenle de cari açıktaki yükseliş tehlike sinyalleri veriyor.