SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
1-14 Kasım 2020 tarihli sayıdan
Ekonomide çarkların zorlu dönemece girdiği bu süreçte Boyner'den, Doğan Holding'e, Erdemoğlu'ndan Tahincioğlu'na kadar birçok büyük grup, yeni fırsatlara odaklanıp, yatırım hamlesini başlattı. Turizm, ulaşım, perakende gibi birçok sektörde yaşanan daralmaya karşılık yeni girişimleri yakın markaja alan büyük gruplar, ambalaj, lojistik, teknoloji gibi gelecek gördükleri alanlara kaynaklarını aktarıyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Ekonomide yaşanan daralmaya karşılık yatırım motivasyonunu kaybetmeyip yeni girişimler için kolları sıvayan gruplar, fırsat gördükleri her alanda yatırımla riskleri dağıtmaya çalışıyor. Sisli bir okyanusta yön bulmaya çalışan ve belirsizlikleri yönetmeye çalışan gruplar, yeni girişimler, satın almalar ve ortaklıklarla bir anlamda bu zorlu süreçten güçlenerek çıkma çabasındalar.
Fakat pandemi sürecinin ardından yaşanan normalleşme sürecinde fırsatları ve riskleri doğru okumak gerektiğini söyleyen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, bu noktada ekonomik ve yapısal öngörülebilirliği artırarak yatırım ortamının cesaretlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.
YENİ FIRSATLARA ODAKLANDILAR
Türkiye'nin cazibe merkezi olabileceği alanlara odaklanması gerektiğine dikkat çeken Kaslowski, şöyle devam ediyor: "Bu hedefe yönelik tüm aşamalarda da ekonomi ve ticaret gündeminin artık ayrılmaz birer maddesi olan dijitalleşme ve iklim değişikliği ile mücadele konularını içselleştirmeliyiz.
Dijital dönüşümün tüm sektörlerde, tüm ölçeklerde sağlıklı temellerle oluşturulması yönünde bütüncül ve kararlı adımlarla katkıda bulunmaya çalışıyoruz." Bu süreçte kapıda hangi fırsatların olduğuna odaklanan şirketler, özellikle değişen tüketici talepleri ve yaşam alışkanlıklarının getirdiği ihtiyaçları karşılamaya yönelmiş durumda.
Ekonomide çarkların zorlu dönemece girdiği pandemi sürecinde Boyner'den, Doğan Holding'e, Erdemoğlu'ndan Tahincioğlu'na kadar birçok büyük grup yeni fırsatlara odaklandı. Turizm, ulaşım, perakende gibi bir-
çok sektörde yaşanan daralmaya karşılık yeni girişimleri yakın markaja alan büyük gruplar, kaynaklarını gelecek gördükleri yeni alanlara aktarıyor.
Varlıkların piyasa değerinin düşmesiyle ortaklık veya yeni girişimlere hız veren şirketler, değişen beklenti ve ihtiyaçları iyi analiz edip tüketici talepleri doğrultusunda ambalajdan, lojistiğe, hijyen ürünlerinden teknolojiye kadar birçok alanda yatırıma yöneliyor.
PERAKENDE DEVİ DAĞITIM İŞİNDE
Pandemi sürecinin en çok etkilediği alanlardan biri olan perakendede online satışlardaki yükseliş, sektör oyuncularının bu alandaki yeni girişimlerini hızlandırdı. Tüketici davranışlarında yaşanan değişimle online satışa yönelik hedeflerini güncelleyen perakendeciler, tedarik ayağında da hızla yatırıma soyundu.
Perakende sektörünün güçlü isimlerinden Boyner, çok yakın bir zamanda lojistik ve teslimat alanına yatırım yaptı. Boyner Express adıyla kapıya teslimat hizmetini müşterileriyle buluşturmak için kolları sıvayan holding, iş ortağı kargo şirketlerinin sunduğu hizmetlere ek olarak kendi dağıtım ağını da devreye soktu.
Boyner Express yatırımıyla müşterilerine internet siparişlerindeki teslimat seçeneklerine ek olarak aynı gün veya ertesi gün istedikleri saatte teslimat hizmeti sunmayı hedefleyen grup, özellikle pandemi döneminde sık sık müşteri şikayetine neden olan zamanında teslimat problemini çözmek üzere bu girişimi hayata geçirdi.
İlk olarak İstanbul'da devreye giren dağıtım ağı Boyner Express'in kısa süre içinde İzmir, Ankara, Kocaeli ve Bursa'dan başlayarak tüm Türkiye'ye yaygınlaşması hedefleniyor.
Kapıya teslimat işine yeni bir bakış açısı kazandıracaklarını aktaran Boyner Büyük Mağazacılık CEO'su Eren Çamurdan, "E-ticaret işimiz yüzde 80'leri aşan bir hızla büyüyor. Teknoloji ve insan kaynağı ve deneyim yatırımları ile sağladığımız bu başarıyı, en çok ihtiyaç duyduğumuz dağıtım ağı yatırımıyla da pekiştirerek müşterilerimize verdiğimiz hizmeti bambaşka bir boyuta taşıyoruz.
Kendi dağıtım operasyonumuz Boyner Express'in katacağı güçle müşterilerimiz hızlı, pratik, hayat kolaylaştıran eşsiz bir online alışveriş deneyimi yaşayabilecek. Pandemide önemi daha da artan lojistik ve teslimat işine yenilikler getirmek üzere önemli bir yatırıma imza atmaktan mutluluk duyuyoruz" diyor.
AMBALAJ SEKTÖRÜNE GİRDİ
Zorlu süreçte yeni alanlara yaptığı yatırımlarla dikkat çeken gruplardan biri olan Doğan Holding ise kısa bir süre önce ambalaj sektörüne girdi. İzmir Buca'da kurulu olan Sesa Ambalaj ve Plastik Sanayi ve Ticaret AŞ'nin yüzde 70'ini satın alan grubun bu kararında güvenli gıdaya olan ihtiyacın artmasıyla yüksek bariyerli esnek ambalaja duyulan talep etkili oldu.
Sesa'nın büyüme potansiyeli, çevreye duyarlı ürün geliştirme çalışmaları da yatırım kararında önemli rol oynadı. Grup, önümüzdeki dönemde de ulusal ve uluslararası ölçekte, makro trendlere uygun ve sürdürülebilir ürün geliştirme yetkinliklerine sahip, hem esnek ambalaj sektöründe hem de diğer katma değerli alanlarda faaliyet gösteren şirketlere yatırım yapmayı sürdürecek.
Bu doğrultuda yatırım fırsatlarını değerlendirmeye devam edeceklerini ifade eden Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı Çağlar Göğüş, "Holding olarak 2018 yılında başlattığımız odaklanma, verimlilik ve yeniden yapılanma çalışmaları çerçevesinde stratejik ve katma değer yaratan iş alanlarına bakmakta ve sorumlu yatırım holdingi olarak hem konvansiyonel hem de inovatif sektörlerde yatırım fırsatlarını değerlendirmeye devam ediyoruz" açıklamasını yaptı.
''SEKTÖR ÇEŞİTLEMESİ ÖNEMLİ''
Akaryakıt, turizm, enerji ve gayrimenkul gibi sektörlerde faaliyet gösteren Aksoy Holding ise bu zorlu süreçte sektör çeşitlemesi ve iyi finansal yönetimle bir önceki yıla göre kaybı minimumda tutmayı hedefliyor. Akaryakıt, turizm sektörlerindeki kaybı enerji, gayrimenkul ve uluslararası ticaretle dengeleyen grup, önümüzdeki süreçte ise bulunduğu iş alanlarında yeni iş fikirlerine yatırım yapmayı planlıyor.
Bu zorlu süreçten fit çıkmak istediklerini aktaran Aksoy Holding CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Batu Aksoy, sektör çeşitlemesinin önemine işaret ediyor. Türkiye'de çeşitlendirmenin hayati olduğunu bildiklerini fakat bu süreçte iliklerine kadar hissettiklerini kaydeden Aksoy, yeni bir sektör arayışında olmadıklarını fakat kendi sektörlerindeki yeni girişimlere yatırım yapmaya devam edeceklerini aktarıyor.
Aksoy, "Dünyanın gittiği noktayı de inkar etmeden işlerimizle bütünleştirmeye çalışıyoruz. Jeotermal, akaryakıt, turizm, gayrimenkul sektörlerinde inovatif yaklaşımları izliyoruz. Bu sinerjiyi yakalayıp içinde olduğumuz sektörlerde daha fazla değer yaratma derdindeyiz. Bu kafa yapısına büründük" diyor. Bunun için de beş yıllık perspektifte 3-5 milyon dolarlık bir fon yatırımı yaptıklarını kaydeden Aksoy, doğru seçilen işlere yatırım yapmak için işin ehli fonlara gitmek gerektiğini belirtiyor.
POLYESTER HAMMADDESİ ÜRETECEK
Pandemi sürecinde dünya tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklarla üretimde yeni rotalara kayarak riski dağıtma kararında hemfikir olurken, Türkiye için de bir fırsat doğmuş oldu. Özellikle Çin'in neredeyse tek tedarikçi olduğu polyester hammaddesi PTA konusunda Türkiye'den de bir adım geldi.
Sabancı Holding'e ait Sasa'nın yüzde 51'ini alarak polyester sektörüne altı yıl önce giren ve bugün 1,1 milyar dolar büyüklüğe sahip Erdemoğlu Holding, PTA üretimi için girişimlerini hızlandırdı.
Pandemi sürecinde tedarikte yaşanan aksaklıklarla krizi fırsata çeviren Erdemoğlu, polyesterin hammaddesini PTA üretimi için Amerikan Invista şirketiyle 935 milyon dolarlık lisans ve teknik hizmet anlaşması imzaladı. Holding, Adana'da planlanan bu tesisi 2022 yılı sonunda devreye alacak.
Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu, pandemi sürecini bir fırsat gibi görüp, mevcut yatırımları tamamlayıp yeni yatırımlara da hız verecekleri bir dönem olarak geçirdiklerini anlatıyor.
Sasa'yı satın almalarının ardında yatan stratejilerden birinin de şirketin pek çok sektörü besleyen üretim yapısı olduğunu kaydeden Erdemoğlu, "Aynı zamanda Türkiye'nin cari açığının azaltılmasına katkı sunmayı da bir görev kabul ettik. Bu yatırımlarla hammaddede dışa bağımlılığımızı daha da azaltacağız. Bu yatırımla Türkiye'nin yıllık 1,5 milyar dolarlık cari açığını önleyeceğiz" diyor.
İKİ YENİ ŞİRKETLE HİZMET VERECEK
2020 hiç beklenmedik, sıra dışı bir yıl olarak belki de hepimiz için en çok eve kapandığımız bir yıl olarak geride kalıyor. İş ve günlük hayatımız da dahil olmak üzere bütün dengeler değişirken, bu durum gayrimenkul alanında bulunan şirketleri de yeniliğe itti. Üretici şirketler, kendi yatırımlarında site yönetimine de el attı.
Bu gruplardan biri olan 1,5 milyar TL cirolu Tahincioğlu Holding, yeni dönemde önemli kararlar aldı. Sektörün içinde bulunduğu zorlu koşullara karşılık hizmette yeni alanları bünyesine katmayı tercih eden Tahincioğlu Holding, müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için iki yeni şirket kurarak iş alanını genişletti.
Yeni kurduğu Nidapark Gayrimenkul Danışmanlık şirketiyle ikinci el satış ve kiralama hizmeti verecek olan holding, yönetim ve hizmet alanında ise Tahincioğlu Yönetim ve Hizmet şirketini hayata geçirdi. Bu zorlu süreçte büyüme performansını olumlu yönde etkileyen en önemli unsurun iş fikirlerinde ve projelerde yeni normale uygun çözümler üretmek olduğunu söyleyen Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, hazırladıkları proaktif kriz planıyla riskleri en aza indirmeyi başardıklarını söylüyor.
Bu süreçte evlerinde çıkamayan fakat konut sahibi olmak isteyen müşterilerine evden dışarı çıkmadan 360 derece sanal tur ile projelerini detaylı bir şekilde inceleme imkânı sunduklarını anlatan Tahincioğlu, şunları aktarıyor: "Pandemi dönemi bizlere birçok ders verdi.
Müşterilerimiz ile aramızdaki bağı hiç koparmadan iletişimde yeni normal süreci birlikte deneyimleme fırsatı elde ettik. Pazarlama iletişimizin büyük bir çoğunluğunu dijital ortamlarda gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımıza ek olarak ikinci el satış, kiralama, projelerimizin yönetim ve hizmet ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni yatırımız oldu. Bu dönemde ana iş kolumuzdaki niş ihtiyaçları fırsata çevirmeye çalıştık."
Evde kaldığımız süreçte eşya yenileme süreci ise mobilya sektörüne yaradı. Artan siparişlere yetişmekte güçlük çeken mobilya sektörünün önde gelen oyuncusu Doğanlar Yatırım Holding ise yatak işine girdi.
Yılın ikinci yarısında satışları artırdıklarını ve talebe yetişmekte zorlandıklarını söyleyen Doğanlar Yatırım Holding Başkanı Davut Doğan, Doğtaş ve Kelebek markalarıyla yer aldıkları mobilya sektöründe Lova Yatak markasıyla yeni bir yatırıma gittiklerini anlatıyor. Grubun yeni girişimlerinden biri olan Lova Yatak'ta şu ana kadar 58 mağaza açan grup, yıl sonunda bu girişiminde katkısıyla mobilya grubunda 1 milyar TL ciro hedefliyor.
GELECEĞİN TEKNOLOJİSİNE YATIRIM
Otomotiv, hizmet ve teknoloji alanlarında yatırımları olan İnci Holding ise yeni girişimlerde yönünü yurtdışına çevirdi. Şirket, önümüzdeki süreçte faaliyet gösterdiği alanlarda yeni teknolojik girişimlerle büyüyecek. Yaklaşık 3 milyar TL cirolu İnci Holding, henüz yolun başındaki girişimlere yatırım için hatırlanacağı gibi bundan iki yıl önce Vinci Girişim Sermayesi şirketini kurdu.
Şirket, mobilite, tedarik zinciri, enerji yönetimi, depolama alanlarında erken aşama teknoloji şirketlerine yatırım yapıyor. Hatta holding eylül ayında enerji depolama alanında bir yatırıma gitti. Grup bu süreçte bulunduğu sektörlerde sinerji yaratabilecek yeni alanlarda yatırım fırsatlarını değerlendirmeye devam edecek.
Enerji depolama, otomotiv teknolojileri ve mobilite gibi geleceğin iş alanlarına odaklandıklarını aktaran İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök, "Holding olarak eylül ayında yurtdışındaki ilk direkt yatırımımızı, ABD merkezli teknoloji şirketi Rhombus'a gerçekleştirdik. Rhombus, yüksek güçlü akıllı invertörler ve V2G özellikli elektrikli araçlar için tasarlanmış şarj cihazları alanındaki uzmanlığı ile biliniyor.
Rhombus'un bu alandaki uzmanlığı ve teknolojisi ile ticari araç filolarının şarj gereksinimini karşılayacak ve ticari filoların ihtiyaç duyacağı enerji depolama çözümlerini sunacağız'' diyor. Yeni yatırımın yaratacağı sinerjinin, grup şirketlerinin teknolojik yetkinliğini de artıracağına inandıklarını ifade eden Neşe Gök, köklü geçmişleri, otomotiv tedarik sanayisindeki yetenekleri ve üretim kaynaklarıyla potansiyellerini büyütmeyi hedeflediklerini aktarıyor.
PEYNİR ALTI SUYUNU İHRAÇ ETTİ
Groupe Lactalis'e bağlı İçim markasıyla süt ve süt ürünleri pazarında faaliyet gösteren Ak Gıda ise 30 ülkeye yılda 20 bin tonluk ürünle 30 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiriyor. Şirket, İçim markasının yanı sıra en çok tercih edilen Batı tarzı peynir ürünlerini President markasıyla üretmek için gerekli yatırımları tamamladı.
Batı peynir lezzetlerini temsil eden President markasının Türkiye'de de üretime geçmesiyle ithal peynirlere göre çok daha uygun fiyatlarla pazara sunmayı başardıklarını anlatan Ak Gıda CEO'su Ali Sözen, altı tesiste günlük 5 bin tonluk süt işleme kapasitesine sahip olan şirketin peyniraltı tozunda ise önemli adımlar attığını kaydediyor.
Yıllık 20 milyon Euro'nun üzerinde yatırım gerçekleştiren şirket, pandemi sürecinde kapasitesini artırmak ve yenilikçi ürünler geliştirmek için yatırımlarını sürdürdü. TÜBİTAK desteği ile yürüttüğü 'peynir altı suyu tozundan yenilikçi ürünler geliştirilmesi' projesi gibi fark yaratacak alanlara odaklanan şirket, ilk kez Çin'e toplam 200 ton peynir altı suyu tozu ihracatını gerçekleştirdi.
MASKEDE BAYİLİKLE BÜYÜYECEK
A&S Yatırım Holding ise pandemi süreciyle birlikte ciddi bir talep artışı yaşanan maske ve hijyen ürünlerine 200 milyon TL'lik yatırım yaptı. Bu yeni iş alanı için nisan ayında Hadımköy'de üretim tesisi kuran holding, Global Mask şirketiyle NATO'nun resmi tedarikçilerinden biri oldu.
Günlük 50 milyon adet üretim kapasitesine sahip olan şirket, 400 kişiye istihdam sağlayan Global Mask, maskenin yanı sıra bone, tulum, önlük, dezenfektan gibi pandemi sürecinde her ihtiyaca karşılık veren medikal ürünlerin üretimini de gerçekleştiriyor.
A&S Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Akkuş, "Türkiye'de koronavi-rüs vakasının ilk görülmesinin ardından, 28 gün gibi kısa bir sürede üretime başladık ve halihazırda ihracat gerçekleştiriyoruz" diyor. Bu süreçte özellikle Bahreyn, Rusya, İngiltere, Fransa, İrlanda, Belçika, Almanya ve ABD'den ciddi yoğun bir talep oluştuğunu kaydeden Akkuş, Türkiye genelinde bayilikle büyümek üzere çalışmalarını hızlandırdıklarını söylüyor.
MÜŞFİK CANTEKİNER KPMG TÜRKİYE DANIŞMANLIK BÖLÜM BAŞKANI "HEDEF, RİSKİ DAĞITMAK VE SERMAYEYİ YATIRIMA DÖNÜŞTÜRMEK"
''Covid-19 salgın süreci devletlere, toplumlara ve iş dünyasına toplumsal sağlık ve yaşam sürekliliği açısından nelerin kritik ancak eksik olduğunu gösteren de bir süreç oldu ve olmaya devam ediyor. Son dönemde TL'de yaşanan değer kaybı sonrası döviz borcu olan şirketlerin bilançolarının olumsuz etkilendiğini biliyoruz.
Bu noktada nakit fazlası ve sermaye sahibi grupların piyasadaki fırsatları da değerlendirerek büyüme potansiyeli olan ve mevcut koşullarda fiyatlama açısından iyi alım fırsatı sunan yeni iş kollarına girdiklerini görüyoruz. Büyük grupların temel amacı, hem portföylerini çeşitlendirerek riski dağıtmak hem de ellerindeki sermayeyi yatırıma yönlendirmek olduğunu düşünüyoruz.
Bu süreçte kişisel ve profesyonel hijyene yönelik üretim yapan şirketler, ilaç ve medikal araç üretimi yapan şirketler, gıda sanayi ve buna ilişkin tedarik zinciri pandemi sonucunda iyi fırsatlar sunan şirketler olarak ön plana çıkıyor.
Yatırımda öne çıkan sektörler ise sağlık ve sağlık sektörüne yönelik tedarik ve hizmet sağlayan yan alanlar, salgın hastalıklara karşı tıbbi araştırmalar yapan ilaç şirketleri ve araştırma kuruluşları, kişisel ve toplumsal hijyene yönelik üretim yapan şirketler, gıda sanayi, tarım ile bunlara ilişkin tedarik zincirleri, gıda perakendesi, iletişim teknolojileri ve telekomünikasyon.