2022 yılında 19,8 milyon ton olan Türkiye buğday üretiminde 2023'te yaklaşık 1 milyon tonluk düşüş bekleniyor. Şu anda mevsimsel bir kuraklık yaşandığına dikkat çeken uzmanlar, rekoltenin asıl belirleyicisinin kar yağışı olduğunu söylüyorlar.
05-18 Şubat 2023 tarihli sayıdan
Türkiye'de buğday üretimi 2021 yılında 17,6 ton olarak gerçekleşti. 2022 yılında ise bir önceki yıla göre, buğday üretimi yüzde 11,9 oranında artarak 19,8 milyon ton oldu. 2023/24 sezonu için TÜİK tarafından henüz ilk buğday üretim tahmini verileri açıklanmadı.
Ancak yağış oranlarının geçen yıl ortalamalarına kıyasla düşmesinden kaynaklı yaşanan kuraklık sebebi ile 2023/24 buğday üretim sezonu için uzun yıllar ortalaması olan 20 milyon tondan daha düşük olarak, 19 milyon ton civarında bir üretim beklentisi var.
2022 yılında buğday üretiminde çok iyi bir yıl geçiren Türkiye'de, ekim ayında ekilen ürünler yeterince yağış aldı. TMO, bakliyat ve hububatta yıllık programı yaptı. Buna göre 2023'te depolarda yeterli stok olduğunu belirten İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, "Bu yıl yazlık buğday nisan ayında ekilecek.
Şu anda mevsimsel bir kuraklık yaşanıyor. Beklenen yağışlar o zamana kadar yağarsa rekolteyi etkilemez. Dolayısıyla buğday ile ilgili şu anda en büyük beklentimiz içinde bulunduğumuz bu dönemde bir kar yağışı olması.
Kar hububatın yorganıdır. Bu kar yağışıyla birlikte buğday konusunda çok önemli bir sıkıntımız kalmayacak" diye anlatıyor.
RUSYA'DA REKOR BEKLENTİSİ
2022-23 pazarlama yılında Rusya'nın buğday üretiminin ise olumlu hava koşulları ve ekim alanlarında beklenen artış nedeniyle 80 milyon tonu aşarak bugüne kadarki en yüksek üçüncü seviyesine ulaşabileceğinin öngörüldüğünü söyleyen Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Başkanı Dr. Günhan Ulusoy, tahıl koridorunun da başarı ile işlemesi sayesinde savaşın ilk çıktığı zamanlardaki endişelerin azaldığını belirtiyor.
Rusya ve Ukrayna gibi iki tarımsal üretim santrali arasında yaşanan savaşın, tarım ürünlerinin küresel fiyatlarının yükselmesine sebebiyet verirken, tahıl koridorunun aktif bir şekilde işlemesinin, hatta anlaşmanın konuşulması dahi, rekor fiyatları savaş öncesi fiyatlara kadar indirdiğini ifade eden Ulusoy, "Ancak dünyada yaşanılan bu fiyat artışı, iç piyasamıza aynı derecede yansımadı. Tahıl koridorunun BM ve Türkiye'nin diplomatik çabalarıyla devam etmesini öngörüyoruz" diyor.
UKRAYNA'DA EKİM AZALDI
Geçen yıl Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline kadar mevsim normalleri çerçevesinde seyreden uluslararası piyasa fiyatları işgalin akabinde şok bir yükseliş yaşamıştı. Öncelikle bölgemizde başlayan hasat akabinde tahıl koridoru uygulaması, fiyatların kademeli olarak tüm dünyada düşmesini sağlamıştı.
Önümüzdeki hasat yılında Ukrayna'daki ekimlerin daha az yapıldığı düşünüldüğünde tahıl koridorunun etkisi devam etse de fiyatların düşüşüne bu yıl olduğu kadar olumlu etki yapmayacağı öngörülüyor.
Tahıl koridorunun Rusya ve Ukrayna arasındaki sorun çözülene kadar bir şekilde devam edeceğini düşünen Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Gürsel Erbap, şöyle konuşuyor: "Ancak bundan sonra her siyasi çözüm arayışında kalkan olarak kullanılacaktır.
Savaş ve göç nedeniyle ekim sahalarının azalmasına rağmen Ukrayna hala dünya hububat ticaretinde çok önemli rol oynuyor. Dünyada açlık ve gıda tedarikindeki zorluklar nedeniyle Türkiye'nin de etkin rol oynadığı tahıl koridorunun açık kalmaya devam edeceğini bekliyoruz."
EKİM ALANLARI ARTMALI
Her ne kadar dünya buğday stokları son beş yılın en düşük rakamlarını gösteriyor olsa da şu an için büyük bir tehlikenin söz konusu olmadığını söyleyen Taban Gıda CEO'su Hasan Hacıhaliloğlu da ancak kuraklığın ve en büyük tedarikçilerden ikisinin savaş halinde olmasının önümüzdeki dönem için soru işaretleri oluşturduğunun altını çiziyor.
Önümüzdeki yıl Ukrayna'nın beklenenin çok altında hasat elde edeceğinin düşünüldüğüne dikkat çeken Hacıhaliloğlu, "Ancak bölgesel bir buğday arzı sorunu olacağını da düşünmüyoruz. Rusya oldukça yüksek stokla sezona girecek gibi görünüyor.
Savaş yaptırımlarının gıdaya sıçraması söz konusu olursa çok ciddi sorunlar oluşabilir. Türkiye'de önümüzdeki yıl yine 16-17 milyon ton civarı bir üretim olacaktır. Her ne kadar kuraklık söz konusu olsa da ekim alanlarının artması bu açığı kapatabilir" diyor.
Tahıl koridorunun fiyatların yukarı çıkışını durdurup, aşağı yönlü hareket etmesini sağladığına da değinen Hacıhaliloğlu, şöyle devam ediyor: "Ancak dünya para politikalarının emtialar üzerindeki etkisi de en az tahıl koridoru kadar
fiyatların düşmesinde etkin rol oynadı. Son günlerde navlun fiyatlarının da geri gelmesi bu hareketi destekliyor. Tahıl koridoru şu an için sağlıklı bir şekilde kullanılabiliyor fakat her an her şey değişebilir.
Şu aşamada farklı bir beklentimiz yok. Bu şekilde 1 devam edebileceği görüşündeyiz. Ancak önümüzdeki yıl Ukrayna hasat rakamlarının daha da düşeceği göz önünde bulundurulursa koridorun etkinliği azalacaktır diye düşünüyoruz."
ZİRAİ KURAKLIĞA DİKKAT
Çiftçi 2022/23 sezonunun buğday fiyatlarından memnun olduğu için 2023/24 sezonlarına yönelik buğday ekim alanlarını artırmış durumda. Özellikle TMO'ya satışta ilave verilen bin TL prim, çiftçinin bu konudaki yönelimini artırdı.
Öte yandan son 20 yılda ülke nüfusunun 20 milyona yakın artmasına rağmen, çiftçi sayısının 700 binden fazla azalması, Türkiye'de tarımın geldiği olumsuz noktanın somut bir göstergesi. Çiftçi buğdayla sınırlı kalmadan tüm tarımsal emtiaların ekimi konusunda geçmiş yıllara göre daha motive olabilir.
Ancak desteklerin artırılmasının sürekliliği şart. Bugün devam eden meteorolojik kuraklığın kısa zaman içinde 'zirai kuraklık' boyutuna ulaşması halinde ekili alanlardaki buğdaylarda çok ciddi boyutta verim kaybı yaşanacağını vurgulayan uzmanlar, "Zirai kuraklık devam ederse 2023 hasat yılında yaklaşık yüzde 30-40 verim kaybı yaşanır. Her kayıp fiyat artışı anlamına gelir.
Ayrıca 2022 yılına baktığımızda kayıtlı çiftçi sayısında önemli bir ölçüde azalma olduğu görülüyor. Doğru desteklemeler ve fiyat politikaları uygulandığında ekimi ve bakımı diğer emtialara göre daha kolay olan buğday ekiminin artacağını bekliyoruz" değerlendirmesinde bulunuyorlar.
İHRACATTA 2023 HEDEFİ 3 MİLYAR DOLAR
Türkiye'nin buğday ve mamulleri ihracatı 2021 yılında 1 milyar 216 milyon 387 bin dolar; 2022 yılında ise yüzde 25 artış göstererek, 1 milyar 616 milyon 352 bin dolar olarak gerçekleşti. 2023 yılında ise buğday ve mamulleri ihracatının 5 milyon ton miktarında ve 3 milyar dolar değerinde olmasını hedefleniyor. Türkiye bugün buğday ve mamulleri bazında 20 ülkeye ihracat yapıyor. Öne çıkan ilk beş ülke; Irak, Suriye, Yemen, Venezuela ve Sri Lanka olarak sıralanıyor. Irak tek başına ülkemizin yüzde 42 oranında ihracat yaptığı ülke olarak yıllardan beri gelen lider rolünü koruyor.