AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr
Nisan ayında Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği'nin (UTİB) başkanlık koltuğuna oturan Pınar Taşdelen Engin, Türkiye'de ikinci, tekstil sektöründe ise ilk kadın ihracatçı birliği başkanı olarak tarihe geçti.
Sekiz yıldır UTİB yönetim kurulunda yer alan ve dört yıl da başkan yardımcısı olarak görev yapan Engin, sektörü yakından tanıyan bir isim. Katma değerli ürünlere yatırımın artırılması gerektiğini söyleyen Engin, "Türkiye'de kilogram başına ihracatın değeri 1,3 dolarken tekstilde 4,5 dolar.
Bursa'da ise bu rakam tekstilde 9,8 dolar, konfeksiyonda 20 dolar. Bizim ciddi bir birikimimiz var" diyor. İhracatta Amerika'ya yönelik yeni bir proje üzerinde çalıştıklarını söyleyen
Engin ile tekstil sektörünü ve yeni dönem projelerini konuştuk.
2018 sizin için nasıl bir yıl oldu?
Rakamlara bakarsak iyi bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. 2018 Ocak-Ekim döneminde UTİB ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,95 artarak 1 milyar 56 milyon dolara ulaştı. Aynı dönemde Türkiye geneli tekstil ihracatı yüzde 6,23 artışla 7 milyar 94 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2018 Ocak-E-kim döneminde UTİB'in Türkiye'nin tekstil ihracatı içindeki payı yüzde 14,9 oldu. Yılı 1,6 milyar dolarla kapatmayı hedefliyoruz.
Dövizdeki artıştan nasıl etkilendiniz?
İhracat yapan üyeler açısından döviz çok sıkıntı olmadı. Yurtdışı müşteriler indirim talebinde bulundu. Ancak bizim üretici şirketlerimiz ayakta durdu. Orada yapılan bir yanlış tüm sektörü etkileyecekti ve sektör dik durdu. Tekstil sektörü ağırlıklı olarak patron şirketlerinden oluşuyor. Böyle olduğu için kararlar çabuk veriliyor. Şirketler yeni duruma hızlıca adapte olup pozisyon alıyor. Bu anlamda çok başarılı olduklarını düşünüyorum.
2019 için hedef koydunuz mu?
2019 için çok farklı yorumlar var. Bir hedef koymak ne kadar doğru bilmiyorum. Ama benim bildiğim tek şey var, ihracat rakamını ve özellikle ortalama kilogram başına değeri yükseltmemiz lazım. Bu bizim bu zamana kadar becerebildiğimiz bir değer. Bursa'da böyle bir birikim ve teknoloji var.
Kilogram başına ihracat değeri nedir?
Türkiye'de ihracatın kilogram değeri 1,3 dolarken tekstilde 4,5 dolar. Bursa'da ise bu rakam tekstilde 9,8 dolara, konfeksiyonda 20 dolara ulaştı. Günümüzde spor kıyafetler çok moda ve hafif, esnek, su geçirmez özelliklere sahip. Teknik tekstil kumaşlardan üretilen bu ürünleri üretebilecek altyapımız var. Bu noktada teknolojik ürünlere yönelik yatırımları artırmalıyız. Konu tekstil olduğunda elimizdeki teknolojiyle yarı teknik yapabileceğimiz ürünler var. Ayrıca teknik ürünler için update şansımız var. Geçiş dönemindeyiz.
Önümüzdeki dönemde ihracatta hangi ülkeler öne çıkacak?
İhracatta Almanya, İngiltere ve Amerika öne çıkıyor. Japonya ve Güney Afrika da ilgilendiğimiz pazarlar arasında. Afrika çok önemli. Gerçekleşmemiş bir potansiyel var. En büyük pazarımız Avrupa. Orayı kaçırmamalıyız. Amerika ise önümüzdeki dönemde en çok konuşulacak pazarlardan biri. Amerika'ya ihracatımız geçen yıl 51,4 milyon dolarken bu yıl 63,6 milyon dolara çıktı. Yüzde 23'lük artış oldu. Bu daha da artacak. Çünkü son altı ayda New York ve Kaliforniya'da farklı farklı organizasyonlara katıldım. Gerçekten Türkiye'den bir şeyler almaya çok niyetliler. Fakat politize olmadığı sürece. Bir etkinlikte olayın
içine politikayı sokmamak gerekiyor.
Ne gibi projeler yapmayı planlıyorsunuz?
Bu sadece giyim ve kumaş için değil. Ev tekstili için de yeni bir projeye başladık. Onların çok önemsediği birtakım konseptler var. Mesela sürdürülebilirliği çok önemsiyorlar. Sürdürülebilir, geri dönüşümlü, organik ve vegan ürünleri öne çıkaran bir projemiz başlayacak. Zaten üreten şirketler var ama farkındalık yaratmak lazım. Perde, döşemelik kumaş, çarşaf gibi tüm ürünleri paket olarak sunalım istiyoruz. Bunun için firmaları bir araya getirip eğitimler vereceğiz ve farklı ürünler geliştirmeleri konusunda farkındalık yaratacağız.
Gündeminizde ihracata yönelik farklı çalışmalar var mı?
Almanya'da bir etkinlik yapacağız. Farklı pazar arayışlarımız var ama elimizde de bir potansiyel var. Almanya'ya ihracatı artırabiliriz. Oradaki Türk kumaşlarıyla ilgili algıyı farklı bir noktaya taşıyabiliriz. Bunu için oradaki karar verici mekanizmalara tanıtıcı bir etkinlik düşünüyoruz. 2019'un ilk altı ayında zirve tarzı bir etkinlik olacak.
Sizce Türkiye tekstilde rekabet avantajını kaybetti mi?
Türkiye'de tekstil sektörünün geri planda kaldığını söylemek doğru olmaz. Çünkü biz update yaptık. Avrupa'da asıl teknoloji eskidi ama onlar eski makinelerle teknik kumaş üretiyorlar. Bizim de burada kalan makinelerle yenilikler yapma şansımız var. Burada da ARGE çok önemli.
Geçtiğimiz hafta düzenlenen fuar için pek çok yabancı alıcı Bursa'ya geldi. Bu fuar nasıl geçti?
Fuara 83 şirket katıldı. 50 ülkeden alıcı grupları geldi. Fuarın büyümeye devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan fuarla eş zamanlı olarak Atıl Kutoğlu, Selma Çilek ve Dice Kayek markasının yaratıcıları Ayşe-Ece Ege'nin Bursa kumaşlarından oluşan tasarımlarını, Türkiye'de bu alanda ilk kez gerçekleştirilen multimedia show ile sergiledik. Böylece Bursa'nın kumaşlarından neler yapılabileceğini hem dünyaya hem de kendi tasarımcılarımıza göstermek istiyoruz.